72.480 TL muhammen bedelli taşınmazın 85.150TL'ye satıldığı ve dolayısıyla satış bedelinin taşınmazın muhammen bedelinin üzerinde olduğunun anlaşıldığı, bu nedenle, zarar unsuru gerçekleşmemiş olup, borçlunun ihalenin feshini istemekte hukuki yararının olmadığı-
Mahkemece, T.C. Gelir İdaresi Başkanlığı İstanbul Vergi Dairesi Katma Değer Vergisi Grup Müdürlüğü'nce gönderilen yazı içeriğindeki bilgi ve açıklamalar da gözetilerek, ihale konusu araç üzerinde keşif yapılmak ve vergi konusunda uzman bilirkişiden rapor alınmak suretiyle uygulanması gerekli KDV oranının Yargıtay denetimine imkan verecek şekilde kesin olarak belirlenmesinin ve sonucuna göre karar verilmesinin gerekeceği-
Temlik alacaklısı M.K.'nun alacağın temliki ile anılan icra takip dosyalarının alacaklısı konumuna geçtiği, dolayısıyla adı geçen şikayetçinin, şikayete konu taşınmaz bakımından Tarsus 2. İcra Müdürlüğü'nün 2011/3235 Esas ve 2011/3209 Esas sayılı icra dosyalarından satış talep ve ihale tarihinde haciz alacaklısı olması nedeniyle, tapu sicilindeki ilgili sıfatı ile aktif husumet ehliyetinin bulunduğu ve ihalenin feshini talep edebileceği-
Şikayetçinin takibe konu ipoteğe esas kredi sözleşmesinde kefil olmasının kendisine ihalenin feshini talep hakkı vermeyeceği-
300.000,00 TL muhammen bedelli taşınmazın 300.500,00 TL'ye satıldığı, borçlunun şikayet dilekçesinde kıymet takdirinin usulsüz tebliğ edildiğini ileri sürmüşse de taşınmazın kıymetinin düşük takdir edildiği yönünde bir iddiasının bulunmadığı, bu durumda zarar unsuru gerçekleşmemiş olup, borçlunun ihalenin feshini istemekte hukuki yararının olmadığı, mahkemece istemin bu nedenle reddi yerine işin esasının incelenerek sonuca gidilmesi doğru değil ise de sonuçta istem reddedildiğinden mahkeme kararının sonucu itibariyle doğru olduğu, ancak İİK'nun 134/2. maddesi uyarınca işin esasına bu nedenle girilmemiş olacağından şikayetçi aleyhine para cezasına hükmedilmesi isabetsiz olup, kararın bu nedenle bozulmasının gerekeceği-
Mahkemece, şikayetçi ihale alıcısının taşınmazın kendi adına tescilinin yapılamadığını öğrendiği tarihten itibaren yasal süresi içerisinde ihalenin feshini isteyip istemediği araştırılarak şikayet süresinde ise işin esası incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesinin, öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürenin geçirildiğinin tespiti halinde ise süreden reddinin gerekeceği-
Şikayetçi tarafından ihalenin feshi nedenleri ihale öncesi icra mahkemesinde şikayet konusu yapıldığından, şikayetçinin ihalenin feshini istemekte hukuki yararının bulunduğu, bu durumda ihale bedelinin muhammen bedelin üzerinde satıldığı gerekçesi ile zararın oluşmadığından söz edilemeyeceği-
Borçlunun icra mahkemesine başvurusunun, İİK'nun 134. maddesi doğrultusunda icra müdürlüğünce yapılan ihalenin feshine ilişkin olduğu, sonradan icra müdürlüğünce ihale bedelinin yatırılmaması sebebiyle İİK'nun 133. maddesi uyarınca ihalenin feshedilmesinin, anılan yasa maddelerindeki fesihlerin hukuki sonuçları farklı olduğundan İİK'nun 134. maddesi doğrultusunda ileri sürülen ihalenin feshi nedenlerinin incelenmesine engel teşkil etmeyeceği-
Şikayetçinin, "tapu sicilindeki ilgili" sıfatı bulunmakta olup, kendisine satış ilânı tebliğinin zorunlu olduğu- Haciz alacaklısı olan şikayetçi 3. kişinin, alacaklı olduğu ve açtığı tasarrufun iptali davasında aynı taşınmaz üzerine haciz şerhi koydurduğu, icra dosyasına giren son tapu kaydının ise, şikayetçinin haczini de içerdiği anlaşıldığından, "tapu sicilindeki ilgili" sıfatı bulunan şikayetçiye satış ilânı tebliğinin zorunlu olduğu-
Somut olayda, satış ilânının, borçlu şirkete “şirket yetkilisinin eşi Nesli Ş. imzasına tebliğ edildi” şerhi verilerek 12.04.2014 tarihinde tebliğ edildiği, tebligatın bu hali ile 7201 sayılı TK.'nun 12. ve 13. maddeleri ile Tebligat Yönetmeliği'nin 21. maddesine aykırı olması nedeni ile usulsüz olduğu- Öte yandan aynı zamanda borçlu şirket yetkilisi de olan borçlu Ö. Ş. adına çıkartılan tebligatın ayrı tüzel kişiliği bulunan borçlu şirkete de yapılmış sayılamayacağı-