İhalenin amacına ulaşmasını ve malın gerçek değerine satılmasını, ihalenin sağlıklı ve normal şartlarda yapılmasını engelleyici, dürüstlük kuralları ile bağdaşmayan davranışlarda bulunulmasının ve ihaleye katılıma engel olunmasının ihaleye fesat niteliğinde olduğu, tarafların fesat nedeni olarak ileri sürdükleri maddi vakıaları tanık dahil her türlü kanıtla ispat edebileceği-
Yerleşik Yargıtay uygulamasına göre satış bedelinin muhammen değerin yüzde yüzünün üstünde olması halinde zarar unsuru oluşmayacağından, ihalede zarar unsurunun gerçekleşmediğinin kabulü gerektiği-
K. takdirine itiraz üzerine mahkemece verilecek kararlar kesin olmakla beraber süresinde şikayet hakkının kullanıldığı hallerde icra mahkemesince itirazın incelemesiz reddedilmesi halinde, icra mahkemesi kararının, ihalenin feshinin istenmesi sırasında incelenmesinin mümkün olduğu, ancak, kıymet taktirine süresinde itiraz etmeyerek yasanın öngördüğü bu olanağı kullanmayanların, kıymet takdirine ilişkin hususları ihalenin feshi sebebi olarak ileri süremeyecekleri-
Şikayet konusu taşınmazların satış bedellerinin taşınmazların muhammen bedellerinin üzerinde olduğu anlaşıldığından zarar unsuru gerçekleşmemiş olup; borçlular sözü edilen taşınmazlar yönünden, İİK'nun 134/8. maddesi kapsamında kendi menfaatinin muhtel olduğunu ispatlayamadıklarından adı geçen borçluların ihalenin feshini istemekte hukuki yararlarının olmayacağı, ihalenin feshi talebi satış bedelleri muhammen bedellerinin üzerinde olan taşınmazlar yönünden işin esasına girilmeden reddedileceğinden para cezasına hükmedilemeyeceği-
Satış bedelinin muhammen bedelin yüzde yüzünün üstünde olması halinde zarar unsuru oluşmayacağından ve kıymet takdirine de usulünce yapılmış bir şikayetin de bulunmadığından, ihalede zarar unsurunun gerçekleşmediğinin kabulü ile şikayetçinin ihalenin feshini istemesinde hukuki yararın olmadığı- İşin esasına girilmeden ihalenin feshi talebinin reddi halinde şikayetçi aleyhine para cezasına hükmedilemeyeceği-
Şikayetçi şirket İİK.nun 134/2.maddesinde belirtilen ihalenin feshini isteme hakkı bulunan kişilerden olmadığı bu durumda işin esası incelenerek sonuca gidilmesi ve istemin şikayet hakkı bulunmadığından reddi nedeniyle işin esasına girilmeyeceğinden şikayetçinin para cezasına mahkum edilemeyeceği ayrıca, para cezasının hazineye gelir kaydına karar verilmesi gerekirken, davacıdan alınarak davalıya verilmesine hükmedilemeyeceği-
İİK'nun 135/2. maddesi gereğince çıkarılan tahliye emrinde taşınmazı işgal etmekte olan borçluya tahliye için 15 günlük süre verilmesi zorunlu olduğu- Borçluya gönderilen tahliye emrinde, tahliye için yedi günlük süre verildiği görüldüğünden, yasaya aykırı düzenlenen tahliye emrinin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece, ihalenin feshi istemleri işin esasına girilerek reddedilen borçlular (davacılar) aleyhine "tek" para cezasına hükmedileceği, her bir borçlu aleyhine ayrı ayrı para cezasına hükmedilmesinin isabetsiz olacağı-
Menfi tespit, takas, tasarrufun iptali, tapu iptali ve tescil davası- tapu iptal ve tescil davası bakımından; tescilin yolsuz olduğu tartışmasız olduğu sabit olduğundan son kayıt maliki davalının Türk Medeni Kanunu’nun 1023. maddesi koruyuculuğundan yararlanıp yararlanamayacağı, yani iyiniyetli olup olmadığı, diğer davalı ile el ve işbirliği içerisinde olup olmadığı konusunda araştırma ve soruşturmanın eksiksiz tamamlanması sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği- Davacı tarafından davalı aleyhine icra takibine konu edilen 15.000.-TL bedelli senet mahsup edilerek davacının borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş ise de, davalının bu senedi, eşinin hasta olması nedeniyle satmış olduğu dairede oturmalarına davacının izin vermesi yönündeki anlaşmaya göre, daire satışından kaynaklanan alacağı (11.700 Euro bedelli senedi) ödendikten sonra daireyi boşaltacağının kararlaştırıldığını ve dairenin teslim edileceğine ilişkin teminat olarak davacının elinde bulunan senedin verildiği savunulmuş ve bu savunma üzerinde hiç durulmamış olduğu, menfi tespit davasında davalının davacıya verdiği senedin sebebine ilişkin savunması üzerinde durulması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
İpotek tesis edilen taşınmaz ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan takip sonucu cebri icra ile satılmış, davalı eşin açtığı ihalenin feshi davası da reddedilip kesinleşmiş olduğundan, Türk Medeni Kanununun 194.maddesi gereğince işlemin diğer eşin rızasına bağlı olmaktan çıktığı ve davanın konusuz hale geldiği-