Borçlunun müvekkilinin eski eşi olup boşanma davası sonunda müvekkili lehine maddi-manevi tazminata hükmedildiği, borçlunun bunu sonuçsuz bırakmak mal kaçırmak kastıyla adına kayıtlı taşınmazı amcasının oğlu olan davalı 3.kişiye satarak devir ettiğini ileri sürdüğü, dava konusu taşınmazın rayicinin çok üstünde borçlu tarafından akrabası olan 3.kişiye satıldığı, boşanmaya neden olan olayların haksız fiil olarak boşanma davasından önce gerçekleşmiş olmasına göre tasarrufun iptaline karar verilmesi gerektiği-
Tasarrufun iptali davalarının dinlenebilmesi için borcun, iptali istenen tasarruftan önce doğması dava önkoşulu olup mahkemece res'en araştırılması gerektiği-
İptal davasının açılma ve görülme koşullarından birisi icra takibi ile ilgili koşul olup; alacağın ve icra takibinin kesinleşmiş olması ve tasarrufta bulunanın borçlu durumda olması gerekeceği- Borçlunun yaptığı zamanaşımı itirazı nedeni ile icranın geri bırakılması kararı verildiği ve kararın kesinleştiği anlaşılmakta olduğundan, alacaklı tarafından İİK. mad. 169/6 gereğince genel hükümlere göre dava açılıp açılmadığı araştırılarak, açılmış ise bu davanın sonucunun bekletici mesele yapılmak ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Borçlunun iflas ettiği durumlarda, tasarrufun iptali davasını açma hakkının iflas idaresine verildiği ve iflas idaresinin, dava açma hakkını alacaklıya devrettiği durumlarda, iptal davasının alacaklı tarafından açılabileceği-
Borçlunun iflas ettiği durumlarda, tasarrufun iptali davasını açma hakkının iflas idaresine verildiği, iflas idaresinin, dava açma hakkını alacaklıya devrettiği durumlarda, iptal davasının alacaklı tarafından açılabileceği, iflas masasının oluşturulup oluşturulmadığı sorularak, İİK'nin 277/2.maddesine göre işlem yapılmak üzere, iflas idaresinin davayı takip edip etmeyeceği ya da davacıya bu davayı takip için yetki verilip verilmeyeceği sorularak, davanın takibinin mümkün olması halinde, iflas eden borçlu hakkında açılan davada aciz belgesinin ibrazı koşulunun aranmayacağı hususu dikkate alınarak, davanın esasına girilip uyuşmazlığın çözümlenmesinin gerekeceği-
İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkin davaların dinlenmesi için geçici (İİK. mad. 105) veya kati (İİK. mad. 143) aciz belgesinin sunulmuş olması gerektiği- Borçlu adına kayıtlı taşınmaz üzerininde davacı alacaklının ikinci sırada olduğu ve taşınmazın kıymet takdiri ile alacak miktarları ile borçlunun maaşı üzerinde kesinti yapıldığı, yapılan hacizde borçlunun 2.675 TL'lik ev eşyasının haczedildiği, daha sonra yapılan hacizde ise haciz tutanağı ile borçlunun evinde zorunlu ev eşyaları dışında başka haczi kabil mal bulunmadığının tespit edildiği anlaşıldığından, bu haciz tutanağının İİK. mad. 105 anlamında geçici aciz belgesi niteliğinde olduğunun kabulü ile dava konusu tasarrufun İİK. mad. 278, 279, 280 gereğince iptale tabi olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiği-
Tasarrufun iptali istemine ilişkin davada, davacının alacağının kefil olarak imzaladığı kredi sözleşmesi ile doğduğunun (davacı kefil olarak borcu ödediğinden dava dışı bankanın halefi sıfatını da kazanmış olmakla) kabul edilmesi gerektiği-
Mahkemece, T.C. Gelir İdaresi Başkanlığı İstanbul Vergi Dairesi Katma Değer Vergisi Grup Müdürlüğü'nce gönderilen yazı içeriğindeki bilgi ve açıklamalar da gözetilerek, ihale konusu araç üzerinde keşif yapılmak ve vergi konusunda uzman bilirkişiden rapor alınmak suretiyle uygulanması gerekli KDV oranının Yargıtay denetimine imkan verecek şekilde kesin olarak belirlenmesinin ve sonucuna göre karar verilmesinin gerekeceği-
Davacının başka bir Hukuk Mahkemesinde, davacının eski malikten taşınmazı haricen satın alıp satış bedelinin bir miktarını eski malike verdiğini ve taşınmaza belli bir miktar masraf yaptığını iddia ederek tapu iptal ve tecil davası açtığı ve bu davanın reddedilerek kesinleştiği anlaşıldığından muvazaaya dayalı tasarrufun iptali (tapu iptal ve tescil) davasının dinlenemeyip, yeni malike karşı da tapu iptali ve tescil talebinde bulunamayacağı- Dava tarihinden önce yapılmış bir icra takibi bulunmayıp, davacının dava tarihinde davalı eski malikten kesinleşmiş bir alacağının olmaması sebebiyle tasarrufun iptali davasının şartlarının bulunmadığı-
Davanın İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğu- İptali istenen tasarruf takip konusu borçtan önce yapıldığından davanın önkoşul yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği-