Dava tarihi itibariyle davacının mal karşılığı verdiği çeklerin mallar temin edilmediği için bedelsiz olduğu ve sözleşmedeki cezai şartın gerçekleştiği ancak dava devam ederken davalının dava konusu malları davacıya verdiği, davacının ise malları alırken herhangi bir ihtirazi kayıt ileri sürmeden malları kabul ettiği anlaşıldığından, davacının açmış olduğu menfi tespit ve cezai şart talepli davanın konusuz kaldığı- Mahkemece "konusuz kalan davanın reddine karar verilmesi" yerine "konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacı yararına takdir edilecek vekalet ücreti ve davacının yargılama giderinin davalıdan tahsiline, yine davalının koşulları oluşmayan tazminat talebinin reddine" karar verilmesi gerektiği-
HMK:209. Maddesine göre adi bir senette yer alan yazı ve imza inkar edildiği taktirde bu konuda bir karar verilinceye kadar söz konusu senedin hiç bir işleme esas alınamayacağı, sahtelik iddiasının imza inkarı dışında bir nedene dayanması halinde İcra İflas kanununda özel bir düzenleme bulunmadığından sorunun çözümünde HMK.209.Maddesinin uygulanmasının söz konusu olduğu, HMK:209 ve 390/3 maddesindeki şartlar somut olayda oluşmasına karşın takibin durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbir kararının reddine karar verilmesi yerinde olmadığından ilk derece mahkemesinin ihtiyati tedbirin reddine ilişkin kararının kaldırılması gerektiği-
Davacı Belediye Başkanlığı tacir sayılmadığından ve taraflar arasındaki uyuşmazlığın yasa kapsamında ticari dava konusunu oluşturmadığı anlaşıldığından, davanın genel görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülmesi gerektiği-
Ceza mahkemesi tarafından verilen mahkumiyet kararlarının maddi sonuçları TBK. mad. 74 gereğince hukuk hakimini bağlayacağından bu ceza davasının sonucunun beklenmesi gerektiği-
Davalının bononun bedelsiz olduğunu bilebilecek durumda olduğu ve senet keşidecisi ve avalistini zarara uğratmak amacıyla senedi diğer davalıdan ciro ile aldığının anlaşılmış bulunmasına ve bu hususun her türlü delil ile ispatlanabilecek olmasına göre davanın kabulüne-
İİK. 67 ve 72. maddelerden kaynaklanan uyuşmazlıklara ilişkin istinaf kanun yolu başvurularını inceleme görevinin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinin 12, 13 ve 14. Hukuk Dairelerine ait olduğu-
Mahkemece "davacılar tarafından aynı yöntemle oluşturulmuş dava konusu olmayan çeklerin ödenmiş olmasına ve ödenen çeklerdeki keşideci ve ciranta imzalarının dava konusu çeklerdeki keşideci ve ciranta imzalarının aynı kişiye ait olduğuna dair alınan bilirkişi raporuna dayanılarak davaların reddine" karar verilmişse de, aynı mahiyetteki başka çeklerin herhangi bir şekilde ödenmesinin davacıların dava konusu çeklerdeki imzalara itiraz etmelerine engel teşkil etmeyeceği-