Davacıların şikayeti üzerine davalılar hakkında Ağır Ceza Mahkemesine açılan davada, davalıların davaya konu edilen senedin düzenlenmesi olayıyla ilgili "hizmet nedeniyle emniyeti suistimal" suçundan mahkum oldukları ve mahkumiyet kararının kesinleştiği- İlk Derece Mahkemesinin bu durumu değerlendirerek icra takibinin HMK'nın 209. maddesi uyarınca teminatsız durdurulmasına karar vermesi gerekirken, takibin durdurulması talebini reddetmesinin yerinde olmadığı-
Konut satımına ilişkin imzalanan sözleşme nedeniyle müteahhüt firmaya teslim edildiği ve ciro yoluyla davalı bankanın eline geçen emre yazılı senetlerden dolayı (davacının) borçlu olmadığının tespitine yönelik menfi tespit davasında, davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 6502 Sayılı TKHK'nın 4/5.maddesi; ''Tüketicinin yapmış olduğu işlemler nedeniyle kıymetli evrak niteliğinde sadece nama yazılı ve her bir taksit ödemesi için ayrı ayrı olacak şekilde senet düzenlenebilir. Bu fıkra hükümlerine aykırı olarak düzenlenen senetler tüketici yönünden geçersizdir. '' şeklinde olup bu madde uyarınca nama yazılı olarak düzenlenmeyen dava konusu senetlerin tüketici yönünden geçersiz olduğu-
Davacının senetteki yazı ve imzaların sahte olarak düzenlendiği veya mevcut yazı veya imzalarda sahtecilik yapıldığı iddiasına dayanan uyuşmazlıkta; davacının bu iddialarını yaklaşık olarak ispat etmesi gerektiği- HMK'nun 390. maddesine göre hakimin ihtiyati tedbire karar verebilmesi için talep edenin haklılığını "yaklaşık ispat" kuralı çerçevesinde ispat etmesi arandığı ve davacı tarafça yaklaşık ispat koşulları çerçevesinde dosyaya herhangi bir delil ibraz edilmediğinden ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesinin doğru görüldüğü-
Tacir olarak basiretli davranması gereken davalının, keşidecileri ve lehdar-cirantaları farklı olan çok sayıda hırsızlık iddiasına konu çeki yeterli araştırmayı yapmadan iktisabında ağır kusurlu olduğundan davalıdan istirdatına karar verilmesi gerektiği-
Menfi tespit davası- Bedelsizlik iddiası- Şahsi def'i- Mutlak def'i- Hayatın olağan akışına aykırılık-
Bonodan kaynaklanan menfi tespit davasında, ilk derece mahkemesince verilen ara karar ile icra takibinden sonra açılan menfi tespit davalarında takibin tedbiren durdurulması kararı verilemeyeceğinden talebin reddine karar verilmiş ise de; İİK'nın 72/3 maddesi "İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez." şeklinde olup işbu davanın icra takibinden sonra açılan menfi tespit davası olduğu ve anılan yasal düzenleme karşısında tedbir yoluyla icra takibinin durdurulmasının mümkün olmadığı anlaşılarak ilk derece mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu-
İİK mad. 72 uyarınca istirdat davasında bir yıllık hak düşürücü sürenin, borç olmayan paranın tamamen ödenmesinden sonra başlayacağı-
Bozmadan sonra, önceki yargılama safhasının “kes, kopyala, yapıştır” tekniğiyle aktarılarak, kararın yazılması durumunda, sonuç itibariyle karar doğru olsa da, yazım şeklinin taraflardaki adalet duygusunu zedeleyecek nitelikte olduğu ve salt bu nedenle kararın tekrar bozulması gerekeceği-
Ticari nitelikteki menfi tespit davalarında dava açılmadan önce “arabuluculuğa" gidilmesinin zorunlu olmadığı, arabulucuya gidilmiş olmasının bir “dava şartı” olmadığı-
Yaşlı ve gözü görmeyen kişiden alınan yüksek meblağlı bono, aldatma saiki altında düzenlendiğinden menfi tespit isteminin kabulünün gerektiği-