Bir kimsenin, poliçelerde olduğu gibi, kendi emrine bono düzenlemesi mümkün olmadığından, yani bonoyu düzenleyenin kendisini lehtar olarak gösteremeyeceğinden, icra mahkemesince, böyle bir bonoya dayalı olarak yapılmış olan “takibin iptaline” karar verilmesi gerekeceği-
Keşide edildiği yerde ödenecek çeklerin 10 gün içinde muhataba ibraz edilmesi gerekeceğinden, icra mahkemesince takip dayanağı senedin kambiyo vasfında olmadığı ve alacaklının kambiyo senetlerine özgü yol ile takip hakkının bulunmadığını re’sen inceleyerek, takibin iptaline karar vermesi gerekeceği-
Bonoya dayalı takiplerin, borçlunun ikametgahının (yerleşim yerinin) bulunduğu yerdeki icra dairesinde, bonoda öngörülen ödeme yerinde, ödeme yeri gösterilmeyen bonoda ödeme yeri tanzim yeri kabul edileceğinden bononun tanzim yerince icra takibi yapılabileceği- İİK. mad. 50 göndermesi ile uygulanması gereken HMK. mad. 7/1’ e göre borçlu birden fazla ise bunlardan birinin yerleşim yeri icra müdürlüğünde takip yapılabileceği ve bu durumda, diğer borçlular yetki itirazında bulunamayacakları, ancak, anılan hükmün borçlulardan biri için genel yetkili icra dairesinde takip yapılması ve onun hakkındaki yetkinin kesinleşmiş olması hali için geçerli olduğu-
Takip talebinde adi ortaklığı oluşturan ortakların ayrı ayrı belirtilmiş olması halinde, ödeme emrinin 'adi ortaklık' adına çıkarılamayacağı, bu durumda takip talebine uygun şekilde adi ortaklığı oluşturan ortaklara ayrı ayrı ödeme tebliği gerekeceği-
Borçlunun ödeme emrinin tebliğinden önce, diğer bir anlatımla yasal beş günlük sürede icra mahkemesine başvurduğu anlaşıldığından, öncelikle yetki itirazının, bunun yerinde görülmemesi halinde diğer itirazlarının incelenmesi gerekeceği-
Süresinde muhatap bankaya ibraz edildiği halde bankaca “ibraz tarihi” yazılmadığı için “adi havale” hükmünde olan (çek sayılmayan) belgeye dayanarak yapılan genel haciz yolu ile takibin kesinleşmesinden sonra işleyecek zamanaşımı süresinin on yıl olduğu-
Zamanaşımının yetkisiz icra müdürlüğünde başlatılan takip ile kesileceği ve yeni bir sürenin işlemeye başlayacağı, alacaklı vekilinin borçlunun adresinin tespiti talepleri de zamanaşımını kesen nitelikte takip işlemler olduğu ancak bu iki işlem arasında alacaklı tarafından zamanaşımını kesen herhangi bir takip işleminin yapılmadığından takip konusu çekin keşide tarihi itibariyle yürürlükte olan 6762 sayılı TTK’nun (6273 s. Kanun ile yapılan değişiklikten önceki) 726. maddesi gereğince altı aylık zamanaşımının dolmuş olduğu-
Yenileme işleminin bir takip işlemi olması nedeniyle zamanaşımını kesen işlemlerden olduğu-
“Keşide yeri” unsurunu taşımadığı için çek niteliğinde bulunmayan belgeye dayalı takipte, alacağın 10 yıllık zamanaşımı süresine bağlı olduğu-