Harici satışlara mülkiyetin devri anlamında hukuksal bir değer verilemezse de, taraflar arasındaki belge ile davalının taşınmazı kullanmasından dolayı kötü niyetli ve haksız işgalci (fuzuli şagil) sayılamayacağı gözetilerek ecrimisil isteğinin reddine karar verilmesinin isabetli olduğu- Mülkiyet hakkı ile kişisel hakkın karşı karşıya gelmesi durumunda, mülkiyet hakkına değer verilmesi gerekeceği- TMK. mad. 683'den kaynaklanan mülkiyet hakkına dayalı olarak çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkin açılan davada, davacı dava açarak taşınmazın kullanımına ilişkin rızasını geri aldığına göre, mülkiyet hakkına üstünlük tanınarak elatmanın önlenmesi isteğinin kabulüne karar verilmesi gerektiği-
E.tmanın önlenmesi, eski hale getirme ve ecrimisil isteklerine ilişkin davada, keşifte dinlenen tanıklar, hafriyat dökülen kısma ilişkin yer bildiriminde bulunmuş ancak bu husus düzenlenen bilirkişi rapor ve krokilerinde yargı denetimine esas olacak şekilde yansıtılmamış olduğundan,yeniden taraf tanıkları dinlenip hafriyat döküldüğü iddia edilen bölümlerin tereddüte yer vermeyecek şekilde tespit edilmesi, dava konusu taşınmaza hafriyat döküldüğüne kanaat getirilmesi halinde, dosya kapsamındaki hava fotoğrafları ve diğer belgelerden yararlanarak taşınmazın önceki hali ile mevcut durumunun karşılaştırılmak suretiyle bu kısımdaki eski hale getirme bedelinin net bir şekilde saptanıp, TBK.nun 49 vd. maddeleri gözetilmek suretiyle bir karar verilmesi gerektiği- Bilirkişi raporunda davacılara %40 oranında kusur izafe edilerek eski hale getirme bedelinin hesaplanması ve belirlenen bu miktar üzerinden TBK.nun 50. maddesi gereği %90 oranında indirim yapılmasının isabetsiz olduğu-
Davacının, çekişme konusu taşınmazda davalının bina yapımı sırasında paydaşı olduğu 1913 ada 3 parsel sayılı taşınmazın bir kısmına beton döküp tuğla ile çevirdiğini iddia ettiği, ancak mahkemece yerinde keşif yapılarak bu husus açıklığa kavuşturulmadığından, yerinde keşif yapılarak, elatma olgusunun açıklığa kavuşturulması, taraf tanıklarının keşif mahallinde dinlenilmesi ve bilirkişi raporu sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Davacının, dava konusu taşınmazın kayıt maliki olduğu, davalının ise kayıttan ve mülkiyetten kaynaklı bir hakkı bulunmaksızın taşınmazı kullandığı saptanarak çapın iptale kadar geçerli olduğu gözetilip mülkiyet hakkına üstünlük tanınarak yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı-
Kadastro Mahkemesinde çekişmeli taşınmaz hakkında birden fazla dava açılması halinde davaların birleştirilerek görülmesi zorunlu olduğu-
Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılamayacağı-  Paydaşlar arasında el atmanın önlenmesi, ecrimisil, yıkım, eski hale getirme ve tazminat isteklerine ilişkin davada, öncelikle davada ileri sürülen isteklerden el atmanın önlenmesi isteği ile ilgili olarak keşfen saptanan ya da saptanacak dava değeri üzerinden peşin harcın alınması, bu zorunluluk yerine getirildiği takdirde davaya devam edilmesi gerektiği-
492 sayılı Harçlar Kanunu'nun, harcın alınmasını veya tamamlanmasını tarafların isteklerine bırakmayıp, anılan hususun mahkemece kendiliğinden gözetileceğini düzenlediği ve buyurucu nitelikteki 32. maddesinde yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılamayacağını öngördüğü, hâl böyle olunca, öncelikle davada ileri sürülen isteklerden yıkım isteği ile ilgili olarak keşfen saptanan ya da saptanacak dava değeri üzerinden peşin harcın alınması, bu zorunluluk yerine getirildiği takdirde davaya devam edilmesi gerekirken, anılan husus gözardı edilerek işin esası bakımından hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
E.tmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkin davada, taşınmazın temlik edilmesine karşın mahkemece HMK. mad. 125 uyarınca usuli işlemler tamamlanmadan işin esası yönünden karar verilmesinin hatalı olduğu- Karşı davada davacı vekaletsiz işgörme hükümlerine göre alacak talep edilmesi ve borcun senetle ödendiği savunulduğundan bu konuda araştırma yapılmamasının da hatalı olduğu-
Kira sözleşmesinin varlığının ancak, yazılı delille ispat edilebileceği-  Sözlü kira sözleşmesi kurulduğu yolundaki savunmanın, ilgilisine yemin teklif etme hakkı verebileceği; ayrıca HMK. 202 ve 203. maddelerinde değinilen ayrıcalıkların da gözetilmesinin gerekeceği- Senetle ispat zorunluluğuna  (HMK. mad. 200) ilişkin miktarın yıllık kira tutarına göre belirleneceği-
Dava taşınmazın aynına yönelik olmayıp beyanlar hanesine zilyetlik şerhi verilmesine ilişkin olduğundan yerel bilirkişi beyanları, zirai bilirkişi raporu, hava fotoğrafları ve uydu görüntüleri dikkate alındığında davacıların tespit günü itibariyle taşınmaz üzerindeki fiili kullanımı kanıtlandığından davacıların davasının kabulü ile dava ve temyize konu bölümlerin fiili kullanım durumlarına göre davacıların fiili kullanımda olduğuna dair şerh verilmesi gerektiği-