Paylaştırma ve ortaklığın giderilmesi için satış yapılması gereken hâllerde, sulh hukuk mahkemesi hâkiminin satış için bir memur görevlendireceği ve malların satışı İcra ve İflas Kanunu hükümlerine göre yapılacağı- Temyiz incelemesi aşamasında yürürlüğe giren -7343 s. K. ile değişik- İİK 134/5-3 gereğince, fesih gerekçeleri ve feshi isteyenin sıfatı gözönünde bulundurulduğunda, davanın ihale sürecini uzatmaya matuf olmadığı anlaşıldığından, ölçülülük ilkesi nazara alınarak davacı aleyhine hükmedilen para cezasının, ihale bedelinin (%10'undan) % 5’ine indirilmesi gerekeceği-
İhalenin feshi talebinin reddine karar verilmesi yerinde ise de; İlk Derece Mahkemesi'nce hükmün ” D” bendinde 60.000,00 TL ihale bedelinin %10’u tutarında 6.000,00 TL para cezasına hükmedilmesi gerekirken 60.000,00 TL para cezasına hükmedilmesi isabetsiz olup, Bölge Adliye Mahkemesince; HMK’nın 353/1-b-2 ve 356. maddeleri gereğince, ilk derece mahkemesi kararının, para cezası yönünden düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulması gerekeceği-
Murisin mirasının en yakın yasal mirasçılarının tamamı tarafından reddolunduğundan, sulh hukuk mahkemesinin "murisin terekesinin TMK 612 uyarınca iflas hükümlerine göre tasfiyesine, tasfiye kararının infazı için dosyanın icra müdürlüğüne gönderilmesine" karar verdiği anlaşıldığından, şikayete konu ihale icra müdürlüğünce yapılsa da, bu konu ile ilgili şikayetlerin icra mahkemesinde değil, sulh hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği-
Takibe konu ipoteğe esas kredi sözleşmesindeki kefilin ihalenin feshini talep edemeyeceği- İpotekli taşınmazın ihale tarihinden ve hatta satış karar tarihinden önce satıldığı anlaşıldığından, şikayetçinin ihale tarihi itibariyle ihale konusu taşınmaz ile hiçbir ilgisinin bulunmadığı, ipotekli taşınmaz maliki olmadığı gibi tapu sicilindeki ilgili ya da ihaleye pey süren kişi de olmadığı, ihalenin feshi isteminin aktif husumet yokluğundan reddi gerektiği-
Borçlu ........ takipte vekille temsil edilmediği halde vekilin adresine tebliğ yapılmasının ve borçlu vekili olmayan avukata satış ilanı tebliğ edilmesinin ve borçlunun kendisine satış ilanı tebligatı yapılmamasının usulsüz olduğu, o halde, Bölge Adliye Mahkemesince, borçlu .......... yönünden yukarıda yazılı gerekçe ile ihalenin feshine karar verilmesi gerekeceği-
Satış kararında; "satışa çıkarılacak mal ilanının .............. İcra müdürlüğü ilan panosunda yayınlattırmak suretiyle yapılmasına, satışa konu mahcuzların nitelikleri itibariyle gazete ilanına yer olmadığına" karar verildiği, satışa çıkarılan menkul malların ihale bedelinin muhammen bedelin altında kaldığı, satışa alacaklı dışında bir kişinin katıldığı görülmüş olup, bu haliyle, ihaleye yeterli katılımın olmadığı, yapılmış olan ilanların gerekli talep ve talibi artırmadığı anlaşıldığından, taşınır satış ilanının gazete ile ilan edilmesinin, alakadarların menfaatine uygun olacağının kabulü gerekeceği, o halde, mahkemece şikayetin kabulü ile ihalenin feshine karar verilmesi gerekeceği-
İhalenin feshi şikayetinde süresinde satış istenmediğinin re'sen gözetilemeyeceği-
Bölge Adliye Mahkemesince zarar unsuru gerçekleşmeyen ... no’ lu bağımsız bölüm açısından gerekçeye uygun karar verilmiş ise de, diğer 5 taşınmaz açısından gerekçeye uygun şekilde ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken, bu 5 taşınmaz yönünden “ Şikayete konu diğer taşınmazlar yönünden ise ihalenin feshi isteminin "esastan reddine" şeklinde karar verilerek gerekçe/hüküm çelişkisi yaratıldığı, Bölge Adliye Mahkemesince, gerekçe/hüküm çelişkisi yaratılmasının 6100 sayılı HMK. nın emredici nitelikteki “Gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz.” şeklindeki 298/2. maddesine aykırı olduğu-
Tebligat üzerine yazılan ve hâkimin sicil numarası ve imzasını taşımayan açıklamalar, yasanın aradığı yönteme uygun kabul edilemeyeceği gibi, hâkim tarafından verildiğinin kabulüne de olanağın bulunmadığı, bu bakımdan hukuki sonuç doğuracak nitelikte de olmadığı, o halde, Bölge Adliye Mahkemesinin, hâkim tarafından verilmiş, usulüne uygun bir kararı ve tebligatı bulunmadığından, hâkim imzasından yoksun bildirimin hukuken geçerli kabul edilmesi mümkün olmadığı gibi, usule aykırı ve geçersiz bu belgenin hak kaybına yol açacak şekilde sonuç doğurmasının da kabul edilemeyeceği, dolayısıyla, bu tebligat Kanun hükmüne uygun olmadığından, gerekleri süresi içerisinde yerine getirilmemiş olsa dahi, buna dayanılarak temyiz talebinde bulunan tarafın hükmü temyiz etmekten vazgeçmiş sayılmasına olanağın olmadığı-
İhalenin feshi istemleri işin esasına girilerek talebi reddedilen borçlular aleyhine "tek" para cezasına hükmedilmesi gerekirken, her bir borçlu aleyhine ayrı ayrı para cezasına hükmedilmesinin isabetsiz olduğu-