Affedilen veya hoşgörü ile karşılanan olaylara dayalı olarak boşanma kararı verilemeyeceği-
2. HD. 21.05.2018 T. E: 2016/18673, K: 6424-
Temyize ilişkin diğer bölümlerin ise özellikle boşanma hükmünün temyiz edilmeyip kesinleşmesi ile birlikte ihtiyati tedbir kararının kendiliğinden kalkmış olduğu- İlk hükümde kadın yararına hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası davacı-karşı davalı kadın tarafından temyiz edilmemiş, bu miktar yönünden davalı-karşı davacı erkek yararına usulü kazanılmış hak oluşturduğundan, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda usuli kazanılmış hakka aykırı şekilde davalı-karşı davacı erkek aleyhine, tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin doğru olmadığı-
Boşanmaya sebebiyet veren olaylarda, felç geçiren eşinin bakımı ile ilgilenmeyip akrabalarına bırakan davalının tam kusurlu olduğu- Boşanmaya sebep olan olaylar bu vakıalar sebebiyle kişilik hakları saldırıya uğrayan taraf lehine uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği- Hakim tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olduğundan taleplerden her biri hakkında verilen hükmün verileceği-
2. HD. 16.05.2018 T. E: 2016/18178, K: 6317-
Tarafların barışmış olmalarının, eldeki boşanma davasından önce yaşanan olaylardan dolayı eşlerin birbirlerini affettiklerini veya en azından hoşgörüyle karşıladıklarını ve evlilik birliğinin çekilebilir olduğunu, temelinden sarsılmadığını göstereceği, bu durumda kadının açmış olduğu boşanma davasının reddi gerektiği-
Davalı-davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında verilen boşanma hükmü temyiz edilmeksizin kesinleştiği ve davacı-davalı erkeğin boşanma davası konusuz kaldığı için mahkemece erkeğin davası yönünden 'karar verilmesine yer olmadığı' şeklinde hüküm tesisi gerektiği- Davalı-davacının yetkisizlik itirazı kabul edilip, dosya yetkili ve görevli Aile Mahkemesine gönderildiği anlaşıldığından, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca yetkisizlik kararına bağlı olarak vekalet ücretinin, dosyanın gönderildiği mahkemece takdir edilmesi gerektiği-
Usulüne uygun şekilde ileri sürülmeyen ve dayanılmayan vakıaların taraflara kusur olarak yüklenemeyeceği-
Islah, bunu yapan tarafın teşmil edeceği noktadan itibaren, bütün usul işlemlerinin yapılmamış sayılması sonucunu doğuracağından, mahkemece; ıslah dilekçesinin karşı tarafa tebliğiyle edilerek, davacı-karşı davalının evlilik birliğinin sarsılması (TMK m. 166/1-2) hukuki sebebine dayalı boşanma davasında delillerin bu çerçevede değerlendirilerek, sonucu uyarınca karar verilmesi gerektiği-
Kadının erkeği aşağıladığı ve kadının babasının erkeğin babasına sinkaflı küfür ederek şiddet uyguladığı, erkeğin de evlilik birliğini devam ettirmekten kaçındığı, kadını Türkiye'ye ailesinin yanına gönderdiği, sonra da arayıp sormadığı ve erkeğin ailesinin kadını kovduğu anlaşıldığından, boşanmaya sebep olan olaylarda iki tarafın da kusurlu olduğu ve karşılıklı olarak açılan davaların kabulü suretiyle boşanma kararı verilmesi gerektiği-