Menfi tespit davasında davacı, "dava konusu bonoları davalıya teminat olarak verdiğini" kanıtlayamazsa ve ciro imzası davalıya ait ise, davanın reddine karar verileceği-
Menfi tespit davasında kaçak elektrik tespit tutanaklarıyla yetinilemeyip öncelikle tutanakları tanzim eden tutanak mümzilerinin dinleneceği-
Takip konusu senetteki imzanın davacının elinin ürünü olmaması halinde "menfi tespit davasının kabulüne" karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece yetki itirazının reddi ile işin esasına girilerek iddia ve savunma çerçevesinde deliller toplanıp hep birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında verilen tedbir kararı gereğince borçlu tarafça yatırılan %50 teminat karşılığında takibin tedbiren durdurulmuş olması ve borçlu tarafça bu teminatın haricinde dosya borcunun tamamının icra dosyasına depo edilmesi halinde alacaklının dosya alacağı ile menfi tespit davasının lehine sonuçlanması durumunda alacağını geç almış bulunmaktan doğacak zararının garanti altına alınmış olacağı, haczin amacının, borcun tahsilinin sağlanması olduğu, borçluyu taciz ederek ya da baskı kurarak ödemeye zorlama maksadıyla haciz yapılamayacağı, teminat ile birlikte dosya borcunun tamamının icra dosyasına yatırılması halinde daha önce konulmuş hacizlerin kaldırılması gerekeceği-
Çekin bedelsizliği hukuksal nedenine dayalı olarak icra takibinden önce açılan menfi tespit davasında yetkili mahkemenin genel hükümlere göre belirlenmesi gerektiği-
Davacı dava dilekçesinde tahliye, akdin feshi veya tespit talebinde bulunulmaksızın kira sözleşmesi hükümleri gereğince cezai şarttan sorumlu olmadığının tespitini istemiş, bu durumda kira alacağı davası bağımsız olarak açıldığında dava tarihi itibariyle görevli mahkeme kira alacağı miktarına göre tayin edileceğinden davaya bakmak HUMK.'nun 1-8 maddeleri gereği Asliye Hukuk Mahkemesinin görevi içinde olması gerekeceği-
Borçlunun, alacaklının muvafakati olmaksızın, kendi isteği ile yaptığı ödemelerin nafaka borcu için yapıldığına dair herhangi bir açıklama bulunmaması durumunda, borçlunun bu şekilde yaptığı ödemelerin, İcra İflas Kanununun 33. maddesi anlamında uygun bir ifa olarak kabul edilemeyeceği, ahlaki bir borcun yerine getirilmesi niteliğinde olduğu ve nafaka borcundan düşülemeyeceği ve ahlaki bir görevin yerine getirilmesi için verilen şeyin geri alınamayacağı-
İkinci takibin asıl alacağın fer'i niteliğinde olan eksik hesaplanan faiz alacağına ilişkin olduğu ve faiz alacağının eksik hesaplanması nedeniyle yeniden takip yapılmasının yerinde olmadığı bu nedenle açılan menfi tespit ve istirdat davasının kabulüne icra takibi sebebiyle ödenen paranın ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı kooperatiften alınmasına ve davacıdan tahsil edilen miktarın %20'si oranında hesaplanan kötüniyet tazminatının davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar verilmesinin isabetli olduğu-