Kefil davacının kefalet sorumluluğunun BK. 488/3.cümle uyarınca sona erdiği, bu nedenle davalı bankanın davaya konu takip dosyalarında herhangi bir talep hakkına sahip bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, davacı aleyhine yapılan ilamsız takiplerden dolayı dava tarihi itibari ile davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, davalının kötü niyeti kanıtlanmadığından kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Tahsilat olmadan borcun ödenmiş olmayacağı, davacının yemin deliline başvurma hakkı hatırlatılmış olmasına rağmen başvurmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Mevcut yasal düzenlemeler itibariyle çekin ödeme aracı olduğu ve alım satım ilişkisinde de alınan mal karşılığı verilmiş olduğunun karine olarak kabul edildiği, davacı vekilince bu çeklerin karşılıksız kaldığının yazılı delillerle kanıtlanamadığı, ayrıca yemin teklif etme hakkı hatırlatılmasına rağmen davacı tarafından yemin teklif etme hakkının kullanılmadığı gözetilerek takibe konulan çeklerden davacının sorumlu olduğu, yine mevcut bilirkişi raporlarına göre davacının iddia ettiği gibi fazla ödemesinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine, mahkemece verilen tedbir kararı infaz edilmediğinden davalının % 40 kötü niyet tazminatı isteminin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Davacının çekler karşılığında kendisine mal verilmediği, teslim edilmediği iddiasının yazılı bir delille kanıtlanamadığı dosya içeriğiyle ortaya çıkmış bulunduğundan, davacının sabit olmayan davasının reddine karar verilmesi gerekeceği-
Bonoda teminat senedi ibaresinin bulunmasının, bononun kambiyo senedi vasfını ve bu senetlere mahsus yol ile takibe dayanak yapılmasını engellemeyeceği, davacının gerek kendi müşterilerine kullandığı serbest meslek makbuzlarından dolayı davalıya tahakkuk edecek olan vergi borçlarının teminatı olarak senedin verildiğini, gerekse davalıya vergi borcu için elden ödeme yapıldığı iddiasını usulüne uygun delillerle kanıtlayamadığı, vergi borçlarının belge asıllarını dosyaya sunan davalı tarafından ödendiği, dava konusu senet nedeniyle davacı yanın yükümlülüğünün devam ettiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Kefil olunan sözleşmeden kaynaklanan borcun ödenmekle kredi kapatıldığından davacının bu sözleşme hükmüne dayanılarak imzası bulunmayan kredi sözleşmesinden sorumlu tutulamayacağı gerekçeleriyle davanın kabulüne, takip dosyası nedeniyle davacının borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi gerekeceği-
HMK’nun 211 vd. maddelerine göre bilirkişiye imza incelemesi yaptırılması gerekirken dar yetkili İcra Hukuk Mahkemesi tarafından yapılan imza incelemesi ile yetinilmesinin doğru görülmeyeceği-
Ceza Mahkemesince tespit edilecek maddi vakıalar ve mahkumiyet kararı hukuk hakimini bağlayacağından açılan ceza davasının sonucunun beklenilmesi gerekeceği-
Dava konusu çekin davacı kooperatifi temsil ve ilzama yetkili imzaları taşımadığı gerekçesiyle davacının çek ile borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi gerekeceği-
Davacının çeklerin avans olarak verildiğini usulüne uygun delillerle kanıtlayamamış olduğundan davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-