«Malen» kaydını taşıyan bonoda; alacaklının «borçluya para verdiğini» savunması, borçlunun da «alacaklı ile aralarında hem para ve hem de mal alışverişi olduğunu» belirtmesi halinde, senedin alacaklı tarafından tâlil edilmiş sayılamayacağı–
«Harici taksim yapıldığını» iddia eden tarafın MK. 6 uyarınca «taksimin varlığını, taksim tarihini, taksime bütün paydaşların veya yetkili temsilcilerinin katıldıklarını vb.» kanıtlamakla yükümlü olduğu–
“Borçlu” ile “istihkak iddiasında bulunan üçüncü kişi”nin ayni kişiler olduğunun anlaşılması halinde, istihkak iddiasının muvazaalı olduğu sonucuna varılması gerekeceği–
Borçlunun boşandığı eşinin “haciz edilen eşyaları emaneten borç- luya bıraktığı” iddiasının inandırıcı sayılmayacağı–
Borçlunun, kesinleşen ve bir belgeye dayanamayan ilâmsız takip hakkında açtığı «borcu bulunmadığını tesbit»e ve “istirdat”a yönelik davada, alacağın varlığını isbat yükünün alacaklıya düşeceği–
«Bonoya bağlanmış satış bedelinin ödenmediği» iddiasının, bono lehtarı (alacaklı) tarafından isbat edilmesi gerekeceği–
Fürua (altsoya) yapılan ancak MK.669/II dışında kalan kazandırmalarda, «kazandırmanın iadeye (denkleştirmeye) tâbi olarak yapıldığının» davacı füru (altsoy) tarafından isbat edilmesi gerekeceği (MK. 6)-
Davacının, malen kaydını taşıyan bir senedin hatır senedi olarak verildiğini ileri sürmesi, davalının da senetlerin verilen borç para karşılığında ve borçlunun kefil sıfatıyla ödenen paralar nedeniyle alındığını belirtmesi halinde, senedin davalı tarafından değil davacı tarafından tâlil edilmiş olacağı ve isbat yükünün öncelikle davacı-borçluya düşeceği–
Çek karşılığında sipariş edilen malların teslim edilmediğini iddia eden davacı-borçlunun bu iddiasının isbat etmesi gerekeceği–