Borçlu birden fazla ise, bunlardan birinin yerleşim yeri icra müdürlüğünde takip yapılabileceği, bu durumda, diğer borçluların yetki itirazında bulunamayacakları-
Alacaklı tarafından borçlular hakkında bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra başlandığı takipte, icra memuru senedin kambiyo senedi olduğunu ve vadesinin geldiğini görürse, borçluya senet sureti ile birlikte hemen bir ödeme emri göndermesi gerekeceği- Borçlular adına çıkarılan ödeme emri tebliğ evraklarında, ''10 örnek ödeme emri vardır'' kaydı ile birlikte ''bu zarfta ödeme icra emri vardır'' şerhinin bulunması ve takip dayanağı bono suretinin ödeme emri ekinde gönderilmesi gerekeceği-
Borca ve ödeme emrine itiraz için sebepleri ile birlikte beş gün içinde icra mahkemesine başvurulacağı - Bir müddetin sonuncu günü resmi bir tatil gününe rastlarsa müddet tatili takip eden günde biteceği-
Mahkemece takipte işlemiş faiz oranları ile faiz miktarının tespiti için bilirkişi incelemesi yaptırılarak denetime elverişli rapor düzenlettirilmek suretiyle oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği- Y.siz incelme ile yazılı hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Takibe konu borcun, dava dışı üçüncü kişi keşideci tarafından ihtirazi kayıtla ödenmiş olması, şikayet ve itirazdan açıkça feragat edilmediği sürece itirazların esasının incelenmesine engel olmayacağı-
Sözleşmenin konusunun ticari iş olması, gerçek kişilere yetki sözleşmesi yapma imkanı vermeyeceği- Alacaklının, esnaf işletmesi olduğu durumda yetki anlaşmasının geçersiz olduğunun kabulü gerekeceğinden yetki itirazının kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Faiz oranı konusunda, alacaklı ile borçlu arasında yapılmış olan bono dışındaki sözleşmelerde öngörülen ve bono nedeniyle alınacak faizi belirleyen (akdi faiz) anlaşmanın tarafları bağlayacağı- Sözleşmede öngörülen faiz oranının uygulanabilmesinin takip dayanağı bonoya açık atıf yapılmış olması, bir diğer ifade ile bono bedeli hakkında, sözleşmede kararlaştırılan faizin uygulanacağının, bononun vade ve tanzim tarihleri ile miktarı belirtilmek suretiyle açıklanması şartına bağlı olduğu- Yabancı para borcunun vadesinde ödenmemesi halinde alacaklının, bu borcu vade veya fiili ödeme günündeki rayice göre Türk parası ile ödenmesini isteyebileceği- Vade tarihinden fiilen ödeme tarihine kadar, Devlet Bankalarının o para birimi ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranına göre faiz istenebileceği-
Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olduğu, ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremeyeceği- İcra memuru senedin kambiyo senedi olduğunu ve vadesinin geldiğini görürse, borçluya senet sureti ile birlikte hemen bir ödeme emri göndermesi gerektiği- Borçlu adına çıkarılan ödeme emri tebliğ evrakında, ''bu zarfta ödeme icra emri vardır'' şerhinin bulunduğu ve takip dayanağı bono suretinin ödeme emri ekinde gönderildiğine ilişkin bir açıklamanın tebligat mazbatası üzerinde yer almadığı görüldüğü durumda, hakimin talepten noksanına hükmedebileceğine ilişkin yasal düzenleme göz önünde bulundurularak ödeme emri tebliğ işleminin iptaline karar vermesinin gerekeceği-
Alacaklı tarafından borçlu hakkında bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile başlatılan icra takibinde, ödeme emri tebliği üzerine borçlunun yasal süre içerisinde icra mahkemesine başvurusunda; sair itiraz ve şikayetinin yanı sıra, takipte talep edilen işlemiş faiz miktarına itiraz ettiği davada, alacaklının bilirkişi raporunda belirtilen miktarın üzerinde bir talebi bulunmadığı halde, mahkemece yanılgılı değerlendirme yaparak itirazın kabulü yönünde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Alacaklı tarafından bir adet bonoya dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe karşı borçlunun, takip dayanağı bonoyu şirketi temsilen imzaladığını, şahsi sorumluluğunun bulunmadığını belirterek takibin iptali istemi ile icra mahkemesine başvurduğu davada, sorumluluk doğması için keşidecinin atacağı tek imza yeterli olup, bononun ön yüzündeki ikinci imzanın atılması zorunluluğu olmadığından şirket kaşesi dışına atılan imza aval olarak değerlendirileceği- İtiraz eden ve adı geçen şirket yetkilisi olan borçlunun kaşe dışında, açıkta herhangi bir imzası da bulunmadığından, kaşe üzerine atılan imzaların şahsı adına değil, şirketi temsilen atıldığı ve şirketi borç altına soktuğu kabul edilmesi gerekeceği-