Dava konusu senetlerde “nakden” kaydı bulunmakta olup, her iki tarafın "bonoların nakden karşılığı olmadığı, mal alımından dolayı düzenlendiğine" dair beyanları karşısında, senedin her iki tarafça da talil edildiğinin kabulü gerektiği ve bu durumda ispat yükünün yer değiştirmeyeceği- Davacıların "senedin bedelsiz olduğunu, teminat olarak düzenlendiğini ve bedelinin ödendiğini" ispatlaması gerektiği- Mahkemece ispat yükü kendisinde olan davacılara (senet borçlusuna) bu iddiasını kanıtlayabilmesi için olanak verilip, tüm delilleri toplanıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Davalı alacaklı icra dosyasına beyanda bulunarak, "borçlu olarak gösterilen kişinin isim ve Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarasının sehven yazıldığı, borçlu sıfatının silinmesini talep ettiklerini" beyan etmişse de bu dilekçenin davacıya tebliğ edilmediği ve davacının aynı gün birkaç saat önce verilen dilekçeden haberdar olmasının beklenemeyeceği- Davalının, "davacının borçlu sıfatının silinmesi" talebinin İcra Müdürlüğünce kabul edildiği göz önüne alındığında, dava tarihi itibarıyla davacı aleyhinde başlatılmış icra takibi bulunduğundan, icra tehdidi altında bulunan davacının menfi tespit davası açmakta hukuki yararının bulunduğu- Davalı vekili, "senetlerde davacının borçlu olmadığını, sehven davacı hakkında takip başlattıklarını" beyanla davacı iddialarını kabul ettiğinden, mahkemece sonuç itibarıyla menfi tespit davasının kabulüne karar verilmesinin yerinde olduğu, ancak mahkemece 1/3 oranında karar ve ilam harcına hükmedilmesi ve davalı vekilinin kabul beyanı ön inceleme duruşmasından önce yapıldığından, 1/2 oranında vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği-
12. HD. 06.02.2025 T. E: 2024/7590, K: 790
Menfi tespit ve istirdat talebine ilişkin davada, dava açılmadan önce arabulucuya başvurma şartının bulunduğu- Somut olayda davanın arabuluculuğa başvurulmadan açıldığı, dava dilekçesi ve eklerinde arabuluculuk son tutanağının aslı veya arabulucu tarafından onaylı suretinin sunulmadığı gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verileceği-
İİK m.72 uyarınca, menfi tespit davası üzerine "icra takibi durdurulmamışsa" , menfi tespit davasının reddine karar verilmiş olması halinde, davalı-alacaklı lehine %20 tazminata hükmedilemeyeceği-
Menfi tespit istemi yargılama aşamasında istirdata dönüşse bile, yasa gereği bu tür ilamların icrası için kesinleşme şartı aranması gerekeceği- Somut olayda, takip dayanağı ilamın menfi tespit istemine ilişkin olduğu, takip dosyası nedeniyle davacının davalıya ödemiş olduğu 360.000,00 TL'nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verildiğinin görüldüğü- Bu durumda anılan karar, yargılama aşamasında istirdata dönüşen menfi tespit davasına ilişkin ilam niteliğinde olduğundan kesinleşmeden takibe konu edilemeyeceği-
Uyuşmazlık, mirasın hükmen reddi istemine ilişkindir...
Takibe konu bonolarda yazı ve imzada sahtelik iddiaları üzerine icra mahkemesince nasıl bir yol izlenmelidir?
Borçlu tarafından rapora itiraz edilmiş olması da dikkate alınarak, mukayese belgeler ve huzurda borçludan alınan imza örneklerinin tamamı üzerinde, üç kişilik bir bilirkişi heyetince yukarıda belirtilen niteliklere uygun şekilde yaptırılacak detaylı inceleme neticesinde alınacak raporun sonucuna göre karar verilmesi gerektiği- İmza incelemesinin yapılma şekli- "İmzanın borçluya ait olduğunu" kanıtlama külfetinin alacaklıya ait olduğu göz ardı edilmeden ispat yükünü ters çevirecek bir uygulamaya gidilmemesi gerekeceği-
Üçüncü kişinin İİK m. 89/3 kapsamında dava açabileceği- Menfi tespit davasının (iİİK m. 72) ise takip borçlusunun takip alacaklısına karşı açacağı bir dava türü olduğu, üçüncü kişinin bu davayı açamayacağı-