İİK mad. 72/3 uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemeyeceği, ancak alacağın yüzde on beşinden aşağı olmamak üzere teminat karşılığında icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesi konusunda ihtiyati tedbir kararı verilebileceği ve takibin açılmasından sonra ihtiyati tedbir kararının verilebilmesinin, açılmış bir menfi tespit davasına bağlı olduğu-
Kıdem tazminatının iadesi için davacıya karşı icra takibi başlatıldığı ve davacının da aldığı bu tazminat tutarını hakkında açılan icra takibi sonucu davalıya iade ettiği durumda; davalıya iade edilen kıdem tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesinin talep edildiği davanın sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre istirdat davası niteliğinde olduğu ve TBK m.82'de belirtilen zamanaşımı süresi geçilmişse reddine karar verilmesi gerektiği-
Menfi tespit davalarının gerek taraflar arasındaki hukuki sonucun niteliği, gerek zorunlu arabuluculuk yasasının ve gerekse TTK mad. 5 uyarınca arabuluculuğa ilişkin yapılan düzenlemenin hedefi şekil ve öz açısından bir arada düşünüldüğünde, ticari davalarda menfi tespit davalarının da zorunlu arabuluculuk kapsamında olduğunun kabulü gerekeceği-
Kanun metni yoruma muhtaç ifadeler içermesi durumda sadece lafzi yorum ile hareket edilemeyeceği, işin içine yorum katılması gerektiğinde yorumun kanunun amacına uygun yapılması gerekeceği, kanunun amacının ise gerekçesinden ve ruhundan faydalanarak tespit edilebileceği- TTK mad 5/a hükmü olumsuz tespit davalarının (Menfi tespit) arabuluculuğa tabi olmadığına dair açık bir düzenleme bulunmadığına göre genel gerekçe ve madde gerekçesinde kullanılan ifadelerden hareketle yorum yapılarak, madde gerekçesinin uyuşmazlık kriterine işaret ettiğinden dava türüne göre değil uyuşmazlık türü esas alınarak yapılan değerlendirme sonucunda; eldeki genel tarımsal kredi nedeniyle borçlu olmadığının tespiti ve ödenen tutarların -miktar belirtilmemiş- istirdadı davasının TTK mad. 5/a gereğince dava şartı arabuluculuğa tabi olacağı-
Sadece imzaya itiraz şeklindeki sahtecilik iddialarına dayanarak HMK'nın 209. maddesi uyarınca takibin durdurulmasına karar verilemeyecek ise de; takibe konu senedin sahte olduğunun ceza mahkemesi yargılaması ile ortaya çıkması veya savcılık soruşturması sırasında bu yönde önemli bir delile ulaşılması halinde sahtecilik iddiasının soyut bir iddia olmaktan çıktığı kabul edilerek HMK'nın 389, 209/1 ve 72/2 maddeleri nazara alınarak takibib durdurulabileceği- Davacının sahtecilik iddiası soyut bir iddia olmaktan çıkıp somut bir hal aldığında, mahkemenin açılan davayı sadece İİK'nın 72. maddesine göre açılmış bir dava olması nedeniyle bu maddede öngörülen tedbirler dışındaki tedbirleri uygulamaması davacının sahte senede dayalı başlatılan takip nedeniyle ileride telafisi mümkün olmayan zararlara uğramasına yol açabileceğinden mahkemenin HMK'nın 389 vd. ve 209. maddeleriyle İİK'nın 72. maddesini birlikte değerlendirerek bir karar verilmesi gerektiği- Somut olayda; davacı her ne kadar savcılığa suç duyurusunda bulunmuş ise de, sahtecilik iddiası soyut iddialara dayanmakta olup, İlk Derece Mahkemesinin de bu durumu değerlendirerek icra takibinin HMK'nın 209. maddesi uyarınca teminatsız durdurulması talebini reddetmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön görülmediği-
Menfi tespit davasına konu icra takibi alacaklının vekili tarafından başlatılmış olsa dahi, menfi tespit davası icra işleminin devamı niteliğinde takip hukukuna ilişkin bir dava olmayıp genel hükümlere tabi olduğundan menfi tespit davasında dava dilekçesinin asile tebliğ edilmesi gerektiği- TTK'nın 5/a. maddesi uyarınca dava açılmadan arabulucuya başvurunun dava şartı olduğu; davada bu şartın gerçekleşmediği gerekçesi ile davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden red kararının davacı vekiline tebliğine rağmen tebliğ giderlerinin karşılanmamış olması nedeniyle davacının istinaf talebinden vazgeçmiş sayılacağı-
Davalı alacaklı tarafından icra takibi açılırken borçlunun T.C. kimlik numarasının hatalı olarak yazıldığı, menfi tespit davasının hatanın düzeltildiği tarihten sonra açılmış olması nedeniyle davacının dava açmakta hukuki yararının bulunmadığı-
Bono bedelinin ödendiği iddiasına dayalı Menfi Tespit davasında, TTK mad. 5/A hükmünde; "TTK mad. 4 ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır" denilmekle, davanın konusunun bir miktar paranın ödenmesine ilişkin alacak ve tazminat olmadığı, bono bedelinin ödendiğinden bahisle borçlu bulunmadığının tespiti talepli olduğu göz önüne alınarak, mahkemenin arabulucuya başvurulmadığından bahisle dava şartı yokluğundan usulden ret kararının yerinde olmadığı-
Menfi tespit ve çek istirdadı istemine ilişkin davada, davacının talebi çek nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti ve çekin istirdadı olduğu, yani davacının davalıdan para veya tazminat talep etmediği, bu durum karşısında davacının tarafın taleplerinin zorunlu dava şartı olan arabuluculuk kapsamında değerlendirilmesi mümkün görülmeyeceği-
Ağır ceza mahkemesi dosyasında, takip konusu bonolarda keşideci sıfatıyla imzası bulunanın ölen mirasçılarından davacının katılanı olduğu, davalının "kişinin algılama yeteneğinin zayıflığından yararlanmak suretiyle dolandırcılık, bedelsiz senedi kullanma" suçundan açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda sanıkların keşidecinin demans hastalığından yararlanarak kandırıp senet düzenleyip imzalatarak icra takibine geçmeleri nedeniyle nitelikli dolandırıcılık suçundan mahkumiyetine karar verildiği ve bu kararın kesinleştiği; bonolardaki geçersizlik iddiasının imza inkarı dışında bir nedene dayanması durumunda İİK'da özel bir düzenleme bulunmadığından mahkemenin HMK'nın 209/1. maddesi ile HMK 389 vd. maddeleri nazara alarak takibin tedbiren durdurulmasına karar verilmesinin mümkün olduğu- İlk Derece Mahkemesinin bu durumu değerlendirmeden davacının icra takibinden sonra açtığı menfi tespit davasında İİK'nın 72/3. maddesi uyarınca icra takibinin durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbir talebinin reddi ile yalnız icra veznesine girecek paranın alacaklıya ödenmemesi yönündeki kararının yerinde olmadığı- İcra takibinin teminat alınmaksızın HMK'nın 209/1. ve HMK'nın 389. maddeleri uyarınca tedbiren durdurulmasına karar vermek gerektiği-