Şikayetçi tarafından fesih nedeni olarak ileri sürülen taşınmazın değerinin düşük gösterildiğine yönelik iddiası, aynı nedene dayanarak yasal süresinde yaptığı kıymet takdirine itirazının mahkemece inceleme yapılmaksızın reddedildiği ve ihalenin feshi davası sırasında mahkemenin redde ilişkin söz konusu bu kararının denetlenmesi mümkün olup satışa esas alınan kıymet takdirinin gerçeğe uygun olup olmadığının mahkemece araştırılması ve incelenmesi gerektiği- İhaleye çıkarılan ancak alıcı çıkmayan taşınmazlar için ihalenin gerçekleştirilmediği tespit edildiğinden şikayet tarihi itibarı ile ortada feshi gereken bir ihale bulunmadığına göre mahkemece ret yönünde verilen kararın, taşınmazlar bakımından sonucu itibarı doğru olduğu-
Borçlu, şikayet dilekçesinde, kendisine yapılan satış ilânı tebliğ işleminin usulsüzlüğünü ileri sürmediği halde, mahkemece, re'sen dikkate alınacak hususlar kapsamında da bulunmayan; "satış ilânının borçluya usulsüz olarak tebliğ edildiği" gerekçesiyle ihalenin feshine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
6183 sayılı yasaya dayanılarak yapılan takip sonucu gerçekleşen satışa yönelik ihalenin feshi isteminin reddi halinde, para cezasına hükmedilemeyeceği—
İhalenin feshi talebi üzerine icra mahkemesi tarafından 20 gün içinde duruşma yapılarak ve taraflar gelmeden de icap eden karar verileceğinden, bu konuda evrak üzerinde karar verilemeyeceği-
"Kurumların aktifinde, en az iki tam yıl süreyle bulunan taşınmazların satışı suretiyle gerçekleşen devir ve teslimler ile bankalara borçlu olanların ve kefillerinin borçlarına karşılık taşınmaz ve iştirak hisselerinin (müzayede mahallerinde yapılan satışlar dahil) bankalara devir ve teslimlerinin, KDV’den istisna olması" sebebiyle (KDV. K. mad. 17/4-r), sermaye şirketinin borçlarına karşılık taşınmazların cebri icra yoluyla satılması halinde de bu istisnanın uygulanacağı-
İhale konusu taşınmazın muhammen bedelin üzerinden ihale edildiği ve dolayısıyla zarar unsurunun gerçekleşmemiş olduğu anlaşıldığından, esasa girilmeden ve para cezasına hükmedilmeden ihalenin feshi talebinin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Şikayetçi henüz ihale gerçekleşmeden, ipotek alacağını temlik almakla tapudaki ilgili sıfatına sahip olduğundan İİK'nun 134/2. maddesinde öngörülen ihalenin feshini isteyebileceklerden ise de, taşınmazın tapu kaydında ipotek sahibi olarak görünmediğinden tapu siciline kayıtlı ilgili durumunda olmadığı ve İİK. 127 gereğince kendisine satış ilanı tebliğinin gerekmediği-
İhalenin muhammen bedelin oldukça üzerinde yapıldığı anlaşılan, zarar unsuru gerçekleşmemiş olup, şikayetçi, İİK'nun 134/8. maddesi kapsamında kendi menfaatinin muhtel olduğunu ispatlayamadığından ihalenin feshini istemekte hukuki yararının bulunmadığı ve bu durumda mahkemece, ihalenin feshi isteminin, esasa girilmeden reddine karar verilmesi ve para cezasına hükmedilmemesi gerekeceği-
İhaleye konu olan araç üzerinde rehin hakkı bulunan banka veya rehin hakkını temlik alan şikayetçi bu rehin hakkı ile ilgili olarak satış istemedikçe ilgili sayılmayacağından, satış kararında satış ilanının tebliğine karar verilen ilgililerden de sayılmayacağı ve şikayetçiye satış ilanı tebliğinin gerekmediği ve bu durumda taraf sıfatı bulunmayan şikayetçinin ihalenin feshi isteminin esasa girilmeden ve aleyhine %10 para cezasının hükmedilmeden reddi gerekeceği-
"K. takdiri ve satış ilanı tebliğ işlemlerinin usulsüz olduğu, satış ilanının tebliği tarihinde borçlunun Yunanistan cezaevinde tutuklu bulunduğundan, tutuklulara ve yabancı ülkede bulunanlara ilişkin tebliğ işleminin uygulanması gerekirken uygulanmadığı" ileri sürülerek "ihalenin feshi" talep edilmiş olduğundan mahkemece borçlunun yurt dışında cezaevinde olduğuna dair belgenin Türkçe tercümesi temin edilip, şikayet edilen hususlar yöntemince değerlendirilmeden karar verilmesinin ve Teb. K. mad. 21/2'ye göre yapılan satış ilanı tebliğini usulüne uygun olup olmadığının değerlendirilmemesinin isabetsiz olduğu-