Satış ilanı tebliğ tarihi ile ihale günü arasında makul bir süre olmadığından, borçlunun satış hazırlığı işlemlerine karşı şikayet hakkını kullanması ve satışa katılımı arttıracak çalışmalarda bulunması engellenmiş olup satış ilanının ihaleden önce usulüne uygun olarak tebliği koşulunun gerçekleştiğinden bahsedilemeyeceği-
İhale konusu taşınmazın tapu kaydına konulan ihtiyatî tedbir kararı cebri satışı da önleyecek şekilde olmadığından, tapu kaydındaki ihtiyatî tedbir şerhi dolayısı ile şikâyetçi ihalenin feshini isteyebilecek ilgililerden de olmadığı- İhale konusu taşınmazın tapu iptali ve tescile ilişkin mahkeme kararı henüz tescil edilmediğinden, tapu kaydında hâlen hissedar olarak görünen şikayetçinin İİK 134/2 gereğince tapu sicilindeki ilgililerden sayılacağı ve ihalenin feshini isteme hakkının bulunduğu-
Kıymet takdirinin yapıldığı tarihten itibaren iki yıldan fazla süre geçtikten sonra ihale gerçekleştirilmiş olup, bu hususun ayrıca re'sen gözetilmesi gerektiğinden, ilk derece mahkemesince ihalenin feshine karar verilmesi gerekeceği-
Şikayetçilerin, kredi sözleşmesinin asıl borçlusu ve satışa konu ipotekli taşınmazın maliki olmayıp, şikayetçilerden birinin müteselsil kefil, diğerinin ise müteselsil kefil ve ipotek verilen diğer taşınmazın (şikayete konu olmayan ) maliki olduğu, tapu sicilindeki ilgili veya ihaleye pey süren kişi de olmadıklarının görüldüğü, ayrıca şikayetçi .............’un asıl borçlu lehine taşınmazını ipotek veren taşınmaz maliki olarak takipte yer aldığı görülmüş ise de kendi adına kayıtlı olmayan taşınmaza ilişkin ihalenin feshini talep etmesinde aktif husumet ehliyetinin bulunmadığının kabulü gerekeceği, bu durumda şikayetçiler ............ ve ...............’un ihalenin feshini talep etmesinde aktif husumet ehliyetinin bulunmadığının kabulü gerekeceği-
Şikayetçi ipotekli taşınmaz malikinin İİK'nun 134/2. fıkrası gereğince ihalenin feshini isteyebilecek kişilerden olduğu, taşınmazın muhammen bedelin altında bir bedele ihale edildiği, şikayetçinin ihalenin feshini istemekte hukuki yararının bulunduğu; mahkemece işin esasına girilmek suretiyle gerek satış ilanı tebligatı usulsüzlüğü ve gerekse sair tüm ihalenin feshi sebeplerinin incelendiği ve yine kamu düzenine ilişkin olarak da esastan inceleme yapılarak ve ihalenin feshi isteminin esastan reddine karar verildiği anlaşıldığından, ihalenin feshi isteminin esası incelenmesine rağmen esasa girilmediği gerekçesi ile para cezasına hükmedilmemesinin isabetsiz olduğu-
İhale konusu taşınmazın köyde olması sebebiyle, köyde ilan edilmesinin, talep ve talibi arttırabileceğinden ve dolayısıyla taşınmazın gerçek değeri üzerinden satılması imkanını sağlayacağından tarafların menfaatine uygun olduğu, taşınmazın düşük bedelle ihale edilmiş olmasının ve 2 katılımcıdan başka katılan olmamasının, alacağa mahsuben alacaklıya ihale edilmesinin yapılan satış ilanının yetersiz olduğunu ortaya koyduğu, her ne kadar 6360 sayılı On Üç İlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi Altı İlçe Kurulması İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile bazı köyler mahalleye dönüştürülmüş ise de; bu düzenlemenin taşınmazın idari yapısına ilişkin olup, taşınmazın fiilen köy vasfında olan yerde bulunduğu gerçeğini değiştirmeyeceği ve o yöredeki muhtemel alıcılara da satışın duyurulması yönünden köyde ilan gerekliliğini ortadan kaldırmayacağı-
Şikayetin borçlu asil tarafından yapıldığı ve takip edildiği, dolayısıyla borçlunun bu yargılamada vekil ile temsil edilmediği anlaşıldığından, İlk Derece Mahkemesince, borçlunun vekili olmadığı halde lehine vekalet ücreti takdirinin isabetsiz olduğu-
Bölge Adliye Mahkemesi’nce, ihalenin feshi istemi işin esasına girilerek reddedildiğinden, feshi istenilen ihale bedeli üzerinden % 1 oranında para cezasına hükmedilmesi yerinde ise de; şikayete konu ihale bedeli 240.000,00 TL olup % 1’i 2.400,00 TL olmasına rağmen, infazda tereddüt yaratacak şekilde 2.400,000 TL para cezasına hükmedilmesi isabetsiz ise de anılan yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığı-
Tellaliye giderinin satış masrafı olarak kabulünün mümkün olmadığı-
Şikayetçinin kendi maliki olduğu bağımsız bölüm yönünden işbu şikayette aktif husumet ehliyetinin bulunduğunun kabulü gerekeceği- İhale bedelinin muhammen bedelin üzerinde olduğu şikayetçi borçlu yönünden zarar unsuru gerçekleşmediğinden, borçlunun bu taşınmaza yönelik ihalenin feshini istemekte hukuki yararı bulunmadığından şikayetçinin ihalenin feshi isteminin bu taşınmaz yönünden hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine, buna bağlı olarak işin esasına girilmediğinden İİK. nın 134/2-son maddesi uyarınca para cezasına hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekeceği- Şikayet tarihi itibariyle henüz yapılmış bir ihale bulunmadığından ve mevcut olmayan bir ihalenin feshi istenemeyeceğinden, mahkemece başvurunun ihalenin feshi istemi olarak vasıflandırılması doğru olmayıp, satış gününden önce yapılan şikayet ile şikayetçinin ihalenin feshini talep edemeyeceği nazara alınarak, bu taşınmaza yönelik istemin reddine ve para cezasına hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekeceği- İhale bedeli muhammen bedelin altında olduğundan zarar unsurunun bulunmasına rağmen yanılgılı değerlendirme ile bu taşınmaz yönünden ihalenin feshi isteminin hukuki yarar yokluğundan usulden reddine karar verilmesinin doğru olmadığı-