Menfi tespit, istirdat ve çek iadesi niteliğindeki eldeki ticari davada, Asliye Ticaret Mahkemesi'nin görevli olduğu gözetilip yargılamaya devam edilmesinin gerekeceği-
İcra takibine konu senetlerden dolayı borçlu olmadığının tespiti ile ödenen paranın istirdatı istemine ilişkin kooperatif ile üyesi arasındaki davanın HUMK'nın 17. maddesi (01.10.2011 tarihinden sonra açılan davalar bakımından geçerli olan 6100 sayılı HMK'nın 14. maddesi) ve TMK'nun 51. maddesi uyarınca kooperatifin muamele merkezinin bulunduğu yer mahkemesinde görülmesi gerektiği, mahkemece, davalı kooperatifin merkezinde değişiklik olup olmadığı da gözetilerek, kooperatif muamelelerinin yürütüldüğü merkezin bulunduğu yer, dava tarihi itibariyle tereddüde mahal bırakmayacak şekilde belirlenip sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Keşideci davacı tarafından çekteki lehdar cirosundaki imzanın sahte olduğu iddiası ile açılan menfi tespit davasında, 6762 sayılı TTK' nun 589. maddesi ; ''Bir poliçe, poliçe ile borçlanmaya ehil olmayan kimselerin imzasını, sahte imzaları, mevhum şahısların imzalarını yahut imzalayan veya namlarına imzalanmış olan şahısları herhangi bir sebep dolayısıyla ilzam etmeyen imzaları taşırsa, diğer imzaların sıhhatine bu yüzden helal gelmez.'' gereğince, 6762 sayılı TTK' nun 730/3. maddesi yollamasıyla çekler hakkında da uygulanacak olup somut olayda, davacı keşideci, davaya konu çekteki kendi imzasını inkar etmediğinden, mahkemece uyuşmazlığın imzaların bağımsızlığı (istiklali) ilkesi gözetilerek çözümlenmesi gerekeceği-
Davalı yeni malikin kiralananı satın alarak eski malik ile düzenlenen 1.4.2003 başlangıç tarihli kira sözleşmesinin halefi olduğu, 1.4.2003 başlangıç tarihli kira sözleşmesinin özel hükümler bölümünün 7. maddesinde; “...kira artışının TÜFE nispetinde olacağı...”nın kararlaştırıldığı, bu artış şartının belli ve muayyen olup tarafları ve sözleşmenin halefi olan davalı yeni maliki bağlayacağı-
Kiralayanın, kiralanana ait aidat-elektrik ve su paralarını ancak ödedikten sonra kiracıya rücu edebileceği- Asıl alacağa uygulanan faizinTBK.'nun 88 ve 120.maddeleri dikkate alınarak hesaplanması gerektiği-
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı CMK. mad. 231/5 gereğince kesin bir mahkumiyet anlamına gelmediğinden, hukuk hakimini bağlamayacağı-
Kiralanan taşınmazların İcra ve İflas Kanunu'na göre ilamsız icra yolu ile tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaların Sulh Hukuk Mahkemesinin görevine gireceği-
Davacının, davaya konu kambiyo senedindeki imzayı inkar etmiş olduğu davada, mahkemece hükme esas alınan imza incelemesi raporları, davalının resmi belgede sahtecilik suçundan yargılandığı ceza ve icra hukuk mahkemesindeki dava dosyalarından aldırılmış raporlar, ceza mahkemesi kararının temyiz incelemesinde olup, henüz kesinleşmediği dosya kapsamından anlaşıldığı gibi, icra mahkemesi kararları da takip hukuku yönünden bağlayıcı olup, maddi hukuk anlamında kesin hüküm teşkil etmemekte olduğundan, mahkemece, ceza mahkemesi kararının kesinleşmesi beklenip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Davacı kiracı tarafından davalı kiralayan aleyhine açılan menfi tespit istemi-
İcra takibine konu çekten dolayı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin davada, takip konusu çek, yasal unsurlara sahip olup, sebepten mücerret olan kambiyo senetlerine karşı borçlu bulunmadığının ispat yükümlülüğünün davacıda bulunması gerekeceği-