Satış ilanı tebligat parçasında muhatabın çarşıda olduğu beyanını veren kişinin en yakın komşu, kapıcı veya yöneticiden hangisi olduğu yazılı olmadığı gibi, haber verilen en yakın komşu, kapıcı veya yöneticinin adı ve kim olduğu da belirtilmediğinden yapılan tebliğ işleminin usulsüz olduğu-
Tüzel kişi şirketeyapılan satış ilanı tebligatı ''şirket sahibi ...vefat etmiştir'' şeklinde şerh düşülerek iade edilmiş olup, muhatap şirketin açık veya kapalı olup olmadığı belirtilmeksizin iade edilmesi üzerine, TK. 35'e göre şirketin ticaret sicili adresine tebligat yapılmış ise de; tüzel kişilere TK. 35'e göre tebligat yapılması için öncelikle iade edilen tebligatın, usulüne uygun olarak araştırılarak kanuna uygun şekilde iade edilmesi gerekirken, usulsüz şekilde yapılan tebligatın iadesi üzerine çıkartılan TK. m .35 kapsamındaki tebligat işleminin de usule uygun olmayacağı- Şikayetçi tüzel kişi şirketin tek yetkilisinin ölümü üzerine aksi karar alınıncaya kadar temsile yetkili olarak seçilen kişiye, ayrıca gerçek kişi olarak takipte taraf olması nedeni ile satış ilanı tebliğ edilmiş olsa da; çıkarılan tebligat şirket adına yapılmış ve öğrenilmiş sayılamayacağı- İİK 127 gereğince taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneği borçluya (varsa vekiline) tebliğ edilmemiş olmasını veya usulsüz tebliğ edilmesinin başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğu-
Hukuki yarar yokluğu nedeniyle usulden ret halinde para cezasına hükmolunamayacağından, ilk derece mahkemesince tüm taşınmazların ihale bedellerinin toplamının %10'u oranında para cezasına hükmedilmesinin isabetsiz olduğu-
Kıymet takdirine itiraz üzerine mahkemece verilecek kararlar kesin olmakla beraber süresinde şikayet hakkının kullanıldığı hallerde icra mahkemesi kararının, ihalenin feshinin istenmesi sırasında incelenmesinin mümkün olduğu, bu durumda mahkemece yapılması gereken işin, borçlunun fesih nedeni olarak ileri sürülen kıymet takdirine ilişkin itirazları konusunda uzman bilirkişi marifeti ile keşif yapılmak suretiyle incelenerek taşınmazın değerinin belirlendiği tarih esas alınarak bilirkişi tarafından tespit edilen değerin ihalede esas alınan muhammen bedelin üzerinde olması halinde ihalenin feshine karar verilmesinden, muhammen bedelin altında olması halinde ise ihalenin feshi isteminin reddine karar verilmesinden ibaret olduğu-
Mahkemece görevlendirilen bilirkişi tarafından düzenlenen raporda veya mahkeme kararında değerlemenin yapıldığı tarih açıkça belirtilmediği sürece, kıymet takdirine itiraz davasındaki keşif tarihinin, İİK’nun 128/a-2 maddesinde düzenlenen 2 yıllık sürenin başlangıç tarihi olarak kabulü mümkün olmadığı- Kesinleşen kıymet takdirinin yapıldığı tarihten itibaren iki yıldan fazla süre geçtikten sonra ihale gerçekleştirilmiş olduğundan ihalenin feshi gerektiği, taşınmazın muhammen bedelin üzerinde ihale edilmiş olmasının, re'sen gözetilen iki yıllık sürenin dikkate alınması gerekliliğini ortadan kaldırmayacağı- Şikayetçinin takipte asıl borçlu veya ihalenin feshine konu taşınmaz maliki sıfatının bulunduğunun tespit edilmesi halinde ihalenin feshine karar verilmesi gerektiği-
Satışa çıkarılan taşınmazın satışında, satışa alacaklı dışında bir katılan bulunmadığı, bu haliyle, ihaleye yeterli katılımın olmadığı, yapılmış olan ilanların gerekli talep ve talibi arttırmadığı anlaşıldığından, satış ilanının gazete ile ilan edilmesinin gerektiği-
İlk Derece Mahkemesince ihalenin feshi şikayetinin kabul edilmesi ve davalı SGK.nın harçtan muaf oluşu karşısında davacının yatırdığı harç masraflarının davalı SGK. dan tahsiline karar verilerek harçtan muaf olan davalı SGK. ya harç yükletilmesi hatalı olup, bozma sebebi ise de, bu yanlışlığın düzeltilmesinin yeniden yargılamayı gerektirmediği-
İpotek veren üçüncü kişi ile asıl borçlu arasında zorunlu takip arkadaşlığı bulunduğundan bu hususun, mahkemece re'sen göz önünde bulundurulması gerekeceği, ipotekli taşınmazlar maliki üçüncü kişiye satış ilanının tebliğ edilmesinin usulsüz olan icra takibini usulüne uygun hale getirmeyeceği, bu durumda, HMK'nun 124. maddesi uyarınca alacaklı tarafından, taşınmazı satın alan 3. kişi yönünden ek takip talebinde bulunulması ve buna göre düzenlenecek icra emrinin tebliği gerekirken, adı geçen usulünce takibe dahil edilmediği halde takibin yürütülmesi ve taşınmazların ihale yoluyla satılması doğru olmadığından, ilk derece mahkemesince ihalenin feshine karar verilmesi gerekeceği-
Bölge Adliye Mahkemeleri'nin İlk Derece Mahkemesinin hatasını HMK. nın 359. maddesine uygun şekilde yeniden karar vererek düzeltmek zorunda olduğu, bu hüküm karşısında Bölge Adliye Mahkemelerinin düzelterek onama ya da sonucu doğru onama yetkisinin olmadığı, bu emredici düzenlemeler karşısında, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından ilk derece mahkemesinin kararını gerekçe hatası nedeni ile kaldırıp, uygun gerekçe ile yeniden esastan bir karar vermesi gerekirken, ilk derece mahkemesinin kararının sonucunun doğru olduğu gerekçesi ile istinaf talebinin esastan reddine karar vermesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Mahkemece, şikayetçi yönünden malik olduğu taşınmazlara ilişkin şikayetinin esastan reddi ile o taşınmazların ihale bedeli üzerinden para cezasına hükmedilmesi, malik olmadığı taşınmazlar yönünden ise şikayetin aktif husumet yokluğu nedeniyle reddi ile para cezasına yer olmadığına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup, anılan yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığı-