Rehin açığı belgesine dayalı başlatılan icra takip dosyasındaki alacağa dayalı tasarrufun iptali davasında, rehin açığı düzenlenmiş olan dosya incelenerek borcun doğumunun tespiti, takip konusu borcun iptali istenen tasarruftan önce doğduğunun belirlenmesi halinde ise, "rehin açığı belgesi", "aciz belgesi" niteliğinde olmadığından ve rehin açığı belgesinin takibe konu edildiği diğer icra dosyasında düzenlenmiş geçici (haciz tutanağı, İİK'nun 105 maddesi anlamında geçici aciz belgesi niteliğinde görülmediğinden) veya kati aciz belgesi sunulmadığından, aciz belgesi sunması için uygun davacı alacaklıya bir süre verilmesi, sunulduğu takdirde davanın esasına girilerek  iptal sebeplerinin incelenmesi, borcun, iptali istenen tasarruftan sonra doğduğu veya aciz belgesi sunulmadığı takdirde ise dava koşulu yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Tasarrufun iptali davalarının dinlenebilmesi için borcun, iptali istenen tasar­ruftan önce doğması dava önkoşulu olup mahkemece resen araştırılması gerektiği-
Takip konusu borcun davacı ile borçlu arasındaki ne tür bir ilişkiden ve ne zaman doğduğu konusunda davacıya delillerini sunması için süre verilmesi, bildireceği delillerin toplanması taraflar arasındaki borca ilişkin temel ilişkinin tasarruf tarihinden önce doğduğunun davacı tarafından ispatlanması halinde, davanın esasına girilerek dava konusu tasarrufun İİK 277, 278, 279, 280 maddeler gereğince iptale tabi olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiği- İİK. mad. 277 vd. uyarınca açılan tasarrufun iptali iste­mine ilişkin davada, takip konusu alacağın gerçek bir alacak olup olmadığının tespiti için ceza dosyası ve icra takip dosyasının incelenmesi gerektiği-
Davacının gerçekte alacaklı olup olmadığının tespiti amacıyla, borcun doğumuna ilişkin 3. kişilerce ileri sürülen savunmanın üzerinde durulması, bu konuda davacı ve davalı 3.kişilerin bildirdiği ve bildireceği delillerin top­lanması, maddi hasarlı kaza ile ilgili müracaat tutanağı ve anılan tu­tanağa dayalı olarak yapılan işlemlere ait belgeler, tarafların sosyal ve ekonomik durum­ları, banka kayıtları celp edilerek, gerektiğinde davacının ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi de yaptırılması, takip konusu alacağın gerçek bir alacak olup olmadı­ğı, gerçek bir alacak ise borcun doğum tarihinin tespiti ile sonucuna göre karar verilme­si gerektiği-
Davanın niteliği itibariyle B.K 18. maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davası olduğu, İİK 277 vd. maddelerinde sözü edilen iptal davalarının, borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz bulunması için açıldığı oysa muvazaa davasının, alacaklı ve borçlunun yaptığı tasarruf işleminin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tespit ettirmeyi amaçladığı, kural olarak muvazaa nedeniyle hakları ihlal olunan ve zarar gören 3.kişilerin (olayımızda davacı),  tek taraflı ve çok taraflı hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebileceği, danışıklı olan bir hukuki işlem ile 3.kişinin zararlandırılmasının ona karşı işlenmiş bir haksız fiil niteliğinde olduğu o nedenle Mahkemece BK 18. madde çerçevesinde değerlendirme yapılıp taraf delilleri buna göre toplanıp hasıl olunacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
Tasarrufun iptali davasında, mahkemece, taşınmazın evlilik birliği içerisinde edinilmediği, katkı payı alacağı içinde 1 yıllık sürenin geçtiğinden bahisle davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Dava konusu taşınmaz hissesinin, borcun doğu­mundan önce davalı üçüncü kişi (borçlunun kardeşi) tarafından açılan şufa davası ve bu davayı sonuçlandırmaya yönelik olarak düzenlenen protokollerle devrinin sağlandığı anlaşıldığın­dan, iptal davasının reddine karar verilmesi gerektiği-
Davanın, 6183 sayılı Yasa'nın 24 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasar­rufun iptali davasına ilişkin olduğu- Dosya içerisindeki ödeme emri ve haciz tutanağı içeriğinden borç­lunun vergi borcunun 2010 yılı 1. ve 12. ayları arasındaki dönemi de kapsadığı- Dava konusu tasarruf ise borçlu tarafından 30.09.2010 tarihinde yapıldı­ğından tasarrufun borcu doğumundan önce yapıldığından söz edilmesinin mümkün olmadığı, bu durumda, mahkemece işin esasına girilerek, borçlu ve diğer davalı arasın­daki tasarrufun iptale tabi olup olmadığı araştırılarak oluşacak sonuca göre karar ve­rilmesi gerektiği-
Borçlunun icra mahkemesine yaptığı başvurunun kabulü ile "icranın geri bırakılması"na kararı verilmesi halinde, anılan karar kesinleşmiş ise alacaklı tarafından İİK. mad. 169/6 gereğince genel hükümlere göre dava açılıp açılmadığının belirlenmesi, açılmış ise bu davanın sonucunun bekletici mesele yapılması; icranın geri bıra­kılmasına ilişkin karar kesinleşmemiş ise bu kararın kesinleşmesinin beklenerek sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
Kredinin borçlu tarafından çekildiği ve ödemelerin onun tarafından yapıldığına ilişkin olarak diğer bir ifade ile tasarrufun, nam-ı müstear şeklinde yapıldığına dair soyut iddiadan başka bir delil bulunmadığı, bu durumda mahkemece, dava konusu taşınmazın borçlu tarafından satın alındığı ispatlanmadığından davanın reddine karar verilmesi gerektiği - Borçlunun ortağı olan kişiye, borcunun doğumundan sonra yaptığı temliklerin İİK.'nun 280. maddesine göre iptali gerekeceği-