İcra emrinde yer alan ''Hemen Ödendiği Taktirde Borcunuz'' başlığı ile yeni bir hesaplama yapılarak takip çıkışı toplam borca icra vekalet ücreti,harç ve resmi mesraflar eklenerek hesap yapılmasının kanunda yerinin olmadığı yapıldığı taktirde bu durumun icra emrinin ya da takip talebinin iptalini gerektirmeyeceği-
Borçlu belediyenin 6552 sayılı yasa gereğince mal beyanında bulunması gerektiği- Borçlunun malları haczedilirken, muhafazası ve satılması en kolay ve yokluğu borçluya en az yük teşkil edecek mallardan hacze başlanılması, haciz yapılırken alacaklı ve borçlunun menfaatlerinin mümkün olduğu kadar dengelenmeye çalışılması gerektiği-
Anonim şirketlerde hisse senedi çıkarılması zorunluluğunun olmadığı- Hisse senedi çıkarılmış ise bunların İİK'nun menkul mallarla ilgili haciz ve muhafaza hükümlerini düzenleyen 88. maddesi uyarınca icra müdürlüğünce haczedilip ve muhafaza altına alınacağı- Hisse senedi çıkarılmamış ise borçlunun 3.kişi nezdinde bulunan ve henüz kıymetli evraka bağlanmamış hisse hakları İİK'nun 94. maddesi gereğince, icra dairesi tarafından şirkete haciz yazısı tebliğ olunarak haczedileceği- Borçlunun hissesinin haczedildiğinin tebliği üzerine haczin şirket pay defterine işlenmesi zorunlu olduğu- Ancak şirket pay defterine işlenmemiş olsa bile, şirkete tebliğ tarihinde yapılmış sayılacağı- Öte yandan icra müdürlüğünce mahalline bizzat gidilerek haczin şirkete tebliği suretiyle ve bu hususu tutanakla tespit ederek pay haczi yapılabileceği- Bu durumda da haczin şirkete tebliğ edildiği tarihin haciz tarihi sayılacağı- Anonim ve hisseli komandit şirketlerin henüz kıymetli evrak niteliğinde senede bağlanmamış hisselerinin haczinde, İİK'nun 94. maddesi doğrultusunda yapılan tebliğden sonra şirket idaresi itirazda bulunmamış veya itiraz reddedilmiş ise hisselerin borçlu adına ve hesabına şirket nezdinde ve mamelekinde bulunduğunun kesinleştiği- Haciz keyfiyetinin borçlunun hissesini elinde bulunduran 3. şahıslara ihbar edileceği- Bu konudaki şikayet bir hakkın yerine getirilmesi ile ilgili bulunduğundan borçlunun süresiz şikayet hakkı olduğu-
İcra kefaletine ilişkin başvuruların, ilama aykırılık iddiası niteliğinde olduğu ve süresiz şikayete olarak ileri sürülebileceği-
Takip borçlusunun üçüncü şahıs nezdinde bulunan hak ve alacakları ile menkul mallarının haczedilmesi öngörülmüş olup haciz müzekkeresi gönderilen diğer takip borçlusu borçlu üçüncü kişi sayılamayacağından gönderilen haciz müzekkeresinin hukuki sonuç doğurmayacağı-
İcra müdürlüğünün daha önce yaptığı işlemlerden kendiliğinden dönmesi mümkün olmadığı- İtirazın yazılı yapılması halinde, bu hususta sınırlayıcı yasal bir düzenleme olmadığından, belirli sözcüklerin kullanılmasının zorunlu olmadığı, borçlunun; “borçlu değilim”, “borcum yoktur”, “alacaklının takibe yetkisi yoktur”, “senet sahtedir”, “itiraz ediyorum”, “borçtan sorumlu değilim” ve sair şekilde itiraz istemini dile getiren, itiraz iradesini ortaya koyan sözcüklerin kullanılmasının yeterli olduğu, bu konuda, kullanılan sözcüklerin sözlük anlamına bakılmayıp, onu kullanan kişinin gerçek maksat ve isteği göz önünde tutulması gerektiği- Borçlunun dilekçesinden genel olarak “itiraz iradesi” çıkarılabiliyorsa, bunun geçerli bir itiraz olarak kabul edilmesi gerektiği, bu konuda, kuşkuya düşülmesi halinde, borçlu lehine hareket edilmesi gerekeceği, zira, itirazın geçerli sayılmaması durumunda, borçlu borcu kabul etmiş sayılacağından, gerçek iradesine aykırı bir durumla karşı karşıya kalabileceği, kuşku bulunan hallerde, itiraz hakkı süreyle kısıtlanan borçlunun çıkarı, alacaklınınkine göre daha çok korunmaya değer olduğundan, borçlunun pek açık olmayan bildirimlerinin, bu bildirimden çıkarılacak gerçek irade de gözetilerek geçerli bir itiraz bildirimi olarak kabul edilmesinin yasanın düzenleniş biçimine ve amacına uygun olacağı-
