Kesinleşen mahkeme kararıyla 1.ci haciz ihbarnamesinin tarihi olan 13.06.2001 tarihi itibarıyla davacının davalılardan takip borçlusu E. Y.'a 44.856 TL borçlu olduğu anlaşıldığından davanın bu kısım yönünden reddine, bakiye kısım yönünden de kabulüne karar verilmesinin gerekeceği-
Davalı avukat tarafından verilen yetki belgesine dayalı olarak yapılan tüm icra takipleri sonuçlandırılmamış olup; Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre, iş sonuçlandırılmadan avukatlık ücreti talep edilemeyeceğinden davalının vekalet ücreti ödenmediği iddiasıyla istifa etmesinin haksız olduğu-
Kira alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibinde borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin davada, anahtar teslim tarihini ispatlama yükümlülüğü davacı kiracıda olduğu, yazılı belge ibraz edilmediğinde yemin teklif edildiği, davalı kiraya veren kiracının bildirdiği tarihte anahtarın teslim edilmediğine dair yemin etmesi üzerine anahtar tesliminin davalı kiraya verenin bildirdiği tarihte gerçekleştiğinin kabulü gerektiği, davacı kiracı anahtar teslim edinceye kadar kira bedellerinden sorumlu olduğu-
Murisin keşidecisi olduğu bonoya dayalı icra takibi nedeniyle menfi tespit davası murisin bir kısım mirasçıları tarafından açılmış ve icra takibi murisin mirasçıları aleyhine yapılmış olup murisin ölüm tarihine göre terekesi iştirak halinde olduğundan davanın tüm mirasçılar tarafından elbirliğiyle açılması ya da davacının açtığı bu davaya diğer mirasçıların muvafakatlerinin sağlanması veya terekeye temsilci tayin ettirilerek tereke temsilcisi vasıtasıyla davanın yürütülmesi gerektiği-
Birleşen davalı Yatırımcıları Koruma Fonu’nun bir ticari şirket olmayıp bir kamu kuruluşu olduğu, dolayısıyla yaptığı işlemler ticari nitelikte sayılıp aleyhine avans faizinin uygulanamayacağı-
Kambiyo senedine dayalı takip nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkin davada, mahkemelerin görevi kamu düzenine ilişkin kurallardan olup, yargılamanın her aşamasında istek üzerine ya da re'sen gözetilmesi gerektiği, uyuşmazlığın kira ilişkisinden kaynaklanması nedeniyle görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemesi olup mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde işin esası incelenerek davanın esastan sonuçlandırılmasının doğru olmadığı-
Davalının icra takibinde haksız olduğu, fakat ciro silsilesi ile meşru hamil olduğu çeki takibe koymakta kötü niyetli olmadığı, bu nedenle taraflar arasındaki sözleşmenin yorumlanması neticesinde davalının haksız bulunduğu sonucuna varılsa da davalının kötü niyetli olduğu hususu ispatlanamamış olduğundan davalı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesinin doğru olmadığı-
Taraflar arasında imzalanan protokolün 6.3.24 maddesinde “ Eczaneler, kendilerine hasta gönderilmesine yönelik olarak her ne şekilde olursa olsun, kurumlar, hekimler, diğer sağlık kurum ve kuruluşları ve üçüncü şahıslarla kurye şirketleri ile açık veya gizli işbirliği yapamaz, simsar kurye elemanı ve benzeri yönlendirici personel bulunduramaz, reçete toplama ve yönlendirme yapamaz. …Tespit işleminin, ilgili eczacı odasınca yapılması ve Türk Eczacıları Birliği Merkez Heyetince onaylanarak Kuruma yazılı olarak bildirilmesi halinde Kurumca fesih yapılır.” hükmünün tarafları bağlayacağı ve somut olayda cezai işleme yönelik işlemin gerçekleştiğinin kabulünün gerekeceği-
Malulen emekli olan davacının sigortalı olarak çalıştığının tespit edilmesi üzerine, yersiz ödemelerin tahsili için yapılan icra takibinden dolayı borçlu bulunulmadığının tespiti istemine ilişkin davaya, iş mahkemesi tarafından bakılması gerektiği-
Taraflar arasındaki istirdat davasında, borcun bulunmadığı iddialarına ilişkin, taraflar arasında imzalanan sözleşme ve sonrasında imzalanan ibranamede kararlaştırılan sorumluluk dönemleri sınırları içerisinde kalacak şekilde, kooperatifin sözleşmeler öncesi ve sonrası dönemde kayıt altına alınan tüm defter ve kayıtlarının incelenerek, davalının hissesini devretmeden önce kooperatif tarafından yapılan harcamalar tespit edilerek bilirkişi incelemesi yaptırılması gerekeceği-