Kambiyo senetlerinde İİK. mad. 168/4 ve 168/5 uyarınca 5 günlük yasal itiraz süresinin ve İİK. mad. 168/2. uyarınca da borcun ve takip masraflarının ödenmesine ilişkin 10 günlük yasal sürenin başlaması için borçluya ödeme emrinin usulüne uygun tebliğ edilmesi gerektiği, borçluya ödeme emri tebliğ edilmediği takdirde ödeme ve itiraz sürelerinin işlemeye başlamayacağı ve takibin kesinleşmeyeceği-
İİK. mad. 168/2 uyarınca, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan takipte, ödeme süresi ödeme emrinin tebliğinden itibaren 10 gün olarak belirtildiği- Ödeme süresi ödeme emrinin tebliğ tarihinde başlayacağından takibin öğrenilmiş olmasının bu süreyi başlatmayacağı- Ödeme emrinin tebliğ edilmemesi halinde, takibin kesinleşmesine ve haciz aşamasına geçilmesine yasal olanak bulunmadığı-
Borçlunun borca itirazını İİK'nun 168/5. maddesinde öngörülen yasal 5 günlük sürede yapmasının zorunlu olduğu-
Borçlunun icra mahkemesine başvurusu İİK'nun 168/5. maddesine dayalı takibin kesinleşmesinden önceki zamanaşımı itirazı olup, bonolar için öngörülen zamanaşımı süresinin geçmediğinin anlaşıldığı-
Takip dayanağı çekin tanzim tarihi itibariyle şirket yetkilisinin kim olduğu hususunda herhangi bir araştırma yapılmadığı anlaşıldığından, mahkemece ticaret sicil kayıtları da getirtilerek, çekin tanzim tarihi itibariyle şirket yetkilisinin bu kişi olduğunun tespiti halinde, aynı kişinin limited şirketi ile birlikte adi ortaklığı da temsile yetkili olup olmadığı hususunda gerekli araştırmalar yapıldıktan sonra bu kişi yönünden de imza incelemesi gerekip gerekmediğinin tespiti ile oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
Genel haciz yolu ile takip talebinde bulunulmuşken icra müdürlüğünce borçluya kambiyo senetlerine mahsus iflas yolu ile takipler için düzenlenen örnek 12 nolu ödeme emri gönderilmesinin süresiz şikayete tabi olduğu-
Hakimlerin hukuki sorumluluğunun HMK. mad. 47'de öngörülmüş olduğu- İcra mahkemesi kararlarının hüküm ve sonuç doğurması için kesinleşmesine gerek olmadığından, icra mahkemesi kararı ile "ödeme emrinin iptali"nin sonucu olarak taşınmaz üzerindeki haciz kalkmış olacağı ve bu kararın icra müdürlüğüne ibrazı ile mahcuz taşınmaz mülkiyeti üçüncü kişi üzerinde iken, haczin terkin edilmiş olduğu- Alacaklının takip konusu alacağını alıp almayacağı henüz belli olmadığından ve alacaklının tasarrufun iptali davası açabilme, borçlunun başka mal ve alacakları üzerine haciz koydurabilme ve alacağını tahsil edebilme imkanı varken takip dosyası işlemsiz bırakılarak bu davanın açıldığı görülmekte olup davacı vekilinin "geçici veya kesin aciz belgesi almadıklarını İİK'nun 277 ve devamı hükümlerine göre tasarrufun iptali davası da açmadıklarını" beyan ettiği de anlaşıldığından, icra hakiminin davaya konu kararı ile bir zararın meydana geldiğinin söylenemeyeceği-
Takip dayanağı çek hamiline düzenlenmiş sayılacağından dayanak belgenin kambiyo senedi vasfında olduğu,mahkemece, borçlunun imzaya itirazının esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece, öncelikle borçlunun ödeme emri tebliğ işlemine yönelik şikayeti konusunda inceleme yapılıp, talebin yerinde görülmesi ve buna göre başvurunun süresinde olması halinde işin esasının incelenmesi gerekeceği-
Alacaklının kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlattığı takipte dayanak çek adı altındaki belgede, keşide yerinin D.bakır olarak yazılı olduğu görüldüğü, 6102 Sayılı TTK'nun 780/1-e maddesine göre, düzenleme yerinin gösterilmesi çekin şekil koşulu olup, aynı kanunun 796 maddesi gereğince ibraz süresi çekin düzenlendiği yere göre belli edileceğinden, düzenleme yerinin hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde açıkça gösterilmesi gerekeceği- İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere, kısaltılmış olarak yazılan keşide yerinin (ANK-İST dışında) yazılı ilkeye uygun bulunmaması halinde takip dayanağı belgenin çek niteliğinde kabulünün söz konusu olamayacağı-