Vakfiye örneği ile kök tapu kaydının bütün tedavülleriyle birlikte dosyaya getirtilip, şerhe konu vakfın, sahih vakıflardan olup olmadığı hususunda uzman bir bilirkişiden rapor temin edilerek, gayrisahih vakıf olduğunun tespiti halinde tavize tabi olmadığı değerlendirilerek, davanın şimdiki gibi kabulüne, sahih vakıf olduğunun tespiti halinde ise reddine karar verilmesinin gerekeceği-
Genel Müdürlüğe ve mazbut vakıflara ait taşınmazların devlet malı imtiyazından yararlanacakları, tüm iş ve işlemlerinin, her türlü vergi, resim, harç ve katılım payından istisna olduğu-
Ehli Beyt Kültür ve Dayanışma Vakfı yöneticileri tarafından 16.04.2000 günü yapılan kurucular kurulu toplantısının günü, gündemi ve bu toplantıda alınan kararların adı geçen vakfın kurucular kurulu üyesi oldukları konusunda haklarında hiç bir kuşku bulunmayan davacılar H. G. ile M. Güzel'e usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilmediğinin anlaşıldığı, somut olayda yukarıda adı geçen vakfın 16.04.2000 günlü toplantısından ve bu toplantıda alınan kararlardan bilgi sahibi olmayan davacıların davasının süresinde açıldığı kabul edilerek tüm deliller toplanıp işin esası hakkında bir karar verilmesinin gerekeceği-
Vakıf senedinin 11. maddesi hükmüne göre kurucular kurulunun üyelerin yarıdan fazlası ile toplanması ve toplantıya "açılışta Yönetim Kurulu Başkanının başkanlık etmesi" gerektiği, oysa dava konusu kurucular kurulu toplantısına Vakıf Yönetim Kurulu Başkanı’nın katılmadığı ve toplantı salt altı kişi ile yapılmış olup, buna göre toplantı ve karar yeter sayısının sağlanamamış olduğu-
Davalı vakfın, yararlananlara belirli şartlar altında ekonomik ve mali haklar sağlamayı amaçlayan bir vakıf olup emekli sandığı vakfı niteliğinde olmadığı, taraflar arasında 506 SK kapsamında bir sosyal güvenlik ilişkisinin bulunmadığı, munzam sandık-vakıflar ile ilgili olarak vakıf senedinin uygulanmasından kaynaklanan davalara bakma görevinin iş mahkemelerine değil, genel mahkemelere ait olduğu, açıklanan nedenlerle, iş mahkemesince görevsizlik kararı verilmesi gerekirken esasa girilerek yazılı şekilde karar verilmesinin hatalı olduğu-
Mahkemece, davada vakfedenin kızı S.'ya ve çocuklarına tahsis ettiği görev karşılığı olmayan günlük yüzelli akçeden vakfın vakfedenin kızı S. kolundan gelen başka evlatları da olup olmadığı araştırılarak, bu koldan gelen başka evlat yoksa tamamı varsa hissesine düşen kısmının ödenmesine karar verilmesinin gerekeceği-
Vakıf hukukunda esas olanın vakfın kuruluş senedine yansıyan kurucu iradenin -yasaların buyurucu hükümlerine aykırı olmamak koşuluyla- olduğu gibi korunmasının ve sürdürülmesinin olduğu-
İdare tarafından dava konusu taşınmaz hakkında alman mahluliyet belgesinin toplanan delillere göre yerindeliğinin incelenmesi, kayıt maliki mirasçı bırakmadan ölmüş ise ona ait payın mahlulen vakfına dönmüş olacağından zilyetlikle kazanılamayacağı, mirasçısı var ise kazanma koşullarının gözönüne alınacağı-
Davacının ve sulbünden geldiği kişilerin gaile fazlası almalarının dayanağı olan defterin aslı üzerinde inceleme yapılarak defterdeki düzenlemenin dayanakları da belirlenip davacının vakfın gaile fazlasına müstehak vakıf evladı olup olmadığını tespitiye davacılardan varsa kan bağı ile bağlı olduğu kişilere ait aynı vakıftan gaile ödenmesine ilişkin kesinleşmiş mahkeme kararlarının ibrazının istenmesi gerektiği-