Kira alacağının tahsili amacıyla yapılan icra takibi nedeniyle kiracının borçlu olmadığının tespiti istemi-
Yerel mahkemenin yargılamayı sonuçlandırdığı kısa kararda '' davacının %40 tazminat talebinin reddine '' denildiği halde, gerekçeli kararda bu yönde bir hüküm kurulmamış ve tefhim edilen kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki yaratılmış olup, HUMK.nun 381/2. (HMK m.298/2) maddesine aykırılık teşkil ettiğinin kabulünün gerekeceği-
Davaya konu bonoyla ilgili olarak davacı yanın şikayeti üzerine davalı şirket yetkilisi hakkında resmi belgede sahtecilik suçlaması üzerine yapılan yargılama kapsamında, ceza tahkikatı sırasında, biri hazırlık tahkikatında diğeri ise ceza davasının yargılaması sırasında olmak üzere iki kez imza incelemesi yaptırıldığı ve bu incelemeler sonucunda alınan raporların birbirine aykırı sonuçlar içerdiği dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılmakta olup ceza mahkemesinin beraat kararları hukuk hakimini bağlamaz ise de maddi vakayı saptayan kararları hukuk hakimini bağlayacağından somut olayda ceza mahkemesi kararının kesinleşip kesinleşmediğinin araştırılması; kesinleşmemiş ise kesinleşmesinin beklenmesi veya mahkemece yeniden imza incelemesi yaptırılması gerekeceği-
Davacı, iptalini talep ettiği bononun ön ve arka yüzünün fotokopilerini mahkemeye ibraz etmiş olup, davacının daha fazlasını ispata zorlanmasının, zayi nedeniyle bono iptali hükümlerinin uygulanmasını imkânsız hale getireceği-
İcra takibine konu bononun borçlusu olan davacı tarafından dava dışı senet lehtarına verilen senedin lehtara satılan dairenin karşılığında teminat amaçlı olarak verildiği iddiasıyla davalı-hamile karşı İİK'nın 72. maddesi gereği borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkin davada, mahkemece dava konusu senedin üzerinde “iş bu senet tapu verilince hükümsüzdür” şeklindeki kaydın yanı sıra senedin ihdas nedeni hanesinde yer alan “malen (antlaşma)” ifadesi gözetilerek bu senedin davacı ile dava dışı senet lehtarı arasındaki satış sözleşmesine teminat teşkil etmesi amacıyla verildiği kabul edilmiş olup satış sözleşmesine ciro yolu ile hamil olan davalının da imzasının bulunduğu anlaşılmakta olduğundan, mahkemece satış sözleşmesine bağlı olarak teminat amacıyla verilen dava konusu senedin geçerli olup olmadığının sözleşme hükümlerinin ifa edilip edilmediğinin araştırılarak bedelsizlik iddiası konusunda karar verilmesi gerekeceği-
Davacının kooperatif ortaklığına dayalı olarak aleyhine başlatılan icra takibine konu senetten dolayı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin davada, dava tarihinde yürürlükte olan HUMK'nın 17. maddesi ve TMK'nun 51. maddesi (01.10.2011 tarihinden sonra açılan davalar bakımından geçerli olan 6100 sayılı HMK'nın 14. maddesi) uyarınca kooperatif ile üyesi arasındaki davanın kooperatifin muamele merkezinin bulunduğu yer mahkemesinde görülmesi gerekeceği, bu yetki kuralının kesin olup, yargılamanın her aşamasında ileri sürülebileceği veya mahkemece re'sen gözetileceği-
Taraflar arasındaki itirazın iptali ve birleşen menfi tespit davasında, asıl davanın davalısının sözleşmede müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzası bulunmakla bu sözleşme kapsamında kullandırılan kredilerden sorumluluğu yoluna gidilmesi gerekeceği-
Taraflar arasındaki menfi tespit davasında, dosya kapsamındaki tediye makbuzu uyarınca dava konusu çekin teminat amacıyla verildiği mahkemece kabul edilmiş olup bu durumda çekin neyin teminatı olarak verildiği ve teminat konusu alacağın varlığının ispatı davalı çek hamiline düşeceğinden, mahkemece ispat yükünün davalıda olduğunun kabul edilmesi gerekeceği-
Kefil olan davacının, eşinin rızasının alınmaması sebebiyle genel kredi sözleşmesindeki kefaletinin geçersiz olduğu iddiasına dayalı menfi tespit istemine ilişkin davada, mahkemece genel kredi sözleşmesinde hükme esas alınan bilirkişi raporunda, hesap kat ihtarının davacı kefile tebliğ edilemediği belirtilmiş, ancak hesap kat tarihi ile takip tarihi arası dönem için işlemiş faiz hesabı yapılmış; oysa davalı alacaklı banka tarafından davacı borçlu kefile gönderilen hesap kat ihtarı davacıya tebliğ edilmiş, ihtarnamede ödeme için verilen 24 saatlik sürenin sonunda davacı temerrüde düşmüş olup işlemiş faiz başlangıç tarihi olarak bu tarihin esas alınması gerekeceği-
Taraflar arasında 20 ve 22 Eylül 2012 tarihleri arasında düzenlenecek olan CNR Expo Collection Premiere İstanbul Fuarına katılım sözleşmesi akdedildiğini, yeterli katılımcının sağlanamaması nedeniyle sözleşmenin 2. maddesi uyarınca katılımcı firmaların menfaatine olacak şekilde fuarın ilkbahar 2013 tarihine ertelendiğini, yine sözleşmenin 2. maddesi uyarınca davacının fuara ilişkin değişiklik durumunda da ödeme yapma yükümlülüğünün devam ettiği; davalı tarafın 30/08/2012 tarihli ve inkar etmediği akdedilen elektronik posta yazısı dikkate alındığında sözleşmenin zamanında ifa edilemeyeceği anlaşılmakta olup bu durumda davacının, belirsiz tarihte fuar zamanının belirlenebileceğine ilişkin tek taraflı sözleşme hükmüyle bağlı olmayacağı-