Takip konusu bononun tanzim edildiği tarih itibariyle, borçlu limited şirketi temsil yetkisine sahip olan temsilciler tarafından düzenlenmiş olduğunun saptanması halinde, bono bedelinden limited şirketin sorumlu olacağı-
Borçlunun, süresi içinde icra mahkemesine yaptığı “senetlerdeki imzadan da anlaşılacağı gibi, borçla benim bir alakam yoktur” şeklindeki itirazın “imza itirazı” sayılacağı-
Alacaklı elinde bulunan bononun arkasında yazılı olan ve senet bedelinin kısmen ödendiğini belirten sözcüklerin alacaklıyı bağlayacağı ve icra takibinin bu miktara hasren iptali gerekeceği-
Takip alacaklısı hamile karşı –çeki iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket ettiği iddia ve ispat edilmedikçe- kişisel def’ilerin ileri sürülemeyeceği-
Borçlu tarafından lehtar aleyhine açılan menfi tesbit davasında verilmiş olan tedbir kararının, bu davada taraf olarak yer almamış olan, takip yapan yetkili hamile etkili olmayacağı-
Şirketin temsili çift imza ile olan durumlarda, yetkililerden birisi tarafından keşide edilen senetler dolayısı ile şirketin sorumlu olmayacağı-
Çeklerin kaybolması nedeniyle açılan davada verilmiş olan “iptal kararı”nın, bir ilam olmayıp, ”tesbit kararı” niteliğinde olduğu, hasımsız olarak verilmiş olduğundan, çeki ciro ile ele geçirerek takipte bulunmuş olan alacaklıya karşı ileri sürülemeyeceği-
İcra mahkemesine başvurarak “takip konusu çeklerde ad ve soyadının yazılı olmadığı gibi, imzasının da bulunmadığını” bildirmiş olan borçlunun, bu suretle “borca itiraz”da bulunmuş sayılacağı-
Süresinde muhatap bankaya ibraz edildiği halde bankaca “ibraz tarihi” yazılmadığı için “adi havale” hükmünde olan (çek sayılmayan) belgeye dayanarak yapılan genel haciz yolu ile takibin kesinleşmesinden sonra işleyecek zamanaşımı süresinin on yıl olduğu-
Firmayı temsil konusunda kendisine geniş yetkiler verilen vekilin “ticari mümessil“ sayılabilmesi için, borçlunun ticarethane sahibi olması ve vekaletnamenin de ticaret siciline kaydedilmesinin zorunlu olduğu-