«Zamanaşımı def’i» öne sürülmediği sürece, icra mahkemesince, doğrudan doğruya gözetilemeyeceği—
Vade tarihinden takip tarihine kadar işleyen temerrüt faizinin, ana paraya eklenmek suretiyle bulunacak miktara ayrıca faiz yürütülemeyeceği «bundan sonra sadece ana paraya faiz yürütüleceği, işlemiş faize tekrar faiz yürütülemeyeceği» (Takip talebinde «işlemiş faiz»i hesaplayarak istemiş olan alacaklının ayrıca «vadeden itibaren» faiz isteyemeyeceği)—
Şirket (kooperatif) yetkililerinin (temsilcilerinin) ancak kendilerine özel yetki verilmiş olması halinde, kendi lehlerine bono düzenleyebilecekleri—
Borçlunun «imzası olmayan (bulunmayan) senetler nedeniyle borçlu bulunmadığı» şeklindeki itirazının «borca itiraz» niteliğinde olduğu— (Borçlunun, senette imzası bulunmaması nedeniyle senetten sorumlu olmayacağını bildirmesinin «borca itiraz» sayılacağı)—
Takip konusu senedin düzenleme tarihinden önce yapılan genel kurulda yetkili kılınan kişilerce temsilen düzenlenen senedin, kooperatifi -daha sonra yapılan ayrı bir genel kurulda yetkileri kaldırılmış olmadıkça- bağlayacağı—
Borçlunun itiraz hakkının kendisine ödeme emrinin tebliği ile doğacağından, borçlunun, kendisine ödeme emrinin tebliğini beklemeden icra mahkemesine yapacağı itirazın reddedilmesi gerekeceği-
Karşılığı bulunmayan çeke dayalı takiplerde alacaklının, çekin «ibraz» ya da «takas» tarihi ile ödeme tarihi arasındaki dönem için -kademeli olarak ve avans oranında- faiz isteyebileceği—
Senedin «keşideci» bölümünde hem «şirket» hem de «şahıs» adı yazılı olup, iki adet de imza bulunması halinde, inkar edilmeyen bu imzalardan birinin şirket diğerinin ise şahıs adına atılmış olduğunun kabul edilmesi gerekeceği—
Senette yapılan çıkıntı ve değişikliklerin, senedi düzenleyen tarafından ayrıca imza (ya da paraf) edilmedikçe geçersiz olacağı (HUMK. 298; şimdi, HMK. 207)-