Dava dilekçesinde davacı asilin medeni hakları kullanma ehliyetinden yoksun olduğu iddia edildiğinden ve yargılama öncesinde de davacının vesayet altına alındığı görüldüğünden, mahkemece bu hususun re'sen gözetilmesi ve değerlendirilmesi gerektiği- Dava konusu senedin tanzim tarihi itibariyle davacının medeni hakları kullanma ehliyetinin bulunup bulunmadığı hususunun tespiti için mahkemece davacı asile ait belirtilen tarih itibariyle hastane raporları, kullandığı ilaçlar usulünce temin edildikten sonra, dosya ilgili belgelerle Adli Tıp Kurumuna gönderilerek alınacak rapor değerlendirildikten sonra bir karar verilmesi gerektiği-
Tefecilik suçu kapsamında davalı/sanığın cezalandırılmasına ilişkin kesinleşen mahkumiyet kararı gözetildiğinde, ceza mahkemesinde belirlenen maddi vakıaların hukuk hakimini bağlayıcı nitelikte olduğu- Davacıların dava dilekçesi ve yargılamanın diğer safhalarındaki beyanlarında davalıdan borç para karşılığında bonoyu davalıya verdiklerini ikrar etmeleri karşısında, davacıların bu ikrarı çerçevesinde birleşen dava bakımından takip konusu olan bononun .... TL kısmı dışında borçlu olmadıklarının tespiti gerektiği-
Krediye bağlı hayat sigorta poliçeleri nedeniyle tazminat ve menfi tespit istemi-
"...Borçlu, menfi tespit ve istirdat davası açarsa, yahut alacaklı genel mahkemede dava açarsa, hükmolunan tazminatın tahsili dava sonuna kadar tehir olunur ve dava lehine sonuçlanan taraf için, daha önce hükmedilmiş olan tazminat kalkar.” hükmü uyarınca  inkar tazminatının hükümsüz kaldığı-
Çekten dolayı borçlu olunmadığına ilişkin menfi tespit davasında, davacı, "davaya konu çekin harici araç satış sözleşmesi uyarınca verilmesi kararlaştırılan çek olduğunu, çekin seri numarasının sözleşmede verilmesi kararlaştırılan çekin seri numarası ile aynı olduğunu, çekin araç satışına ilişkin verildiğini, araçların teslim edilmemesi nedeniyle anılan çekten dolayı müvekkili şirketin borçlu olmadığı" iddia edilmiş ise de, sözleşme davacı ile davalı şirket  arasında imzalandığından ve çekte lehdar olarak görünen davalının sözleşmede imzası bulunmadığından, sözleşmede yer alan karşılıklı edimlerin bu davalı yönünden bağlayıcı olmadığı- Sözleşmenin imzalandığı tarihte davalı şirket yetkilisi davalı ile bu davalının kardeş olmasının, davalı kardeşin sözleşmenin içeriğini kabul ettiği anlamına gelmeyeceği- "Harici araç satış sözleşmesinin davalı şirketin yetkilisi davalı tarafından imzalandığı, davalıların kardeş oldukları, menfi tespit talebine konu çek ile sözleşmede teslimi kararlaştırılan çekin seri numarası ve miktarının aynı olduğu, hayatın olağan akışı gereği sözleşme içeriğinin davalı kardeş tarafından bilindiği" görüşünün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
Menfi tespit davalarında davacının varsa borçlu olmadığı miktara karar verilmesi ile yetinilmesi gerektiği-
İstinaf yoluna başvuran davalı şirket vekili istinaf hakkından feragat ettiğinden, davalı vekilinin feragat yetkisinin bulunup bulunmadığı, feragat dilekçesinin usulüne uygun olup olmadığı hususlarının değerlendirilmesi gerektiği-
Davacının imzasını taşıyan herhangi bir ödeme dekontu veya kredi kullandırımını destekleyici bir belge olmadığından menfi tespit davasının kabulü gerektiği- Alacaklı takibinde haksız olmakla birlikte kötüniyetli de olduğunun dosya kapsamı ile ispat edilememiş olmasına göre, davacının bu yöne ilişkin istinaf başvurusunun da esastan reddine karar verilmesi gerektiği-
İcra takibinin kesinleşmesi üzerine ileri sürülen menfi tespit istemi- Davacının hangi sözleşme nedeniyle, takip miktarından ne miktar borcu olduğu hususlarında banka kayıtları üzerinde bankacı bilirkişice yapılacak inceleme sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
İpoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan takibe karşı menfi tespit istemi- Maddi hatanın usuli kazanılmış hakkın istisnasını teşkil ettiği-