Mahkemece, ihalenin feshi istemleri işin esasına girilerek reddedilen borçlular (davacılar) aleyhine "tek" para cezasına hükmedileceği, her bir borçlu aleyhine ayrı ayrı para cezasına hükmedilmesinin isabetsiz olacağı-
Menfi tespit, takas, tasarrufun iptali, tapu iptali ve tescil davası- tapu iptal ve tescil davası bakımından; tescilin yolsuz olduğu tartışmasız olduğu sabit olduğundan son kayıt maliki davalının Türk Medeni Kanunu’nun 1023. maddesi koruyuculuğundan yararlanıp yararlanamayacağı, yani iyiniyetli olup olmadığı, diğer davalı ile el ve işbirliği içerisinde olup olmadığı konusunda araştırma ve soruşturmanın eksiksiz tamamlanması sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği- Davacı tarafından davalı aleyhine icra takibine konu edilen 15.000.-TL bedelli senet mahsup edilerek davacının borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş ise de, davalının bu senedi, eşinin hasta olması nedeniyle satmış olduğu dairede oturmalarına davacının izin vermesi yönündeki anlaşmaya göre, daire satışından kaynaklanan alacağı (11.700 Euro bedelli senedi) ödendikten sonra daireyi boşaltacağının kararlaştırıldığını ve dairenin teslim edileceğine ilişkin teminat olarak davacının elinde bulunan senedin verildiği savunulmuş ve bu savunma üzerinde hiç durulmamış olduğu, menfi tespit davasında davalının davacıya verdiği senedin sebebine ilişkin savunması üzerinde durulması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
İpotek tesis edilen taşınmaz ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan takip sonucu cebri icra ile satılmış, davalı eşin açtığı ihalenin feshi davası da reddedilip kesinleşmiş olduğundan, Türk Medeni Kanununun 194.maddesi gereğince işlemin diğer eşin rızasına bağlı olmaktan çıktığı ve davanın konusuz hale geldiği-
Satış bedelinin muhammen bedelin yüzde yüzünün üstünde olması halinde zarar unsuru oluşmayacağından, ihalede zarar unsurunun gerçekleşmediğinin kabulü gerekeceği-
Şikayet tarihi itibariyle henüz yapılmış bir ihale bulunmadığından ve mevcut olmayan bir ihalenin feshi istenemeyeceğinden, mahkemece başvurunun ihalenin feshi istemi olarak vasıflandırılamayacağı, istemin reddine karar verilmesi gerekirken, şikayet tarihi itibariyle taşınmazın ihalesi yapılmadığı halde ihale yapılmış gibi değerlendirilip işin esası incelenerek sonuca gidilmesi ve şikayetin reddi ile borçlu aleyhine ihale bedelinin %10'u oranında para cezası verilmesinin doğru olmayacağı-
Satış istemi süresinin alacaklının satış talebi ile durduktan sonra ihalenin feshedilmesi veya satışın düşmesi halinde kaldığı yerden işlemeye devam edeceği-
Satışa ilişkin olarak düzenlenen şartnamede ve satış ilanında "ihaleye katılacakların % 20 teminat yatırması gerektiği" yasaya uygun olarak belirtilmiş olup, taşınmaz hissedarının, muhammen bedelden hissesine düşen miktarın karşıladığı oranda teminat yatırmasının aranmayacağı- Şikayetçinin taşınmazdaki hissesinin, teminat miktarını karşılamadığı ve ihale başlamadan önce, şikayetçinin ihaleye katılmak istediğine ve bunun için teminat yatırmasının zorunlu tutulduğuna dair bir memurluk işlemine rastlanmadığı anlaşıldığından, satış kararında bu yönde ibare bulunmasının tek başına yeterli olmadığı ve şikayetçinin ihale bittikten sonra satış mahalline geldiği görüldüğünden, şikayetçinin ihale saatinde ihaleye girmek için geldiği, ihaleye katılması için, kendisinden % 20 teminatın tamamını yatırmasının şart koşulduğu ve dolayısıyla ihaleye katılımının engellendiği hususu yazılı bir belge ile kanıtlanamamış olduğundan, ihalenin feshi isteminin yerinde olmadığının kabulü gerektiği-
Şikayet dilekçesine ekli imza sürkülerine göre, şikayetçi şirket on yıl süre ile M.P. ve M.Ö’nın atacakları müşterek imzalar ile temsil edileceğinden ve icra hukuk mahkemesine yapılan şikayet yalnızca şirket müdürlerinden M. Ö.'ın imzasıni içeren dilekçe ile yapıldığından şirket adına açılan geçerli bir dava olmayacağı,mahkemece şirket adına verilen geçerli bir şikayet dilekçesinin olmadığı gözetilerek talebin usulden reddi gerektiğinden %10 para cezasına hükmedilemeyeceği-
İhaleye katılmak için gittiğinde engellenen, ihalenin usulüne uygun yapılmadığını belirterek ihalenin feshi isteminde bulunan şikayetçinin İİK.nun 134/2.maddesinde belirtilen kişilerden olmadığından ihalenin feshini isteyemeyeceği, istemin şikayet hakkı bulunmadığından reddi halinde işin esasına girilmeyeceğinden para cezasına mahkum edilemeyeceği-
Satış bedelinin taşınmazın muhammen bedelinin üzerinde olduğu, şikayet dilekçesinde kıymet takdirine usulünce yapılmış bir şikayetin de bulunmadığı, dolayısıyla zarar unsuru gerçekleşmemiş olup, borçlunun ihalenin feshini istemekte hukuki yararının olmadığı-