Ayıplı aracın iadesinin, ayıpsız ile değiştirilmesine ilişkin ilam ile mümkün olduğu- Taşınır teslimine dair ilam icra dairesine verilince, icra müdürünün icra emri tebliği ile 7 gün içinde o şeyin teslimini emredeceği, hükmolunan taşınır veya misli borçlu yedinde bulunursa zorla alınıp alacaklıya verileceği, yedinde bulunmazsa ilamda yazılı değerinin alınacağı, vermezse ayrıca icra emrine gerek kalmaksızın haciz yoluyla tahsil olunacağı, taşınır malın değeri ilamda yazılı olmadığı veya ihtilaflı bulunduğu taktirde icra müdürü tarafından haczin yapıldığı tarihteki rayice göre takdir olunacağı belirtildiği gibi hükmolunan taşınırın değerinin borsa ve ticaret odalarından olmayan yerlerde icra müdürü tarafından seçilecek bilirkişiden sorulup alınacak cevaba göre tayin olunacağı belirtildikten sonra maddenin son fıkrasında "ilgililerin bu hususta icra mahkemesine şikayet haklarının olduğu" hükmüne yer verildiği- Karşılıklı edimin birlikte ifa yükümlülüğü getirdiği- Araç değerinin DİE artış oranına göre belirlenmesinin doğru olmadığı-
Takipten önce vefat eden muris hakkındaki başlatılan takipte mirasçıların mirası ret süresi içerisinde takibe dahil edildiği, mirasın reddine ilişkin davanın icra takibinden ve ödeme emrinin tebliğinden sonra üç aylık mirasın reddi süresi içinde açıldığı ve karara ilişkin ilamın kesinleştiği görüldüğünden, icra takibinin İİK 53 ve TMK'nun 606. maddelerinde belirtilen süreler geçmeden başlatıldığı anlaşılmakla, mahkemece şikayetin kabulü ile takibin iptaline karar verilmesi gerektiği-
Sermaye şirketlerinde alacaklıların, alacaklarını, o ortağa düşen kâr veya tasfiye payından alabilecekleri gibi borçlularına ait olan, senede bağlanmış veya bağlanmamış payların,İİK.'nun taşınırlara ilişkin hükümleri uyarınca haczedilmesini ve paraya çevrilmesini sağlayarak da alabilecekleri- Haczin, istek üzerine, pay defterine işleneceği- Alacaklıların, tüm ticaret şirketlerinde alacaklarını, ortağın şirketten olan diğer alacaklarından da alabilme ve bunun için haciz yaptırabilme yetkisini de haiz olduğu- Yeni TTK hükümleri uyarınca, sermaye şirketi olan limited şirketlerde ortaklardan birinin kişisel alacaklısının, 6762 s. TTK.nun 145. maddesinin aksine, ortağın ortaklık payının haczini ve paraya çevrilmesini isteme hakkına sahip olduğu- Limited şirketlerde pay senetleri birer ispat vasıtası niteliğinde olup, pay senedinin teslimi ile ortaklık hakkının devir ve temlik edilemeyeceği ve yine aynı nedenle bu haklar üzerine rehin ve haciz konulamayacağı- Pay senetlerinin kazanılması ile sermaye payının devralınmış olmayacağı- Esas sermaye payının devredilebilmesinin 6102 sayılı TTK.nun 595 ve 596. maddesi hükümleri şartlarında mümkün olduğu-
Derece kararının yapılması için mutlaka satış sonucu para elde edilmesinin zorunlu olmadığı- İcra müdürünün sıra ve derece kararı yapılmasına yer olmadığına yönelik kararı, bir hakkın yerine getirilmemesi ile ilgili olduğundan, bu kararın, İİK. mad.16/2 uyarınca süresiz olarak şikayete konu edilebileceği-