Yasal mevzuat ve Danıştay’ın 19/02/2003 tarihli emsal içtihadı ışığında; ücret gelirlerinde, vergiden istisna edilen tutarlar ile gelirden yapılacak indirimler Gelir Vergisi Kanunu’nun 23-32 maddeleri aralığında tahdidi olarak belirlendiği, damga vergisi bu istisna ve indirimler arasında sayılmadığı gibi, aynı Yasa’nın 63. maddesinde de gerçek ücrete ulaşılırken yapılacak indirimler arasında damga vergisine yer verilmediğinden, gelir vergisi matrahı belirlenirken damga vergisi brüt ücret alacağından mahsup edilemeyeceği-
İdarenin kamulaştırmasız el atma eyleminin ne zaman olduğunun belirsiz olduğu durumlarda dava konusu taşınmazın yer aldığı bölgenin 21-K-IV imar planında jeolojik sakıncalı alan içerisinde kaldığı durumlarda söz konusu jeolojik sakınca kararının 29.12.1981 tarih ve 1051 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile belirlenen Afet Maruz Sahalar gereği imar planında gösterildiği ve parsele herhangi bir imar izni verilmediği- Kamulaştırmasız el atmanın ne zaman olduğu konusunda taraf beyanları alınarak gerekli araştırma yapılmak suretiyle tarihin belirlenmesi ve buna göre karar verilmesi gerektiği-
İlamda yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılardan tahsiline karar verildiği- müteselsil tahsil hükmü bulunmadığı- görüldüğünden, eşit oranda sorumluluğu sağlayacak şekilde icra emri düzenlenmesi gerektiği-
İlamda reeskont faizine hükmedildiği halde faiz hesabının avans faiz oranlarına göre yapılmasının doğru olmadığı-
İlamın, "şahsın hukuku" ile ilgili olmakla birlikte, tarafların şahsı ile ilgili hukuki durumlarında değişiklik yaratan bir sonuç doğurmayıp sadece mal varlığını etkilemesi halinde, icra takibe konulabilmesi için kesinleşmesi gerekmeyeceği-
Talep edilen birikmiş nafaka alacağından borçlu olmadığının tespitine ilişkin menfi tespit davasının aile mahkemesinde görülmesi gerektiği-
Borçlunun, yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden temyiz talebi, miktarın temyiz sınırını geçmediği anlaşıldığından, temyiz kabiliyetinin olmadığı- Borçlunun sosyal ve ekonomik durumu ile ilgili zabıta araştırması yapılmadan alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığı- Asıl olan borcun ödenmesi olup, borçlunun meskeniyet şikayetinde bulunduğu semtte veya o yere yakın semtte meskeninin bulunmasının dikkate alınmayacağı-
Şikayetçinin, dosya borcuna takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde icra kefili olduğu, adı geçene 14.11.2014 tarihinde icra emrinin tebliğ edildiği, her ne kadar takip dosyası 30.10.2008 tarihinden, 24.04.2014 tarihli yenileme talebine kadar işlemsiz bırakılmış ve bu tarihten itibaren icra takip işlemlerine devam edildiği asıl takip borçlusu yönünden 15/01/2015 tarihinde zamanaşımı dolayısı ile icranın geri bırakılmasına karar verilmiş ise de; bu hususun icra kefaletinin geçerliliğini etkilemediği gibi, icra kefili yönünden İİK'nun 39. maddesinde öngörülen on yıllık zamanaşımı süresi dolmadığından, icra kefili yönünden icranın geri bırakılması isteminin reddine karar verilmesi gerektiği-
Avukat olmayan gerçek kişiye vekaletname ile tebligat almak üzere özel yetki verilemeyeceği, usulüne uygun tebligat yapılabilmesi için vekilin avukat sıfatını taşımasının zorunlu olduğu-
Kefalete rıza gösterecek eşin borçlunun kendisi olması nedeniyle eş rızasının aranmayacağı-