Taşınmaz üzerindeki duvar inşaatı ile ilgili olarak davalı belediye başkanlığınca alınmış bir karar veya projenin mevcut olmadığı anlaşıldığından, davacı vekilinin davaya konu duvar inşaatının kaldırılmasına ve eski hale getirilmesine yönelik istemine ilişkin davası adli yargıda görülerek çözümlenmesi gerektiği-
TMK. mad. 683'e dayalı olarak açılan elatmanın önlenmesi davasının genel mahkemelerde görülmesi gerektiği-
Davalı-davacı Ö.K. vekili tarafından İstanbul 18. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/211 Esas sayılı dosyası ile davacı-davalı O.S. aleyhine haricen satın almaya dayalı tapu iptali ve tescil, kabul edilmediği takdirde tazminat istemli dava açıldığı, bu davanın İstanbul 10. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/310 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmiş ise de mahkemece birleştirilen dava hakkında olumlu olumsuz bir hüküm kurulmamasının HMK. mad. 297/2'ye aykırı olduğu- 
E.tmanın önlenmesi istemine ilişkin davada, davacının dava açmakta hukuki yararının bulunup, davalı derneğin dava konusu yerde kullanımının olup olmadığının keşfen belirlenip, hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
Çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve taşınmazın eski hale iadesi isteklerine ilişkin açılan davada, davacının ortağı olduğu şirketin davalı şirkete devrettiği maden sahası ile ilgili krokinin ve devir sözleşmesinin istenmesi, mahallinde Harita Mühendisi ve Maden Mühendisinin de katılımı ile keşif yapılıp tarafların ve 18.9.2002 tarihli belgede imzası bulunan tanıkların keşifte dinlenerek davalıya devredilen maden sahasının sınırlarının saptanması, iddianın ileri sürülüş biçimine göre davalı şirketin davacı taşınmazına fiili bir elatmasının bulunup bulunmadığının saptanması, davacıya ait taşınmazın maden işletme sahası içinde kalıp kalmadığının ve davacının imzasını taşıyan 18.9.2002 tarihli belge kapsamının bu saha ile ilgili olup olmadığının saptanarak iddia ve savunma doğrultusunda, mülkiyet hakkını düzenleyen TMK hükümleri, olaya uygun düşen Maden Kanunu hükümleri ve dosyadaki devir sözleşmesi ile davacının imzasını taşıyan 18.9.2002 tarihli belge içeriği de değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hallerde, hakimin, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmedeceği( HMK. mad. 311)- Davalılar ile dava dışı paydaş F.Y. arasında yapılan kira sözleşmeleri pay ve paydaş çoğunluğu sağlanmadığından geçersiz olup davacılar da dava tarihinden önce çektikleri ihtarnameler ile kira sözleşmelerine icazet vermediklerini ve taşınmazı boşaltmalarını davalılara bildirdiği- Davanın açıldığı tarih itibariyle davacılar, davalarında haklı olduğuna göre, davalılar M.A. ve Z.B.'un da yargılama giderleri ve yargılama giderlerinden sayılan vekâlet ücretinden sorumlu tutulmaları gerekirken bu kişiler yönünden yargılama giderlerinin davacılar üzerinde bırakılmasına ve lehlerine vekalet ücreti verilmesine karar verilmiş olmasının isabetsiz olduğu- 
E.tmanın önlenmesi ve kâl davasında, keşif neticesinde alınan bilirkişi raporunda davalı taşınmazının yola tecavüzü olup olmadığının açıklandığı anlaşıldığından, mevcut delil durumuna göre davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, davacı vekilinin keşif delilinden vazgeçtiği gerekçesiyle davanın usulden reddedilemeyeceği-
El atmanın önlenmesi ve eski hale getirme isteğine ilişkin açılan davada, davalı A.B.'nin dava dilekçesinde taraf olarak gösterilmemiş olması, dosya kapsamında davalılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmaması ve HMK'da dahili davalı müessesesinin de söz konusu olmaması nedenleriyle, A.B. adına açılan davanın usulüne uygun olarak açıldığından bahsedilemeyeceği, A.B. hakkında açılan davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği- 
Hakimin tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olup ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremeyeceği- Çekişme konusu taşınmazda davalının kayıtla ilgisi bulunmadığı halde davalının mutlak el atmanın önlenmesine karar verilmesi gerekirken davacı payı oranında el atmanın önlenmesine karar verilmesinin isabetsiz olduğu- 
Paydaşlar arasında elatmanın önlenmesi isteğine ilişkin davada, taşınmaza yönelik olarak paydaşlar arasında fiili taksim yapılıp aralarında yapılan taksim uyarınca taşınmazın kullanıldığı açık olup paydaşların kullandıkları kısımlara el atmanın mevcut olup olmadığının tespiti gerektiği-