Davacıya noksan dava harcının ikmali için süre verilmeden, mahkemece yazılı gerekçelerle davanın, dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Mahkemece veraset belgesi getirtilerek anılan davacıdan başka mirasçıların bulunması halinde diğer mirasçıların HMK'nın 59 ve 60. madde hükümleri uyarınca davaya dahil edilmeleri ve asil olarak katılmaları halinde davaya onaylarının alınması ya da dava dışı diğer mirasçıların davayı açan vekile usulüne uygun şekilde vekaletname vermelerinin sağlanması, bunun mümkün olmaması halinde terekeye temsilci atanması için davayı takip eden davacı ...’a süre verilmesi ve tayin edilecek tereke temsilcisi marifetiyle davanın yürütülmesinin sağlanması, davayı açan mirasçı tarafından diğer mirasçıların davaya muvafakatlarının alınması için davaya dahil ettirilmemesi ya da diğer mirasçılarca davayı takip eden vekile verilmiş vekaletnamelerin sunulmaması ya da davayı açan anılan mirasçının terekeye temsilci atanması için dava açmaması durumunda davanın aktif taraf sıfatı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekeceği-
Hukuk hâkimi, ceza mahkemesinin beraat kararı ile bağlı değil ise de hem öğretide hem de kökleşmiş yargı kararlarında ceza mahkemesince belirlenen maddi olgunun hukuk hâkimini bağlayacağı-
Sahtelik iddiasına dayalı menfi tespit istemlerinde imzanın sahteliğinin iddia edilmesi halinde HMK'nın 209. maddesinin özel düzenleme niteliğinde olması nedeniyle, tedbir taleplerinin bu maddedeki koşullar göz önünde bulundurulmak suretiyle değerlendirilmesi gerektiği- İlk derece mahkemesince HMK'nun 209/1. maddesi hükmü de dikkate alınmak suretiyle ihtiyati tedbir kararı verilmiş olmasına, değişen durum ve şartlara göre ihtiyati tedbir ile ilgili olarak her zaman yeniden karar verilmesinin mümkün bulunmasına göre; ara karar ile ihtiyati tedbire karşı yapılan itirazın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı-
İbranamenin miktar hanesine "0" rakamının sonradan eklenip eklenmediği hususuna ilişkin olarak Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi, belgede tahrifat yapıldığını gösterir nitelikte bulgu saptanamadığı, yazı ve rakamların aynı zamanda mı yoksa farklı zamanlarda mı yazıldıkları hususunda ise mürekkeplerde yazı yaş tayinine yarayan bilimsel herhangi bir yöntem bulunmadığından tespite gidilemediğinin bildirildiği- Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesinden alınan raporlarla uyuşmazlık konusunun irdelenerek sahtecilik iddiasının çözüme kavuşturulmuş olduğu konusunda duraksama bulunmadığı; hal böyle olunca, Yerel Mahkemenin yeniden bilirkişi raporu alınmasına gerek olmadığını kabul eden direnme kararının yerinde olduğu-
Bonoda malen kaydı bulunduğundan 'senedin teminat olarak verildiğini ve bedelsiz olduğunu' ispat yükü kendisine düşen davacının iddiasını yazılı ve yasal delille kanıtlayamadığı gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemsince davacı vekilinin istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığı-
HMK m. 341/1 uyarınca ihtiyati tedbir talebinin reddi ile ihtiyati tedbir talebinin kabulü halinde, itiraz üzerine verilecek karara karşı istinaf yoluna başvurulabileceği- İhtiyati tedbir kararlarına karşı itiraz hususunun HMK'nun 394. maddesinde ayrıntılı olarak düzenlendiği- İhtiyati tedbir kararlarına karşı yapılacak itirazları inceleme yetkisi ilk derece mahkemesine ait olup, HMK'nun 394/5. maddesinde de itiraz hakkında verilen karara karşı kanun yoluna başvurulabileceğinin öngörüldüğü- Ortada ihtiyati tedbire itiraz üzerine verilmiş bir mahkeme kararının bulunmadığı, bu itibarla davalı vekilinin mahkemenin ihtiyati tedbir kararına yönelik istinaf talebinin reddi ile söz konusu bu dilekçesinin ihtiyati tedbire itiraz dilekçesi kabul edilip bu itirazla ilgili ilk derece mahkemesince HMK'nun 394. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dosyanın mahkemesine iadesine karar verildiği-
Bankaya karşı işe iade davası açan dava dışı banka çalışanının "dava konusu teminat senedini davacı müşteriye iade etmediği ve kullanması" nedeniyle iş akdinin feshedildiği ve bu nedenle açtığı işe iade davasının reddine ilişkin kararın kesinleştiği anlaşıldığından, ceza yargılamasının sonucunun beklenmesine gerek olmadan takip dayanağı bononun dava dışı banka tarafından davacıya kullandırılan kredinin teminatı olarak alınan ancak kredi borcunun ödenmesine rağmen senedin iade edilmediği görülmekle, davacıların takip nedeniyle davalıya borçlu olmadıklarının tespitine, kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerektiği-
Davacı asilin 19/01/2020 tarihinde vefat ettiği, mahkeme kararının 30/12/2019 tarihli olduğu, dosya istinaf incelemesindeyken tarafın vefat ettiğinin mahkeme dosyasından anlaşılabildiği, bu nedenle taraf teşkilinin sağlanamadığının anlaşıldığından istinaf incelemesinin kabul edilmesi gerektiği- Dosya esası yönünden yapılan incelemede ise, sahtecilik iddiasına dayalı yargılamanın kesinleşmemiş olduğu ancak karara çıktığı, bu durumda yapılan yargılamaya, toplanan delillere, dosya içeriğine, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgulara, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davacı tarafın yerinde olmayan istinaf başvurularının esastan reddine karar vermek gerektiği-
Eldeki davada alınan bilirkişi heyeti raporunun mevcut diğer raporlarla çelişmeyip aksine bonodaki imzanın davacı borçlunun orijinal imzaları ile benzerlikler taşıdığını açık bir şekilde gösterdiği; bu durumda mahkemeden yeniden bilirkişi raporu alınmasını istemek, 6100 sayılı HMK'nin 30. maddesinde belirtilen usul ekonomisi ilkesine aykırılık oluşturacağı gibi, kanun hükümlerine uygun olarak alınan ve birbirini tamamlayan raporlarla bono altındaki imzanın davacının el ürünü olduğunun ortaya çıktığı-
