Mahkemece yapılacak işin; birinci paragrafta belirtilen bilirkişi raporlarının arasındaki çelişkinin giderilmesi için konunun uzmanı bilirkişiden vakıf senedi ile buna dayanılarak çıkartılan yönetmelik ve aynı konudaki daha önceki uygulamaları hesaplama yapan rapor alınıp oluşacak sonuca göre bir karar vermek olmasının gerekeceği-
Dava dilekçesinde gaile fazlasına müstehak vakıf evladı olduğunun tespiti istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Uygulamada karışıklık ve duraksamaya sebep olacak şekilde, davanın kabulüne karar verildiği halde, davacının hangi vakfın evladı olduğunun açıkça gösterilmemiş olmasının ve 5737 sayılı Vakıflar Yasası’nın 76.maddesi (2762 sayılı Vakıflar Yasasının 40.maddesi) gereğince; gaile fazlasına müstahak vakıf evladı olduğunun tespitine ilişkin davalarda, Vakıflar Genel Müdürlüğü kanuni hasım olduğu halde yargılama giderleri ve vekalet ücreti ile sorumlu tutulması doğru değil ise de; bu yanılgının düzeltilmesinin yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyeceği-
Dava konusu 2.500 TL ek emeklilik ikramiyesinin vakıf senedinin 31. maddesinin (A) Sosyal Yardımlar alt başlıklı (e) fıkrasına göre davacının emekli olduğu 02.03.2004 tarihinden itibaren 3 ay içinde ödeneceğinin yazılı olduğu, ödememe halinde temerrüt tarihlerinin ve bu bağlamda da faizin başlangıç tarihinin de bu tarih olması gerekirken, kararda faizin başlangıcının 06.02.2004 olarak gösterilmesi doğru değil ise de, bu yanılgının düzeltilmesinin yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği-
Vakıf hukukunda esas olanın vakfın kuruluş senedine yansıyan kurucu iradenin -yasaların buyurucu hükümlerine aykırı olmamak koşuluyla- olduğu gibi korunması ve sürdürülmesi olduğu-
Vakfın 27.05 2004 tarihli genel kurulunda senedinin değiştirilmesine ilişkin olarak aldığı kararların yasaya aykırı bulunduğu gerekçesiyle senet değişikliğine ilişkin istemin reddine, birleştirilen diğer davalardaki taleplerin ise konusuz kalmış olmasından söz edilerek bu istemler hakkında karar verilmesine yer olmadığına şeklinde hüküm kurulduğu, davacı vakıf vekillerinin temyizi üzerine verilen bu kararın onandığı bu kez yapılan incelemeden anlaşıldığından davacı vekili ile Vakıflar Genel Müdürlüğünün karar düzeltme istemlerinin kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
27.05.2009 tarihli mütevelli heyet toplantısında, sadece senedin 18. maddesinin birinci fıkrasında bulunan yönetim kurulu üye sayısının artırılması için karar alınmasına rağmen, noterde yapılan resmi düzenlemede birinci fıkranın tamamının değiştirildiği, karar alınmadığı halde "Yönetim Kurulunun görev süresi 3 yıldır" ibaresinin de kaldırılmasını kapsayan değişiklik senedinin tesciline karar verilmesinin doğru görülmediği-
Mahkemece verilen hükümde sadece vakıf senedinin tesciline karar verilmesiyle yetinilmesi gerekirken infazda tereddüt oluşturacak şekilde ve istemde olmadığı halde 1790 parsel 20 numaralı bağımsız bölümün de vakfın malvarlığı olarak tesciline karar verilmiş olmasının, tescil kararında, vakıf tadilat senedini düzenleyen noterliğin yevmiye numarasının gösterilmemesinin doğru olmadığı-
Vakıftan gaile fazlasının alınabilmesi için öncelikle vakfeden ile kan bağının kanıtlanmasının, sonra da vakfiyede öngörülen koşulların gerçekleşmesinin gerekeceği-
Vakıf mülhak olup mütevelli eliyle yönetildiğinden ve 5737 sayılı Vakıflar Kanunu’nun 76. maddesi uyarınca bu gibi davalarda vakıf yönetimi ile Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün birlikte hasım gösterilmesi gerektiğinden, davanın kabulü ile alacağın ve buna bağlı olarak yargılama giderleri ile vekalet ücretinin sadece davalı mülhak vakıftan tahsiline karar verilmesi yerine müştereken ve müteselsilen kanuni hasım olan Vakıflar Genel Müdürlüğü’nden de tahsiline karar verilmesinin doğru olmadığı-