Tescil davasının konusunu ancak tapusuz taşınmazlar oluşturacağından ve çifte tapunun önlenmesi bakımından teknik bilirkişi tarafından düzenlenen rapor ve ekli kroki gönderilmek suretiyle taşınmazın tapulu yerlerden olup olmadığının Siirt Tapu Sicil Müdürlüğü’nden sorulmasının, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi gereğince aynı çalışma alanında belgesizden davacı adına tespit ve tescil gören taşınmaz bulunup bulunmadığı Tapu Sicil Müdürlüğü, Siirt Kadastro Müdürlüğü ve Hukuk Mahkemeleri Yazı işleri Müdürlüğünden sorularak varsa tapu kayıtları ile kadastro tutanakları ile hükmen tescil edilen taşınmazlara ait hüküm dosyaları getirtilerek 40 ve 100 dönüm limitinin aşılıp aşılmadığının araştırılmasının ve ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir karar vermek gerekeceği-
Davalı tarihi belirtilen satın alma senedine dayandığına göre senet altında imzası bulunan azalar ile tanıklar R. Toprak, İ. Keklik ve Ö. Karamık’ın da tanık sıfatıyla dinlenilerek 104 ada 1 parselin önceki maliki H. Toprak tarafından davalıya satılıp mülkiyetinin devredilip devredilmediği hususu üzerinde ayrıntısıyla durularak, satış senedinin de kapsadığı alan net bir biçimde belirlenerek oluşacak duruma göre davanın esası hakkında bir karar verilmesinin gerekeceği-
Kaçak ve yitik kişilerden kalan taşınmazların kanunları gereğince Devlet’e kalacağı öngörülmüş iken çekişmeli taşınmazın belirtilen sebeple Hazine adına tespit ve tescil edilmesi yerine mütegayyip kişi oldukları anlaşılan Leonidi Yorgi Z.’nin mirasçıları olan adı geçen şahıslar adına kadastro tespitinin yapılması yasal olmadığı gibi bu sebeple oluşan sicil kayıtlarının da TMK’nun 1025. maddesi gereğince yolsuz tescil niteliği taşıyacağı-
İşlemden kaldırılmasına karar verilmiş ve sonradan yenilenmiş olan davanın; ilk yenilenmeden sonra bir defadan fazla takipsiz bırakılamayacağı, aksi hâlde davanın açılmamış sayılacağı-
Mahkemece dava konusu taşınmazın, 28.11.1997 tarih 5/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararıyla belirlenen veya belirlenecek olan kıyı kenar çizgisine göre değerlendirilmesinin ve ayrıca 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 16. maddesiyle 3402 sayılı Yasanın 36. maddesine bazı ilaveler getiren 36/A maddesi hükmüne göre kadastro işlemleri sebebiyle açılan davalar nedeniyle yargılama giderlerinden ve avukatlık ücretinden davalı tarafın sorumlu tutulamayacağı hususunun da gözetilmesinin gerekeceği-
Dava konusu taşınmazın, 28.11.1997 tarih 5/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararıyla belirlenen veya belirlenecek olan kıyı kenar çizgisine göre değerlendirilmesinin ve ayrıca 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 16. maddesiyle 3402 sayılı Yasanın 36. maddesine bazı ilaveler getiren 36/A maddesi hükmüne göre kadastro işlemleri sebebiyle açılan davalar nedeniyle yargılama giderlerinden ve avukatlık ücretinden davalı tarafın sorumlu tutulamayacağı hususunun da gözetilmesinin gerekeceği-
Dava konusu taşınmaz bölümünün, 28.11.1997 tarih 5/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararıyla belirlenen veya belirlenecek olan kıyı kenar çizgisine göre değerlendirilmesinin ve ayrıca 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasa’nın 16. maddesiyle 3402 sayılı Yasanın 36. maddesine bazı ilaveler getiren 36/A maddesi hükmüne göre kadastro işlemleri sebebiyle açılan davalar nedeniyle yargılama giderlerinden ve avukatlık ücretinden davalı tarafın sorumlu tutulamayacağı hususunun da gözetilmesinin gerekeceği-
Kabulün, kesin hükmün sonuçlarını doğuracağı ve yapıldığı andan itibaren hüküm ifade edeceği, hal böyle iken, mahkemece, davalı vekilinin kabul beyanında bulunduğu celse keşif kararı alınarak kabul beyanından sonra keşif yapılmasının ve davanın kabulünden sonraki aşamaya ilişkin yargılama giderlerinden keşif talebinde bulunan davacı taraf sorumlu olduğu halde davalı tarafın sorumlu tutulmasının doğru olmadığı-
Taşınmazın davalı tarafça haricen satın alındığı 02.08.2004 tarihinden, kadastro tespit tarihi olan 06.04.2007 tarihine kadar on yıllık kazanmayı sağlayan zilyetlik süresi geçmediğinden, davalı yönünden 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 13/B-b maddesindeki kazanma koşullarının oluşmadığı-