Davacının payına yönelik elatmanın önlenmesine dair hüküm kurulması gerekirken, taşınmazda mülkiyet hakkı bulunan davalının taşınmazın tamamından el çektirilmesi sonucunu doğuracak şekilde mutlak olarak elatmanın önlenmesine karar verilmesinin hatalı olduğu-
Davada ileri sürülen isteklerden olan elatmanın önlenmesi isteği ile ilgili olarak keşfen saptanan ya da saptanacak dava değeri üzerinden peşin harcın alınıp, bu zorunluluk yerine getirildiği takdirde davaya devam edilmesi gerekeceği-
Taşınmazda kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkı bulunmadığı halde taşınmaza müdahale ettiği saptanan davalı aleyhine elatmanın önlenmesi isteğinin kabulü isabetli ise de, yıkımı istenilen köprünün dava dışı DSİ 9. Bölge Müdürlüğü tarafından yapıldığı anlaşıldığından, bu istek bakımından davalıya husumet yöneltilemeyeceği ve yıkım isteğinin taraf sıfatı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği-
Taşınmaz fındık bahçesi niteliğinde olup intifadan men koşulu aranmayacağından, davalılar bu ağaçların kendileri tarafından dikilip yetiştirildiğini savunmuş iseler de tüm dosya kapsamı ile bu iddialarını kanıtlayamadıklarından, davalılarca kullanılan alan üzerinden ecrimisil belirlenerek bu miktardan davacının payına isabet eden ecrimisil bedeline hükmedilmesi gerekeceği-
Davada ileri sürülen isteklerden olan elatmanın önlenmesi isteği ile ilgili olarak keşfen saptanan ya da saptanacak dava değeri üzerinden nispi tarifeye göre harcın tamamlatılması, bu zorunluluk yerine getirildiği takdirde davaya devam edilmesi gerekeceği-
Dava konusu taşınmazlar ile davacının kullandığı iddia edilen taşınmazlar başında konusunda uzman bilirkişiler aracılığıyla keşif yapılarak, taraflar arasında tüm paydaşları kapsar biçimde fiili kullanma biçimi veya harici taksim olgusu bulunup-bulunmadığı, özellikle davalı tarafça ileri sürüldüğü gibi parsel bazında paylaşımın mevcut olup olmadığı hususlarında mahalli bilirkişiler ile tarafların gösterdikleri tanıkların etraflıca beyanlarının alınması, fiili kullanma biçimi veya harici taksim oluşmuş ise kimin hangi yeri ne şekilde kullandığının, fiili kullanma biçimi bozulmuş ise hangi tarihte bozulduğu şüpheye yer vermeyecek şekilde saptanarak bir karar verilmesi gerekeceği-
Çaplı taşınmaz dışında, ortak kullanım alanına da müdahale edildiğini ileri sürerek dava açılması ve mahallinde yapılan uygulama neticesinde de teknik bilirkişilerce, davalının köy yoluna yapılaşmak sureti ile elattığı belirlendiği halde, mahkemece bu istek bakımından bir değerlendirme yapılmamasının isabetsiz olduğu; kadastral yol üzerinde herkes gibi davacının da genel yararlanmadan kaynaklanan kişisel hakkının bulunduğu ve bu hakkına dayanarak yola yönelik elatmanın önlenmesini isteyebileceği gözetilmek suretiyle, yola vaki elatmanın önlenmesi isteği bakımından karar verilmesi gerekeceği-
Mahkeme kararı tescil dayanaksız hale gelmiş olsa da, çap iptale kadar geçerli olacağı,idare mahkemesi kararı üzerine davacı adına olan tapunun kendiliğinden iptal edilemeyeceği, davalıya kadastral parselin ihyası hususunda dava açması için süre verilmesi gerektiği-
Kira ilişkisine dayanmayan davacının, davalının fuzuli şagil olduğu yönündeki iddialarının mülkiyete dayalı elatmanın önlenmesi istemine ilişkin olduğu, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunun kabulü gerektiği-