Taraflar arasındaki menfi tespit davasında, mahkemece, birinci rapor ile alınan ikinci raporda banka alacağı farklı miktarda belirlenmiş olup, her iki rapor arasında miktar yönünden çelişki olduğu gibi, ayrıca bozmadan sonra aldırılan raporlara davalı vekili gerekçelerini de göstererek itiraz etmiş olduğundan, yeni bir bilirkişiden çelişkileri giderecek yeni bir rapor alınması gerekeceği-
Taraflar arasındaki ihtilaf sulh sözleşmesi gereğince takibe konulan çek ve senetten dolayı davacının borçlu olup olmadığının tespitine ilişkin olup, ihtilaf 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanun'un uygulanmasını gerektirmediğinden asliye ticaret mahkemesince görevsizlik kararı verilemeyeceği-
Taraflar arasında görülen menfî tespit davasında, davacının sorumlu olduğu bedelin, taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine göre hesaplanması gerekeceği-
Dosya içerisindeki çeklerin arka yüzünde ilk ciro olarak lehdar davalı şirketin cirosu bulunması gerekirken keşideci davacı şirketin kaşe ve cirosunun bulunduğu, bu cironun altında davalı şirketin kaşe ve cirosu hamil davalının cirosu ve bankanın ibraz şerhi bulunmakta olup, dava konusu çeklerde usulüne uygun bir ciro silsilesi olup olmadığının incelenmesi gerekeceği-
492 Sayılı Harçlar Yasası'nın 5766 Sayılı Yasayla değişik 123. maddesindeki harç istisnası yurtdışından alınacak kredilerin geri dönüşümü ile ilgili işlemlerle sınırlı olarak uygulanmakta olup yeniden yapılandırma ile ilgili 4603 Sayılı Yasada öngörülen muafiyetin ise davalı bankanın davacı olduğu davalarda uygulanabileceği; davalı bankanın somut olayda harçtan muaf olduğuna ilişkin yasal bir düzenleme bulunmamakta olup harç kamu düzenine ilişkin olduğundan re'sen gözetilmesi gerekeceği ve kamu düzeni, aleyhe bozma yasağı kuralının istisnalarından olduğundan mahkemece, davalı bankanın karar ve ilam harcı ile sorumlu tutulması gerekeceği-
Davacı yanın yemin teklifi üzerine davalıya yemin davetiyesi tebliğ edilmiş ise de, bu davetiye içeriğinde yemin metninin yer almadığı görülmekte olup bu durum karşısında davalıya usulüne uygun bir yemin davetiyesi tebliğ olunduğundan bahsedilemeyeceği- Ayrıca davalı vekili senedin kendilerinde bulunmadığını beyan etmiş olduğundan, davaya konu edilen bononun davalı elinde bulunup bulunmadığı veya elinde ise hangi sebeple verildiğinin açıklanması hususunda beyanının alınmasına yönelik davalıya isticvap davetiyesi tebliğ olunarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Davalı-alacaklı tarafından kiralananda meydana gelen hasar karşılığında bononun doldurularak takibe konulduğu belirtildiğine göre senette belirtilen miktarda kiralananda hasar meydana geldiğinin davalı tarafından ispatlanmasının gerekeceği-
HMK’nın 33. maddesi hükmüne göre davada dayanılan maddi olayların açıklanması taraflara, hukuki sebebin ve uygulanacak yasa maddesinin belirlenmesi de hakime ait olacağı; somut olayda davacının davalı faktoring şirketine karşı açmış olduğu davanın 818 sy. BK'nın 61. maddesi gereği sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayalı alacak istemine ilişkin olduğunun kabulü gerekeceği, dosya kapsamından davalı faktoring şirketince davacı aleyhine yapılmış bir takip ve bu takip sebebiyle davacı tarafından yapılmış bir ödemenin bulunmadığı, çek bedelinin dava dışı çekin keşidecisi şirket tarafından yapıldığı ve hal böyle olunca davalı faktoring aleyhine açılan davanın İİK'nın 72. maddesinde düzenlenen istirdat davası olarak kabul edilemeyeceği-
Dava konusu senedin keşidecisi dava dışı şirket, lehtarı davalı banka ; davacı ise kefili olan taraflar arasındaki menfi tespit davasında, bononun bankaya dava dışı şirket ile kredi ilişkisi çerçevesinde verildiği ve teminat senedi olduğu anlaşılmakta olup, bu durumda banka elindeki teminat bonosunun teminat altına aldığı alacağını ispatlamak ile yükümlü olması gerekeceği-