Borçlu şahıs yönünden satış ilanı tebliğinin usulsüzlüğünden bahisle ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken diğer borçlu şirketi de kapsar şekilde her iki borçlu yönünden ihalenin feshine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
İcra emrinin ipotek borçlusuna usulsüz tebliğ edildiği gerekçesiyle Tebligat Kanununun 32. maddesi uyarınca usulsüz tebligatı öğrendiği tarihin tebliğ tarihi kabul edilerek icra emrinin tebliğ tarihinin 23.03.2001 olduğunun tespitine karar verildiği alacaklı şirketin yapılan ikinci ihalede taşınmazı alacağına mahsuben satın aldığı, bu durumda davacı-borçlunun en geç 23.03.2001 tarihinde satış dosyasından haberdar olduğu, icra emrinin ipotek borçlusuna tebligatın usulsüz yapıldığı yönündeki iddianın yerinde olmadığı, tescil yolsuz olmadığından davalının da kötüniyetli olduğunun ileri sürelemeyeceği, dolayısıyla tapu iptal ve tescil isteminin reddi gerekeceği-
Şikayetçinin kıymet takdirinin yanlış yapıldığına dair bir itirazı bulunmayıp sadece kıymet takdiri tebliğinin usulsüzlüğü ileri sürüldüğünden ihalenin feshi isteminin reddine karar verilmesi gerekeceği-
İcra mahkemesince takibin iptaline karar verildiği ve bu kararın kesinleşmiş olduğu anlaşılmakta ise de, paraya çevrilmesi talep edilen taşınmaz alacağa mahsuben ihale edildiğine ve ihalenin kesinleşmesi sonucu taşınmazın alacaklı adına tescili yapıldığına göre, kesinleşen ihaleye ilişkin takibin iptal edildiği gerekçesi ile taşınmazı alacağa mahsuben satın alacak alacaklıdan ihale bedelinin istenilemeyeceği ve şikayete konu uyuşmazlığın genel mahkemede ileri sürülebileceği, bu hususun dar yetkili icra mahkemesince tartışılamayacağı, alacaklıdan ihale bedelini takip dosyasına yatırması istemli icra müdürlüğü işleminin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Şikayetçi, taşınmazlarının, 6183 s. K. uyarınca ihale edilmesi işleminin feshini talep etmiş, mahkeme, verilen kesin süreye rağmen taşınmazların ihale edildiği dosya numarası bildirilmediğinden dava şartı eksikliği nedeniyle istemin reddine karar vermişse de, şikayet İİK. 18'deki yargılama usulüne tabi olup HMK. anlamında dava olmadığından, ihale ile ilgili evrakların getirtilmesinin icra mahkemesinin yükümlülüğünde olduğu, ayrıca vergi dairesince yapılan bir takibin dosya numarası altında yürütülmediği anlaşıldığından şikayetçi tarafından ihale dosya numarasının bildirilmesinin de mümkün olmadığı-
İhale konusu taşınmazın muhammen bedelin üzerinden ihale edildiği ve dolayısıyla zarar unsurunun gerçekleşmemiş olduğu anlaşıldığından, esasa girilmeden ve para cezasına hükmedilmeden ihalenin feshi talebinin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Satışın muhammen bedelinin çok daha üstünde bir miktara yapıldığı, bu durumda zarar unsuru gerçekleşmediğinden borçlunun ihalenin feshini istemekte hukuki yararının olmadığını kabulü ile ihalenin feshi isteminin işin esasına girmeden reddi gerekeceği-
İhale tutanağında satışı yapan icra müdürünün imzasının olmaması halinde geçerli bir ihale tutanağı bulunmadığından ihalenin feshine karar verilmesi gerekeceği-
Şikayete konu ihale, 2007/13033 sayılı Bakanlar Kurulunun Mal ve Hizmetlere Uygulanacak Katma Değer Vergisi Oranlarının Tespitine İlişkin Kararın birinci maddesine eklenen altıncı fıkranın yürürlük tarihinden sonra yapılmış olduğundan, ödenecek katma değer vergisi oranı da bu fıkra hükmü kapsamında belirleneceği ve burada belirlenen kriterlere göre ilgili kurumlardan sorulmak suretiyle ihale konusu taşınmaz hakkında uygulanacak katma değer vergisi oranının tespit edilmesi gerektiği-
Yapılmak istenilen satış ilanı tebliğinde, beyanı alınan komşunun isminin alınmadığı, yani tebliğ mazbatasında komşunun kim olduğuna dair hiçbir bilginin bulunmadığı anlaşıldığından yapılan tebligatın usulsüz olduğu- Şikayetçi hissedara satış ilanının tebliğ edilmemiş olmasının veya usulsüz tebliğ edilmesinin başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğu- Ortaklığın giderilmesi ilamı nedeniyle yapılan satışlara ilişkin ihalenin feshi davalarında alıcı ile birlikte hissedarların tamamının hasım olarak gösterilmeleri gerektiği-