2. HD. 16.05.2018 T. E: 2016/18178, K: 6317-
Boşanmaya sebebiyet veren olaylarda, felç geçiren eşinin bakımı ile ilgilenmeyip akrabalarına bırakan davalının tam kusurlu olduğu- Boşanmaya sebep olan olaylar bu vakıalar sebebiyle kişilik hakları saldırıya uğrayan taraf lehine uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği- Hakim tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olduğundan taleplerden her biri hakkında verilen hükmün verileceği-
Tarafların barışmış olmalarının, eldeki boşanma davasından önce yaşanan olaylardan dolayı eşlerin birbirlerini affettiklerini veya en azından hoşgörüyle karşıladıklarını ve evlilik birliğinin çekilebilir olduğunu, temelinden sarsılmadığını göstereceği, bu durumda kadının açmış olduğu boşanma davasının reddi gerektiği-
Davalı-davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında verilen boşanma hükmü temyiz edilmeksizin kesinleştiği ve davacı-davalı erkeğin boşanma davası konusuz kaldığı için mahkemece erkeğin davası yönünden 'karar verilmesine yer olmadığı' şeklinde hüküm tesisi gerektiği- Davalı-davacının yetkisizlik itirazı kabul edilip, dosya yetkili ve görevli Aile Mahkemesine gönderildiği anlaşıldığından, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca yetkisizlik kararına bağlı olarak vekalet ücretinin, dosyanın gönderildiği mahkemece takdir edilmesi gerektiği-
Usulüne uygun şekilde ileri sürülmeyen ve dayanılmayan vakıaların taraflara kusur olarak yüklenemeyeceği-
Kadının erkeği aşağıladığı ve kadının babasının erkeğin babasına sinkaflı küfür ederek şiddet uyguladığı, erkeğin de evlilik birliğini devam ettirmekten kaçındığı, kadını Türkiye'ye ailesinin yanına gönderdiği, sonra da arayıp sormadığı ve erkeğin ailesinin kadını kovduğu anlaşıldığından, boşanmaya sebep olan olaylarda iki tarafın da kusurlu olduğu ve karşılıklı olarak açılan davaların kabulü suretiyle boşanma kararı verilmesi gerektiği-
Islah, bunu yapan tarafın teşmil edeceği noktadan itibaren, bütün usul işlemlerinin yapılmamış sayılması sonucunu doğuracağından, mahkemece; ıslah dilekçesinin karşı tarafa tebliğiyle edilerek, davacı-karşı davalının evlilik birliğinin sarsılması (TMK m. 166/1-2) hukuki sebebine dayalı boşanma davasında delillerin bu çerçevede değerlendirilerek, sonucu uyarınca karar verilmesi gerektiği-
Tanık listesi için kesin süre verildiği ve dinlenme gününün belirlendiği hallerde, liste verilmemiş olsa dahi taraf o duruşmada hazır bulundurursa, hazır edilen tanığın dinleneceği HMK.'nun 243. maddesiyle hüküm altına alındığından, ön incelemeyi izleyen tahkikat duruşmasında tanıklarının hazır olduğunu belirten davacının tanıkların dinlenip sonucu uyarınca karar verilmesi gerektiği-
Ortak hayatın temelinden sarsılma durumunu kabule eleverişli olmayan beyanlar ile sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak izahlardan ibaret tanık beyanlarına dayalı olarak boşanma davasının kabulüne karar verilemeyeceği-
Mahkemece, davacı-karşı davalı kadın tarafından usulüne uygun şekilde ileri sürülmeyen ve dayanılmayan vakıaların davalı-karşı davacı erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği, toplanan delillerden; mahkemece davacı-davalı kadına yüklenen 1 ila 1.5 yıl önce eşini ve çocuklarını terkettiğinin, ayrıca bu kusurlu davranışı yanında sadakat yükümlülüğünü de ihlal ettiğinin anlaşıldığı, bu durumda, davacı-karşı davalı kadının, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tam kusurlu olduğunun kabulü gerekeceği- Davacı-karşı davalı kadının boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tam kusurlu olduğu, gerçekleşen kusurlu davranışların aynı zamanda erkeğin kişilik haklarına saldırı teşkil eder nitelikte olduğu, boşanma sonucu erkeğin en azından eşinin maddi desteğini yitirdiği, yararına TMK m. 174/1-2 koşullarının oluştuğu-