Alacaklı vekili icra mahkemesine başvurusunda üçüncü kişi banka yönünden tazminat isteminde bulunmuş olup, sanıklar hakkında tazminat talebinin olmadığı, yani sanıkların tazminat davasının tarafı olmadığı ve dolayısıyla bu dava hakkında vekalet ücreti talebinde bulunamayacakları-
3. kişiye, birinci haciz ihbarnamesine süresinde itiraz etmemesi üzerine ikinci hacizi ihbarnamesi gönderildiği, ikinci haciz ihbarnamesinin tebliği üzerine 3. kişinin süresinde herhangi bir itirazda bulunmadığı, bu durumda icra müdürlüğünce alacaklının talebi doğrultusunda işlem yapılarak üçüncü kişiye üçüncü haciz ihbarnamesi gönderilmesi gerekirken, ikinci haciz ihbarnamesi tebliğ işleminin usulsüz olduğu gerekçesiyle istemin reddedilmesinin bir hakkın yerine getirilmemesi niteliğinde olup, İİK'nun 16/2. maddesi uyarınca süresiz şikayete tabi olduğu-
Alacaklının talebi üzerine icra müdürlüğünce borçlunun şikayetçi şirket nezdindeki hisselerinin haczine yönelik şikayetçi 3. kişi ve İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü'ne 26.11.2013 tarihli yazıların gönderildiğinin anlaşıldığı, anılan yazıların, İİK'nun 89. maddesinde düzenlenen haciz ihbarnamesi mahiyetinde olmayıp, İİK'nun 78. maddesi kapsamında haciz müzekkeresi niteliğinde bulunduğundan 3. kişi aleyhine İİK'nun 89. maddesindeki sonuçları doğurmayacağı, bu nedenle, 3. kişinin söz konusu müzekkerelerin iptalini istemekte hukuki yararının olmadığı-
Şikayetçinin alacaklısı olduğu icra dosyasında henüz tasfiye payı belli olmadan İcra ve İflas Kanunu (İİK)'nun 88. maddesi anlamında müzekkere ile ileride doğacak tasfiye payına haciz konulup haciz müzekkeresinin gönderildiği tarihte taşınır hükümlerine göre haczedilecek bir paranın henüz mevcut olmadığı ve olmayan bir para üzerine taşınır mallara ilişkin İİK'nın 88. maddesi çerçevesinde haciz konulamayıp, haczi yasaya uygun bir haciz olmadığından sıra cetvelinde yer alması mümkün olmayan şikayetçinin hukuki yararının bulunmadığı
Üçüncü haciz ihbarnamesinin tebliğinden itibaren açılması öngörülen menfi tesbit davasının (İİK. mad. 89/3) borcun bulunmadığı iddiasına, ödemeden sonra açılması öngörülen istirdat davasının (İİK. mad. 89/5) ise haksız/nedensiz ödenmiş bulunan paranın geri alınması amacına yönelik olduğu- Davalı alacaklı tarafından dava dışı borçlunun borcu için, icra dairesi kanalıyla davacı kuruma İİK’nın 89 uncu maddesi çerçevesinde birinci, ikinci ve üçüncü haciz ihbarnamelerini göndertmiş ve davacı yan bu ihbarnamelerden ilk ikisine dava dışı borçlunun, kendilerinde hak ve alacağı bulunduğu yönünde cevap vermiş; ancak daha sonra cevaplarda bir hata bulunduğu iddiasıyla haciz ihbarnamelerinin iptali için şikayet başvurusunda bulunmuş ve icra mahkemesince bu talebin reddedilmesi üzerine davacı yanca borç toplamı icra dosyasına yatırılmış, ödemeyi izleyen bir ay on dört günlük süre içinde de eldeki dava açılmış olduğundan, davacının talebinin İİK. mad. 89/3'e dayalı "menfi tesbit" değil, İİK. mad. 89/5'e dayanan "istirdat" istemine ilişkin olduğunun kabulül ile ödeme tarihinden itibaren bir yıl içinde açılan bu davanın esasa girilerek incelenmesi gerekeceği-
Yenilemeden bahsedebilmek için; iki borç arasında bir fark olması, tarafların yenileme iradesiyle hareket etmesi, yeni bir borç meydana getirirken eskisini ortadan kaldırma iradesinin ortaya konulması gerektiği; protokol alacaklı ve borçlu arasında imzalanmış olmakla birlikte, protokolde hacizlerin kaldırılmasına karar verildiğine ve üçüncü kişi kesinleşen haciz ihbarnameleri sebebi ile dosya borçlusu konumuna geldiğine göre protokolde taraf olmasa dahi üçüncü kişi şirket lehine de sonuç doğurduğunun kabulü ile, protokol ile borcun yenilendiği ve yenileme gereği takip konusu çeklerle ilgili borcun sona erdiği gözönüne alınarak; takibin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Alacaklının, üçüncü şahsın verdiği cevabın aksini icra mahkemesinde ispat ederek, adı geçenin İİK'nun 338/1. maddesine göre cezalandırılmasını ve ayrıca tazminata mahkum edilmesini isteyebileceği, icra mahkemesinin, tazminat hakkındaki davayı genel hükümlere göre inceleyip sonuçlandırmakla görevli olduğu-
Her ne kadar, şikayetçi şirketin adresinde yapılan haciz sırasında şirket temsilcisi hazır ise de; şikayetçi şirketin adresinde yapılan haciz nedeniyle icra dosyasından kendisine haciz ihbarnamesi gönderildiğini öğrendiğinin kabul edilemeyeceği-
Alacaklı tarafından işçi alacağına ilişkin ilama dayalı olarak başlatılan takip devam ederken takip alacaklısı hakkında dosyada taraf olmayan alacaklı banka tarafından ilamsız takip yapılarak haciz ihbarnamesi gönderildiği, ihtarnameye konu borcun icra dosyasına ödenmesi için gönderilen haciz ihbarnamelerinin kesinleşmesine gerek olmadığı-
Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatap tebliğe muttali olmuş ise geçerli sayılması ve muhatabın beyan ettiği tarihin tebliğ tarihi olarak kabul edilmesi gerekeceği- Usulüne uygun olarak 89/1 haciz ihbarnamesi çıkarılmadan 89/2 ve 89/3 haciz ihbarnameleri çıkarılamayacağından veya çıkarılırsa bile hükümsüz sayılacaklarından haciz ihbarnamelerinin iptaline karar verilmesi gerekeceği-