Mahkemece, davacı-karşı davalı kadın tarafından usulüne uygun şekilde ileri sürülmeyen ve dayanılmayan vakıaların davalı-karşı davacı erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği, toplanan delillerden; mahkemece davacı-davalı kadına yüklenen 1 ila 1.5 yıl önce eşini ve çocuklarını terkettiğinin, ayrıca bu kusurlu davranışı yanında sadakat yükümlülüğünü de ihlal ettiğinin anlaşıldığı, bu durumda, davacı-karşı davalı kadının, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tam kusurlu olduğunun kabulü gerekeceği- Davacı-karşı davalı kadının boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tam kusurlu olduğu, gerçekleşen kusurlu davranışların aynı zamanda erkeğin kişilik haklarına saldırı teşkil eder nitelikte olduğu, boşanma sonucu erkeğin en azından eşinin maddi desteğini yitirdiği, yararına TMK m. 174/1-2 koşullarının oluştuğu-
Davacının boşanma davasının feragat nedeniyle reddine karar verilmesi halinde, davada kendisini vekil ile temsil ettiren davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği-
Tanık listesi için kesin süre verildiği ve dinlenme gününün belirlendiği hallerde, liste verilmemiş olsa dahi taraf o duruşmada hazır bulundurursa, hazır edilen tanığın dinleneceği HMK.'nun 243. maddesiyle hüküm altına alındığından, ön incelemeyi izleyen tahkikat duruşmasında tanıklarının hazır olduğunu belirten davacının tanıkların dinlenip sonucu uyarınca karar verilmesi gerektiği-
Ortak hayatın temelinden sarsılma durumunu kabule eleverişli olmayan beyanlar ile sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak izahlardan ibaret tanık beyanlarına dayalı olarak boşanma davasının kabulüne karar verilemeyeceği-
Davacı-davalı kadına kusur olarak yüklenen davranışlarının üzerinden evlilik birliğinin 2 yıl kadar daha devam ettiği anlaşıldığından, bu olayın davalı-davacı erkek tarafından affedildiğini veya en azından hoşgörü ile karşılandığının kabulü gerektiğinden, affedilen veya hoşgörü ile karşılanan bu olay kadına kusur olarak yüklenemeyeceği- Boşanmaya sebep olan olaylarda eşit kusurlu eşler yararına maddi ve manevi tazminata verilemeyeceği- Davacı-davalı kadının maddi ve manevi tazminat (TMK m.174/1-2) talepleri hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerektiği (HMK m.26)- Kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebileceği-
Tarafların dava dilekçesi veya cevap dilekçesi ile vakıalara ve tanık deliline dayanmaları halinde her bir tanığın ayrı ayrı hangi maddi vakıaya tanıklık ettiğini yazılı olarak bildirmemeleri durumunda her bir tanığın dayanılan bütün vakıalar hakkında beyanda bulunacağının kabulü gerektiği-
Davalı-davacı erkeğin eşiyle barışma girişiminde bulunması nedeniyle yaşanan olayları hoşgörüyle karşılayıp atfettiği ve bu olaylara dayalı olarak boşanma kararı verilemeyeceği belirtilerek davalı-davacı erkeğin davasının reddine karar verilmiş ise de; erkeğin fiili ayrılık döneminde barışma girişiminde bulunması evlilik birliğini sürdürme konusunda bir iyi niyet göstergesi olup, tek başına eşinin kusurlu davranışlarını af anlamına gelmeyeceği-
Davacı, dava dilekçesinde nüfus kaydından başka herhangi bir delile dayanmadığından, dayanılmayan delilin bildirilmesi için ön inceleme aşamasında verilen sürenin de sonuç doğurmayacağı ve davacının süresinde bildirmediği tanıklarının beyanlarının dikkate alınamayacağı-
Davalı erkeğin, sürekli borca girdiği, hakkında icra takibi yapıldığı, birlik görevlerini yerine getirmediği ve porno sitelerine girdiği anlaşıldığından, ortak hayatı temelinden sarsıldığının ve davacının boşanma davası açmakta haklı olduğunun kabulü gerektiği-
Cep telefonuna casus program yükleyerek ele geçirilen ses kayıtlarının hukuka aykırı delil niteliğinde olduğu- Boşanma davasında kusur belirlenmesinde dikkate alınamayacağı-