Şikayetçinin, ihalede satın aldığı taşınmazla ilgili olarak, kendisine teminat bedelini yatırmak üzere icra müdürlüğü tarafından 10 günlük süre verildiği, her ne kadar icra müdürü tarafından açık arttırma tutanağında teminat bedelini yatırması için süre verildiği yazılmış olsa da, şikayetçi tarafından taşınmazın muhammen bedelinin %20'si olan 24.000 TL teminatın yatırıldığı anlaşıldığından, icra müdürü tarafından sehven satış bedeli yerine teminat yazıldığı anlaşılmakta olup, ihale alıcısının icra mahkemesine başvurusunun; "şikayet" niteliğinde olduğu- İhale tarihi ve şikayet dilekçesi ile harcının yatırdığı tarihe göre şikayetin İİK'nun 16. maddesinde öngörülen yasal sürede olduğu-
Takip konusu alacaktan feragat edilmesi nedeniyle ortada takibi mümkün bir alacak kalmadığından, takibin devamı yönündeki icra takip işlemlerinin iptaline karar verilmesi gerektiği- Tahsil harcının borçlu tarafından yatırılmadığından bahisle alacaklının yapmış olduğu feragatlerin hüküm doğurmayacağı yönünde gerekçe ile şikayetin reddine karar verilmesi isabetsiz olduğu-
Şikayet konusu taşınmaza ilişkin 103 davetiyesi tebliğ şerhinde; tebligatın, şikayetçi borçluya, 03.07.2015 tarihinde yapıldığı yazılı ise de, icra müdürlüğünce 24.07.2015 tarihinde borçluya 103 davetiyesi gönderilmesine karar verilmesi, 103 davetiye tanzim tarihinin 26.07.2015 olduğunun görülmesi karşısında, 103 davetiye tebliğinin, PTT tebligat sorgulama kayıtlarında belirtildiği üzere, 03.08.2015 tarihinde yapıldığının, buna göre de 10.08.2015 tarihli şikayetin süresinde olduğunun kabulü gerektiği-
İki şirketin aktif ve pasifi ile birlikte şikayetçi şirketle birleşmesinden dolayı tasfiyesiz infisahına karar verildiği anlaşıldığından, şikayetin esasının incelenmesi gerektiği-
Ara kararın ilamlı takibe konu edilemeyeceği-
İİK. mad. 16/1 gereğince şikayetin, öğrenme tarihinden itibaren yedi günlük sürede yapılmasının zorunlu olduğu-
Satış ilanının, borçluya, satışa hazırlanabilmesi, kendince gerekli duyuruları yapabilmesi ve daha fazla müşteri bulabilmesi için satıştan makul bir süre önce tebliğ edilmesi gerekeceği, satış ilanının tebliğ tarihi ile satış arasında bulunan bir günlük sürenin makul bir süre olmadığı-
İcra takibinin 6552 sayılı Yasa'nın yürürlük tarihi olan 11.09.2014 tarihinden sonra başlatılmış olması halinde; 5393 sayılı Kanunun 15/son fıkrasına eklenen ve iptal edilmeyen "icra dairesince haciz kararı alınmadan önce belediyeden borca yeter miktarda haczedilebilecek mal gösterilmesi istenir" hükmü gereğince öncelikle İcra Dairesi'nce bu işlemin yerine getirilmesi, 10 gün içinde mal beyanında bulunulmaması halinde ise diğer mallar üzerinde haciz uygulanması talebinin, yerine getirileceğinin, icra takibinin 6552 sayılı Yasa'nın yürürlük tarihi olan 11.09.2014 tarihinden önce olması halinde ise; 6552 sayılı Yasa ile 15/son maddesine eklenen yukarıdaki fıkra hükmünün uygulanamayacağının kabulü gerektiği-
Borçluların mirası reddettikleri nedeniyle borçlu olmadıklarına yönelik iddiaları borca itiraz olup, ödeme emri tebliği üzerine yasal sürede yapılması gerektiği- Borçlunun ölüm günü ile beraber üç gün içinde takibin geri bırakılacağı (İİK. mad. 53)- Mirasçı mirası kabul veya reddetmemişse, mirası ret süresince mirasçılar hakkında takip yapılamayacağı; bu maddenin, icra takibinin mirasın reddi süresinde yapılması ya da murisin takibe başlandıktan sonra ölmüş olması halinde uygulanacağı; İİK.nun 53. maddesine aykırı olarak takip yapılması ya da takip işlemlerine devam edilmesi nedenlerine dayalı olarak icra mahkemesine süresiz olarak şikayette bulunulabileceği- Murisin takipten önce öldüğü ve mirası ret süresi geçtikten sonra mirasçılar hakkında takip başlatıldığı anlaşıldığından, İİK 53 ve 16. maddelerinin uygulanamayacağı-
İlama aykırılık şikayetinin süresiz olduğu-