5737 sayılı Vakıflar Yasası’nın 76. maddesi (2762 sayılı Vakıflar Yasasının 40.maddesi) gereğince, gaile fazlasına müstahak vakıf evladı olduğunun tespitine ilişkin davalarda, Vakıflar Genel Müdürlüğü kanuni hasım olmaları sebebiyle, davanın kabulü halinde yargılama giderleri ve vekalet ücreti ile sorumlu tutulması doğru değil ise de; bu yanılgının düzeltilmesinin yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği-
5737 sayılı Vakıflar Yasası’nın 76. maddesi (2762 sayılı Vakıflar Yasasının 40.maddesi) gereğince, gaile fazlasına müstahak vakıf evladı olduğunun tespitine ilişkin davalarda, Vakıflar Genel Müdürlüğü kanuni hasım olması sebebiyle, davanın kabulü halinde yargılama giderleri ve vekalet ücreti ile sorumlu tutulması doğru değil ise de; bu yanılgının düzeltilmesinin yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği-
İntifa haklarının (tevliyet, sükna ve gaile) tespit ve tahsili için; mülhak vakıflar aleyhine açılacak davalarda yetkili mahkeme, vakfın yerleşim yeri (kurulduğu yer); mazbut vakıflar da ise bunlar Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından yönetilmekte olup yerleşim yeri ile bir ilgilerinin kalmadığından ve Vakıflar Genel Müdürlüğünün yerleşim yeri de Ankara bulunduğundan Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 9. maddesi de dikkate alınarak Ankara Mahkemeleri’nin yetkili olduğu-
İntifa haklarının (tevliyet, sükna ve gaile) tespit ve tahsili için; mülhak vakıflar aleyhine açılacak davalarda yetkili mahkeme, vakfın yerleşim yeri (kurulduğu yer); mazbut vakıflar da ise bunlar Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından yönetilmekte olup yerleşim yeri ile bir ilgilerinin kalmadığından ve Vakıflar Genel Müdürlüğünün yerleşim yeri de Ankara bulunduğundan Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 9. maddesi de dikkate alınarak Ankara Mahkemeleri’nin yetkili olduğu-
Kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili olmaması gerekeceği-
5737 sayılı Vakıflar Yasası'nın 6/1. fıkrasına göre mazbut vakıfların Genel Müdürlük (Vakıflar Genel Müdürlüğü) tarafından yönetileceği ve temsil edileceği, Yasa’nın bu açık maddesine göre yetkili mahkemenin Ankara Mahkemeleri olmasına rağmen davalı mazbut vakfın bulunduğu yer gerekçesiyle Şanlıurfa Mahkemeleri’nin yetkili gösterilmesi doğru değil ise de, bu yanılgının giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği-
Vakfa ait vakfiyede, tevliyet batın ve başka bir şart öngörülmeden erkek evladın ekber ve erşedine bırakılmış olup, dosyaya getirtilen nüfus kayıtlarına göre davacı, birleşen davanın davacısından büyük olduğundan, tevliyet için vakfiyede öngörülen şartları taşımadığı anlaşılan birleşen davanın davacısının davasının reddine karar verilmesi ve davacının, tevliyet için vakfiyede öngörülen ekber ve erşet vakıf evladı şartlarını taşıyıp taşımadığı araştırılarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-
Davaya konu vakıf senet değişikliği kararını alan kişilerin vakıf idare heyeti üyesi olup olmadıklarının tespiti bakımından Ankara Asliye 14. Hukuk Mahkemesine açılan 2008/303 esas sayılı davanın derdest olduğu ve bu dava sonucunun temyize konu davayı etkileyeceğinden, Ankara Asliye 14.Hukuk Mahkemesine açılan 2008/303 esas sayılı davanın bekletici mesele yapılıp sonuçlanmasından sonra oluşacak duruma göre bir karar verilmesinin gerektiği-
Somut olayda esas olanın, yasanın buyurucu kuralları yanında, vakıf senedi hükümlerinin uygulanması olduğu, ortada yöntemine uygun bir tahkim sözleşmesi olmadığı gibi vakıf senedinde vakıfla üyeler arasında çıkacak uyuşmazlıkların tahkim yoluyla çözümlenmesine ilişkin bir hüküm de yer almadığına göre, Yönetmeliğin 23. maddesindeki dayanağı olmayan tahkim şartının uygulanmasının mümkün olmadığı, bu bakımdan mahkemenin kendisini görevli sayıp işin esasına girerek tahkikatın tamamlanmasından sonra ortaya çıkacak duruma göre bir karar vermesinin gerekeceği-