Dava konusu bonoda keşideciye atfen atılan iki imzanın davacı kooperatifin müteaahhidi olan dava dışı kişiye ait olduğunun sabit olduğu, bu şekilde düzenlenen bononun davacı keşideci kooperatifi bağlamadığı açık olup, açılan menfi tespit davasının kabulüne karar verilmesi gerekeceği- Yargılama biçimi yönünden Hukuk Muhakemesinin safhalarından tahkikat ve sözlü yargılama bölümlerinin tarafların muvafakati alınmadan ve gerekçe gösterilmeden atlanarak ön inceleme duruşmasında karar verilmesinin doğru olmadığı-
Tanıkların dinlenilmesi için ara kararda, tarafların bildirdiği tanıkların HMK'nin 243 ve 244. maddeleri gereğince davetiye ile duruşmaya çağrılmaları, her bir tanık için giderin kalem kalem açıklanıp toplamının ne olduğu ve hangi süre içerisinde kim tarafından karşılanacağının açıkça belirtilmesi, bu hususta yasal uyarının yapılması gerekeceği, şu halde mahkemece; davalı tanıkların HMK'nin 243, 244, 259 ve 290. maddeleri gereğince davetiyeyle duruşmaya çağırılmaları, ondan sonra bütün deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi karar verilmesi gerekeceği-
Davacının toptan et ticaret işi ile uğraştığı, davalının ise oto alım satımı yaptığı, aralarında sadece kamyon alım satımı nedeniyle, tek bir ticari ilişki olduğu, 92.000 TL bedel konusunda anlaştıkları, davalının 52.000,00 TL'lik fatura vermesi nedeniyle kendisinin belirlediği avukata söz konusu vekaletnamenin satış tarihi ile aynı anda verildiği ve satış tarihinde hem davalıya borçlu olup, hem de davalıdan 50.000,00 TL borç almasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu ileri sürüldüğüne göre; taraflar arasındaki temel ilişkinin tespiti için her iki dosyanın birlikte değerlendirilmesi gerektiği-
Mahkemece davacının ihtiyati tedbir talebinin aşılması suretiyle karar verildiği gibi davalının bu mektuba dayalı olarak davacıya yönelik icra takibi yapmasının da usulen mümkün olmadığı, zira davalının mektubun nakde çevrilmesi için mektubu düzenleyen bankaya başvuracak ve mektubun nakde çevrilmesini isteyeceği, bankanın bu istemi reddetmesi halinde ise davalının bu mektuba dayalı olarak dava dışı bankaya takip yapmasının söz konusu olacağı, bu itibarla iş bu davada davacı lehine davalının davacıya karşı dava konusu mektup nedeniyle takip yapmasının İİK.'nın 72. maddesi gereğince engellenmesi söz konusu olmadığından istinaf mahkemesince davacı aleyhine İİK.'nın 72/4. maddesi gereğince tazminata hükmedilmesinin doğru olmadığı-
Davaya konu edilen ve ecrimisile hükmedilen 689 parsel sayılı taşınmaz kargir ev olan zeytinlik niteliği ile davacı ve davalının ortak murisi adına tapuda kayıtlı olduğu, dosya kapsamında bulunan veraset belgesine göre, mirası birer hisse olmak üzere toplam iki hisse olarak davacı ve davalıya kaldığının anlaşıldığı, o halde, mahkemece, 689 parsel sayılı taşınmaz yönünden intifadan men koşulunun gerçekleşip gerçekleşmediği hususu araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği- Mahkemece, taraflardan emsal kira sözleşmeleri istenmesi, gerekirse benzer nitelikli yerlerin işgal tarihindeki kira bedelleri araştırılıp, varsa emsal kira sözleşmelerinin de getirtilmesi, oluşturulacak bilirkişi heyeti marifeti ile bilimsel verilere uygun, denetime elverişli şekilde emsal araştırması yapılarak ecrimisil hesabı konusunda rapor alınması, ondan sonra varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekeceği- Davaya konu edilen ve ecrimisile hükmedilen 689 parsel sayılı taşınmaz yönünden kabul edilen ecrimisilin davalının pay oranı gözetilerek belirlenmesi gerekirken anılan taşınmazın tamamı davalı adına kayıtlıymış gibi hesap yapılarak hüküm tesis edilmesinin doğru olmadığı-
TBK’nin 19. maddesine göre açılan davada alacaklı ve borçlu arasındaki muvazaa ilişkisinin tespitine ilişkin olup, genel mahkemelerde görülen bu davada mahkemenin İcra Mahkemesinin yerine geçerek takibin iptaline değil 'borçlu olunmadığı' konusunda tespit hüküm kurması gerekeceği-
Menfi tespit davası İİK.'nun 72. maddesinde düzenlenmiş olup davanın açılması için herhangi bir hak düşürücü sürenin öngörülmediği, dava genel zamanaşımı süresine tabi olup istek konusu alacak avansın iadesi talebine ilişkin olmakla 5 yıllık zamanşımına tabi olup işin esasına girilerek bir karar verilmesi gerekirken hak düşürücü süreden söz edilerek davanın reddinin hatalı olduğu-
Sahteliği sabit olan 3 adet bono kullanılarak başlatılan takip sonucu takip alacaklısının takip dosyasındaki hak ve alacaklarını temellük eden davalı adına ihale ile oluşan tescilin yolsuz tescil niteliğinde olduğu, ancak ikinci el konumundaki diğer davalıların iyiniyetli olmaları halinde edinimlerinin korunacağı- Davacılar eldeki davada, tapu iptal ve tescil talebi yanında icra takibinden dolayı borçlu olunmadığının tespiti isteminde de bulunmuş olup davacıların tescilin illetini oluşturan cebri icranın yapıldığı icra takip dosyasına konu edilen senetler yönünden icra hukukundan bağımsız olarak HMK'nın 106. maddesi çerçevesinde borçlu olmadıklarının tespitini istemek yönünden hukuki yararlarının bulunduğu-
Mahkemece, davalının meslekten çıkarılması nedeniyle yirmi beş günlük maaşının iadesi gerektiği belirtilerek davanın kabulüne karar verildiği, dosya kapsamından, idare mahkemesinde açılan davada, davalının meslekten çıkarma kararına itiraz ettiği, yapılan yargılama neticesinde idari işlemin iptaline karar verildiği anlaşılmakla, davalıya yapılan ödemenin hukuka aykırı olduğu iddiası sübut bulmadığından, davanın reddi gerekeceği-
Bila tarihli adi yazılı sözleşmede davalı alacaklının imzası ile davacı ...'e BESYO sınavlarından herhangi birisini kazandırması durumunda çalıştırma bedeli olarak 3.500,00-TL, kazandıramaması durumunda ise yalnızca kurs bedeli olan 1.000,00-TL ödeneceğinin kararlaştırıldığı- Takibe konu bono unda 3.500,00-TL bedelli olup adi yazılı sözleşme ve senet altındaki imzaların da birbirine benzediği- Adi yazılı sözleşme ile senet alınacağı kararlaştırılmış olduğundan ve senet miktarı ile bonodaki tutar aynı olduğundan bononun adi yazılı senede istinaden verildiğinin kabulü ile davacının 1.000,00-TL tutarındaki ödeme iddiasının da değerlendirilip sonucuna uygun bir karar verilmesi gerektiği-