Asıl uyuşmazlığı çözecek nitelikte ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği, aksi durumda ihtiyati tedbirin dava yerine geçeceği, davacının talebinin yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle davacının tedbir talebinin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Taraflar arasındaki menfi tespit davası-
Aracın davacı adına kayıtlı olduğu, harici satış sözleşmesinde davacının imzasının bulunmadığı, davacının sözleşmede imzası bulunan eşi ve davalıya aracın satımını gerçekleştirme konusunda bir yetki vermediği, davacının aracın satımı ile ilgili konuşmalara katılmadığı, söz konusu belgelerin davacı yönünden borç doğurucu nitelikte olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, davacının takip dosyasında davalıya borçlu olmadığının tespitine, koşulları oluşmadığından tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Davalının 15.12.2008 tarihli duruşmada davacı şirketten alacağının bulunmadığını, senetleri tanzim eden dava dışı R. Karalı’dan alacaklı olduğunu belirttiği, dava dışı anılan kişiye davacı tarafından BK.’nun 388. maddesi gereğince vekaletnamede özel yetki verilmediği, davacının sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Çekteki keşideci imzasının davacıya ait olmadığının saptandığı gerekçesiyle davanın kabulüne, davacının davaya konu çekten dolayı davalılara borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi gerekeceği-
Menfi tespit davası devam ederken ödeme yapıldığından İİK. 72. maddesine göre davanın istirdata dönüşmesine göre, davacının ödediği tutarın son ödeme tarihi olan 30.12.2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekeceği-
Taraflar arasındaki menfi tespit davası-
İflas davası sırasında tüm savunmalarını ileri sürme imkanı bulunan borçlunun, bu konuda menfi tespit davası açmasında hukuki yararı bulunmadığı-
Dava konusu kredi genel kredi sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, 4077 sayılı Yasanın 3/e maddesi kapsamında değildir. Bu durumda davanın genel mahkemelerde görülmesi gerekirken Tüketici Mahkemesi sıfatıyla görülerek sonuçlandırılmasının doğru görülemeyeceği-
Lehdar senedin bedelsiz olduğunu kabul etmiş ise de; son hamil olan davalının bu bedelsizliği bile bile, kötü niyetli olarak senedi aldığının ispat edilemediği, sahtecilik olmadığından vade tarihinden itibaren avans talep edilebileceği, davanın son hamil yönünden reddine, verilen tedbir kararı infaz edildiğinden İİK'nun 72/4 maddesine göre belirlenen tazminatın davacıdan alınarak davalı son hamile ödenmesine karar verilmesi gerekeceği-