İİK mad. 72/6 uyarınca “Borçlu, menfi tespit davası zımnında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, istirdat davası olarak devam edilir.” düzenlemesi karşısında, ödenen bu bedelden mahkemece kabul edilen kısım açısından anılan yasa hükmü istirdata karar verilmesi gerektiği-
Mahkemece her üç davalı olan lehtar, hamil ve temlik alan ile ilgili olarak esas hakkında inceleme yapılarak hüküm kurulması gerekirken davalılar lehtar ve hamil hakkında davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmesinin doğru olmadığı-
6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu’nun 9/3. maddesi uyarınca davalı faktoring şirketi davacı keşideci şirket karşısında iyiniyetli 3. kişi durumunda olduğundan, bu davacının öncelikle çekten dolayı borçlu bulunmadığını ispatlaması, daha sonra ise davalı faktoring şirketinin çekin bedelsiz olduğunu bilerek ağır kusurlu olarak kötüniyetli iktisap ettiğini ispatlaması gerekeceği- Davacı adi ortaklığın tüzel kişiliği bulunmadığından adi ortaklığı oluşturan tüm şirketler tarafından birlikte dava açılması gerekirken adi ortaklık adına dava açılması usule aykırı olduğundan bu durumda davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddi gerekeceği-
Duruşmanın meşru bir nedenle yapılmaması halinde mutlaka taraflara yeni gün ve saat tebliğ edilerek duruşma günü belirlenmesi gerekirken tarafların yokluğunda dosyanın işlemden kaldırılması ve müteakiben davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Kredi taahhütnamelerinde kendisine atfen atılı imzanın kendi eli ürünü olmadığı iddiasıyla menfi tespit davası açan davacının hacizdeki beyanında borcu kabul şeklinde bir ifadesi bulunmadığı, kesinleşen takip karşısında davacının haciz sırasındaki beyanı borç doğurucu nitelikte olmadığı-
HMK'da dava çeşitleri açıkça belirtilmiş olup; olumlu tespit şeklinde bir dava türü olmayıp bu şekilde dava açılamayacağından mahkemece bu husus re'sen gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece, davalının davaya konu çeklerin dava dışı kooperatifi başkanlığından davacı tarafından alınan orman ürünlerine karşılık kendisi tarafından verilen teminat mektubunun bedeli karşılığında ödendiği, bu bedelin davacı tarafından ödenmesi gerektiği, bu nedenle çeklerin bedelsiz kaldığı iddiasının ve sunduğu ödeme makbuzlarının incelenerek gerektiğinde bankacılık konusunda bilirkişi aracılığıyla banka kayıt ve defterleri yerinde incelettirilerek bilirkişi raporu alınarak söz konusu ödemelerin teminat mektubu karşılığı yapılıp yapılmadığı tespiti ile sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Feragat dilekçesi değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi nedeniyle kararın bozulması gerektiği-
Mahkemece, davalının ödediği anılan çek bedellerinden de davacının hissesi oranında sorumlu olduğu kabul edildiğine göre, davacının, davalıya sorumlu tutulduğu bu kalem yönünden gerçek borçlulara başvurma imkanının sağlanması gerekirken, davalı tarafından, hamile ödenen çeklerin ve bu çekler için alınmış teminat senedinin davacıya iadesi sağlanmadan ve davacının bu çek ve bono bedellerini sorumlusundan tahsilini ortadan kaldıracak şekilde karar verilmesinin yerinde olmadığı-
Mahkemece taraf iddia ve savunmaları araştırılıp, ceza dava dosyası değerlendirilip, davacıların tahrifat yönündeki iddiaları üzerinde durularak varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar vermek gerekeceği-