İtfa nedeniyle, İİK’nın 71/1 maddesi uyarınca; icra takibinin iptal edilmesi için, itfanın takibin kesinleşmesinden sonraki bir dönemde olması ve 71/1. maddesinde yazılı belgelerle ispatının gerektiği; somut olay bakımından, belgenin ibra mı yoksa ödeme mi olduğunun anılan belge ile anlaşılamadığı-
Senet üzerinde asıl borç ilişkisine atıf yapan veya ödemeyi şarta bağlayan kayıtlar olması durumunda mücerretlik vasfı ortadan kalkacağından böyle bir senede dayanılarak kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip yapılamayacağı-
Takip dosyasının incelenmesinde; borçluya ödeme emri tebligatı dışında 103 davetiyesi ve kıymet takdiri raporu tebligatının çıkarıldığı, borçlunun şikayet dilekçesinde 103 davetiyesi ve kıymet takdir raporu tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik bir iddiasının bulunmadığı anlaşılıyorsa Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince borçlunun ödeme emrinden en geç 103 davetiyesinin tebliğ edildiği tarihte haberdar olduğunun kabul edilmesi gerektiği- Ödeme emrinden haberdar olduğunun kabul edildiği tarihten itibaren 7 günlük süreden çok sonra icra mahkemesine yapılan usulsüz tebligat şikayetinin reddi gerektiği-
Poliçeden dolayı kendisine müracaat olunan kimsenin, keşideci veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya mevcut olan münasebetlere dayanan def'ileri müracaatta bulunan hamile karşı ileri süremeyeceği; ancak, hamil poliçeyi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olması hâlinde bu def’iler ileri sürebileceği- Takip alacaklısının kötüniyetli olduğu iddia ve ispat edilmediği gibi, senet metninde de tüketici sözleşmesi nedeniyle verildiğine ilişkin bir ibare bulunmadığından ve icra mahkemesinin dar yetkili bir mahkeme olması, borçlunun senet lehtarı ve cirantası olması karşısında, TKHK’nın 6/A maddesi gereğince senedin nama yazılı düzenlenmesi gerektiği iddiasını hamile karşı ileri sürmesinin (TMK. 2) çelişkili davranış yasağını oluşturduğunun kabul edilmesi gerektiği-
Dava dilekçesinin tevzi edilerek kaydedildiği tarihte, elektronik imza ile dava açılması durumunda ise dava, dava dilekçesinin sisteme kaydedildiği tarihte açılmış sayılacağı- Ödeme emrinin 04/10/2018 tarihinde tebliği üzerine borçlunun takibe karşı itirazlarını içeren dilekçesini ilgili İcra Hukuk Mahkemesi'ne gönderilmek üzere 08/10/2018 tarihinde sunduğu ve aynı tarihte mahkeme hakimince muhabere defterine kaydedildiğine dair havalesinin yapıldığı, harcın ise 12/10/2018 tarihinde ödendiği uyuşmazlıkta, dava dilekçesinin hakim tarafından havale edildiği tarih itibariyle davanın yasal beş günlük süresi içerisinde açıldığının kabulü gerektiği-
Bononun teminat amaçlı verildiğinin kabul edilebilmesi için, neyin teminatı olarak verildiğinin ya bononun önündeki veya arkasındaki yazılar veya ayrı bir belge (İİK’nın 169/a maddesinde öngörülen) ile teminat senedi olduğunun kanıtlanması gerektiği-
Takip konusu çekin arkasında ibraz şerhi bulunmuyorsa, çeke alonj eklenmemişse yani bankaca düzenlenen A4 kağıda yazılan yazı ile çek ibraz edilmişse, işbu yazının ibraz şerhi niteliğinde olmadığı- Borçlunun yasal 5 günlük sürede itirazda bulunması halinde takip konusu belgenin kambiyo senedi vasfını haiz olmadığının veya alacaklının kambiyo senetlerine özgü yol ile takip hakkının bulunmadığının tespit edilmesi halinde diğer itiraz nedenleri incelenmeksizin re'sen takibin iptaline karar verilmesi gerektiği-
Takip konusu çek, itiraz eden borçlu şirketin temlik cirosu ile alacaklı bankaya geçmiş olup, ciro imzasının borçlunun eli ürünü olduğunu bilebilecek durumda olan ve basiretli davranma yükümlülüğü bulunan alacaklı bankanın, çeki teslim alırken imzanın huzurunda atılmasını sağlamadığından, borçlu aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi başlatmasında ağır kusurlu olduğunun kabulü ile tazminat ve para cezası ile sorumlu tutulması gerektiği- Kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi başlatmasında alacaklının kötü niyetli veya ağır kusurlu olduğunun tespitinde, icra mahkemesince alacaklının, taraflar arasındaki temel borç ilişkisine göre alacaklı olup olmadığının incelenemeyeceği-
Borçlunun kendisine gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürmesi, İİK'nun 16. maddesi anlamında bir "şikayet" olup, aynı maddenin 1. fıkrası gereğince borçlunun bu şikayetini, işlemi öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede icra mahkemesine yapması gerekeceği- Borçlunun icra mahkemesine başvurusunda ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğuna dair herhangi bir iddiasının bulunmaması karşısında yetki itirazı, İİK.nun 168/5. maddesinde öngörülen yasal süreden sonra olup, mahkemece, itirazın süre aşımı nedeniyle reddi gerekeceği-
Şikayetçi şirketin icra mahkemesine yaptığı şikayet ve itiraz başvurusunda aktif husumet ehliyetinin bulunduğu anlaşıldığından, ilk derece mahkemesince, şikayetçinin isteminin esası incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, şikayetçinin takipte taraf olmadığı belirtilerek dava açma hakkı olmadığından bahisle istemin reddi yönünde hüküm tesisinin ve bölge adliye mahkemesince de istinaf başvurusunun esastan reddinin isabetsiz olduğu-