Her bir dönemin getirdiği ecrimisil miktarı ayrı ayrı belirlenerek tahakkuk tarihleri itibariyle kademeli olarak faize hükmedilmesi gerekirken toplam ecrimisil miktarına tahakkuk ettiği aylardan itibaren faiz uygulanmak suretiyle yazılı şekilde karar verilmiş olmasının doğru olmadığı-
Davalılar paydaş olmayıp 3. kişi konumunda bulunduklarından, intifadan men olgusunun gerçekleşmesine gerek olmadığı ve ecrimisil isteminin kabulüne karar verilmesi gerektiği- Davacının mülkiyet hakkının başlangıcının belirlenmesi açısından, dava konusu taşınmazın güncel tapu kaydı ile ilk tesisinden itibaren tüm tedavül belgelerinin mercinden temini ile dosya arasına alınması gerektiği-
İdari işlemin, idari yargı yerinden veya idare tarafından iptali halinde sicil kayıtlarının dayanağının kalmayacağı, kaydın yolsuz tescil durumuna düşeceği , bu durumda da kadastral parsele dönüleceği-
Doğrudan mülkiyet hakkını ilgilendiren eldeki tapu iptali-tescile yönelik dava hakkı mutlak biçimde mülkiyet hakkı sahibine ait olduğuna göre, taşınmazda mülkiyet ya da mülkiyet dışında bir hak sahibi olmayan davacı Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü'nün davada taraf sıfatı (aktif dava ehliyeti) bulunmadığının kabulü gerekeceğinden, davanın aktif dava ehliyeti yokluğundan reddine karar verilmesi gerekeceği-
Zilyetliğin tespiti ve korunması isteğine ilişkin davada, davacının ne ayni ne de kişisel hakkı söz konusu olmadığına göre, uyuşmazlığın zilyetliğin korunmasına yönelik TMK'nun 981 vd. maddeleri hükümleri çerçevesinde çözümlenmesi gerektiği ve görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemesi olduğu-
Taraflar arasında boşanma davası devam ederken ecrimisil istemli davanın açıldığı bilinerek, boşanma kararı yargılama aşamasında kesinleştiğinden dava tarihi itibariyle evliliğin devam ettiği, taşınmazın aile konutu olup davalı eş tarafından kullanılmasının haksız ve kötüniyetli sayılamayacağının tartışmasız olduğu; davanın reddi gerektiği-
Davada ileri sürülen isteklerden elatmanın önlenmesi isteği ile ilgili olarak keşfen saptanan ya da saptanacak dava değeri üzerinden peşin harcın alınması, bu zorunluluk yerine getirildiği takdirde davaya devam edilmesi gerekeceği-
Gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarih 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceğinin, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiğinin, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceğinin vurgulandığı, ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azının kira geliri karşılığı zarar olduğu, bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan ve kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı faydanın (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirleyeceği, haksız işgalin, haksız eylem niteliğinde olduğu-
Dava konusu elatmanın haksız eylem niteliğinde olduğu, yağmur sularının davalı idare tarafından kanal açma işleminin bir projeye ve idari işleme dayanmadığı, haksız eylemin adli yargıda görülmesi gerektiği-
Ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminatı miktarının belirlenmesi gerekeceği, alınan bilirkişi raporunun, somut bilgi ve belgeye dayanmalı, tarafların ve hakimin denetimine açık olmalı ve değerlendirmenin gerekçelerinin bilimsel verilere ve HMK'nın 266 vd. maddelerine uygun olarak açıklanmasının gerekli olduğu- Özellikle arsa ve binalarda kira esasına göre talep varsa, taraflardan emsal kira sözleşmelerinin istenmesi, dava konusu taşınmaz ile emsalin somut karşılaştırmasının yapılması, üstün veya eksik taraflarının belirlenmesi gerekeceği-