Satış ilanının usulsüz tebliğ edilmiş olması nedeniyle borçlunun tebliğe muttali olduğunu beyan ettiği tarihin ıttıla tarihi olarak kabul edileceği ve bu tarihe göre ihalenin feshi isteminin süresinde olduğu-
İhalenin feshi talebinde bulunan şikayetçilerin takip dosyasında taraf olmadıkları gibi, ihaleye katılıp pey de sürmedikleri, şikayetçilerin icra takip dosyalarında alacaklı sıfatları bulunmakta olup, ihalesi yapılan aynı menkullere haciz uygulattıkları ancak, ihale tarihinden evvel satışı yapılan menkuller hakkında kendi dosyalarından usulune uygun satış isteminde bulunulmadığından “satış isteyen alacaklı” sıfatını da taşımadıkları bu durumda şikayetçilerin ihalenin feshi isteminde bulunmalarına yasal imkan bulunmadığı-
Taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneği borçluya tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesinin başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğu, tebligatta bilgisine başvurulan ve haber verilen komşunun ismi alınmadan tebliğ işlemi yapılmasının usulsüz olduğu- Birden fazla taşınmazın aynı ilanla satışa çıkarılması halinde, toplam paraya çevirme giderinden, satışı yapılan her taşınmaza isabet eden miktar oranlama suretiyle tespit edilerek, ayrıca müstakil harcamalar var ise bedele eklenerek oluşacak sonuca göre İİK. mad. 129'a uygun şekilde satışın gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğinin belirlenmesi gerektiği- Paraya çevirme giderlerine, satış yolluğu ve tebligat giderlerinin de ilave edilmesi gerektiği-
Şikayetçi-borçlunun taşınmaz yönünden ihalenin feshi istemi zarar unsuru yokluğu nedeniyle ve işin esasına girilmeden reddedildiğinden, bu taşınmaz yönünden borçlu aleyhine para cezasına hükmedilemeyeceği-
Ticaret sicilinden terkin edilen borçlu limited şirket hakkında takipte taraf olarak gösterilmek suretiyle icra takibine başlanması ve takip işlemlerine devam edilmesi durumunda yapılan işlemler hukuken geçersiz ve yok hükmünde olup; ipotek veren ile asıl borçlu limited şirket arasında zorunlu takip arkadaşlığı bulunduğundan, ipotek veren hakkında icra takibine geçilmesi ve takip işlemlerine devam edilmesine de imkan olmadığı ve bu durumda ihalenin feshi gerektiği-
Şikayetçi muris tarafından açılmış ihalenin feshi davasının murisin ölümünden önce reddedildiğİ ve mahkeme kararının sadece para cezası yönünden bozulduğu, bu aşamada ihalenin feshi davasının sonuçlarının, mirasçıların mirası reddettikleri de dikkate alındığında muris açısından sonuç doğuracağı anlaşılmakla, mirasçıların ihalenin feshi davasını sürdürme iradelerinin bulunduğundan bahsedilerek mirasçılar aleyhine para cezasına hükmedilemeyeceği-
Mahkeme kararının gerekçe kısmında ihale bedelinin % 10' u oranında para cezasının davacıdan tahsiline karar vermek gerektiği belirtildiği halde, hüküm kısmında bu konu hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesinin çelişki oluşturduğu ve yasaya aykırı olduğu-
Yerleşik Yargıtay uygulamasına göre satış bedelinin muhammen bedelin yüzde yüzünün üstünde olması halinde zarar unsuru oluşmayacağından, ihalede zarar unsurunun gerçekleşmediği-
Borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesi başlı başına ihalenin feshi sebebi olup, borçlu vekiline satış ilanının tebliğ edilmemesi veya usulsüz tebliğ edilmesinin de aynı hukuki sonuçları doğuracağı-
Alacaklı vekilinin Uyap'tan gönderdiği dilekçede yer alan beyanların davayı kabul anlamı taşıyıp taşımadığı belirlenerek bir ihalenin feshi davası hakkında bir karar verilmesi gerektiği-