Görevden alınması istenilen vakıf yöneticisi davalı B. Özkarakoç hakkında aynı dava ile ilgili olarak hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanmak suçundan cezalandırılması için İzmir 3Ağır Ceza Mahkemesinde 2008/148 Esas sayılı ceza davasının bulunduğunun, 10.03.2010 tarihli oturumda mahkumiyet kararı verildiğinin, ancak kararın henüz kesinleşmediğinin anlaşıldığının, mahkemece, bu davanın ilgisi nedeniyle bekletici mesele yapılıp kesinleşmesinden sonra oluşacak duruma göre bir karar verilmesinin gerekeceği-
İlçede 3294 Sayılı Kanun’da belirtilen amaçlara yönelik faaliyette bulunan sivil toplum kuruluşu olmaması halinde, hayırsever vatandaşlar arasından il genel meclisinin seçeceği üçüncü bir kişi daha mütevelli heyetinde görev yapar" şeklinde düzenlenmesi ve değişikliğin tesciline karar verilmesi gerekirken, bu hususa dikkat edilmeden hazırlanan değişikliğin tesciline karar verilmesinin doğru olmadığı-
Mahkemece yapılacak işin, davacının ve sulbünden geldiği kişilerin gaile fazlası almalarının dayanağı olan defterin aslı üzerinde inceleme yapılarak defterdeki düzenlemenin dayanakları da belirlenip davacının vakfın gaile fazlasına müstahak vakıf evladı olup olmadığını tespit etmek ve davacılardan varsa kan bağı ile bağlı olduğu kişilere ait aynı vakıftan gaile ödenmesine ilişkin kesinleşmiş mahkeme kararlarının ibrazını istemek suretiyle bu delil ve belgeler birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuç doğrultusunda karar vermek olmasının gerekeceği, bilirkişinin mücerret davacıların baba (ve dayılarının) daha önce gaile fazlası aldığına dair beyanı ve defter fotokopileri ile yetinilmiş olmasının doğru olmadığı-
Davaya konu Turunçzade A. Bey Vakfına ait 1271 tarihli vakfiyede, gaile, kız erkek ayrımı yapılmadan batın şartı (yani önbatında evlat varken sonraki batındaki evladın gaile alamaması kuralı) ile evlada bırakıldığından, davacıların önbatında vakıf evladı olup olmadığı diğer bir deyişle davacının amca ve halaları ile bu batında başka sağ vakıf evladı bulunup bulunmadığı araştırılmadan eksik inceleme ile davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı-
Gaileye hak kazandığını mahkeme ilamıyla ispatlayan vakıf evladına gaile fazlası ödeneceğinden, mahkemece, dava konusu vakfın gaile fazlası alacağı döneme ilişkin tüm gelir gider defterleri vs. araştırılıp gerekiyorsa bilirkişiye yetki verilerek Vakıflar Genel Müdürlülüğünde mevcut belgeler üzerinde araştırma yaptırılarak tüm hesapları incelenmesinin, sonra vakfiyedeki şartlar ve Vakıflar Yönetmeliğinin belirtilen maddeleri de dikkate alınarak oluşacak sonuç doğrultusunda bir karar verilmesinin gerekeceği-
Vakıfta tevliyet kız erkek ayrımı yapılmadan evladın ekber ve erşedine bırakıldığından, vakfa ait tevliyet ve gaile alan evlat listesi ile bu kişilere ait üst soylarını da gösterir nüfus kayıtları getirtilip vakfın sağ olan evlatları tespit edilerek davacıdan yaşça büyük evlat olup olmadığı belirlenip uygulamada duraksama ve karışıklığa sebep olmayacak şekilde bu kişilere ait tevliyetten davacı adına feragat ettiklerine dair noter huzurunda hazırlanacak belgeler getirtildikten veya ilgililerin mahkeme önünde tevliyetten davacı adına feragat ettiklerine dair imzalı beyanları alındıktan sonra oluşacak sonuca göre bir karar verilmesinin gerekeceği-
İntifa haklarının (tevliyet, sükna ve gaile) tespit ve tahsili için; mülhak vakıflar aleyhine açılacak davalarda yetkili mahkeme, vakfın yerleşim yeri (kurulduğu yer); mazbut vakıflar da ise bunlar Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından yönetilmekte olup yerleşim yeri ile bir ilgilerinin kalmadığından ve Vakıflar Genel Müdürlüğünün yerleşim yeri de Ankara bulunduğundan Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 9. maddesi de dikkate alınarak Ankara Mahkemelerinin yetkili olduğu-
Yönetim kurulunun vakıf üyeliğinden çıkarma kararına karşı vakıf genel kuruluna başvurmadan (vakıflarda da kıyasen uygulanan 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun 83. maddesinin 2. fıkrası uyarınca) yani iş denetim yolları tüketilmeden mahkemeden yönetim kurulunun aldığı kararın iptalinin istenmesinin yerinde olmadığı, bu nedenle mahkemece, iç denetim yollarını tüketmeyen davacının davasının reddine karar verilmesinin gerekeceği-
Temyiz harcının Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne ilişkin bir iş ve işlemle ilgili olmayıp yargı işiyle ilgili olduğu ve anılan yasa maddesinde Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün yargı harcından bağışık ve istisna tutulduğuna ilişkin açık bir hükmün de yer almadığı-
Vakıf senedinin Kurucu Heyetinin Vazife ve Selahiyetleri Başlıklı 8. maddesinin 6. fıkrasına göre, vakıf senedinin tadiline karar verme yetkisinin bu kurula ait olduğu, kurucular kurulundan karar alınmadan vakıf senedi üzerinde yapılan değişikliğin tesciline karar verilmesinin, değişiklik senedinin düzenlendiği noter ile işlemin tarih ve yevmiye numarasından, senedin hangi maddelerinin değiştirildiğinden söz edilmeksizin vakıf senedinin tescili yolunda hüküm kurulmasının doğru olmadığı-