Borçlunun beyanı alınıp, şikayet konusu taşınmazın hangi parsel üzerindeki taşınmaz olduğu açıklattırılarak, meskeniyet şikayetinde bulunduğu taşınmaz ve parsel tespit edildikten sonra karar verilmesi gerektiği-
Taşınmazın değeri tespit edilerek borçlunun bankaya olan borcunun ödenmesinden sonra kalan para ile haline münasip aynı mahalde bir ev alabileceği belirten raporun meskeniyet şikayetinde hüküm kurmaya elverişli olmadığı- Mahkemece, bilirkişiden ek rapor alınarak, taşınmazın toplam değeri ile borçlunun bulunduğu yerden daha mütevazi koşullara sahip yerlerde haline münasip evi alabileceği değerin belirlenerek, bu tespitlerden sonra borçlunun haline münasip evi alabileceği miktar, mahcuzun değerinden az ise mahcuzun satılarak, borçlunun haline münasip ev alması için gerekli bedelin kendisine, artanın alacaklıya ödenmesine, satışın borçlunun haline münasip ev alabileceği miktardan az olmamak üzere yapılmasına karar verilmesi gerektiği-
Şikayet konusu taşınmaza ilişkin 103 davetiyesi tebliğ şerhinde; tebligatın, şikayetçi borçluya, 03.07.2015 tarihinde yapıldığı yazılı ise de, icra müdürlüğünce 24.07.2015 tarihinde borçluya 103 davetiyesi gönderilmesine karar verilmesi, 103 davetiye tanzim tarihinin 26.07.2015 olduğunun görülmesi karşısında, 103 davetiye tebliğinin, PTT tebligat sorgulama kayıtlarında belirtildiği üzere, 03.08.2015 tarihinde yapıldığının, buna göre de 10.08.2015 tarihli şikayetin süresinde olduğunun kabulü gerektiği-
HMK. mad. 324 kapsamında eksik delil avansının yatırılması için (avansın hangi işlere ilişkin olduğunun, hangi iş için ne miktar avans yatırılacağı açıkça belirtilerek ve kesin sürenin sonuçları hatırlatılıp) borçluya usulüne uygun süre verilerek oluşacak sonuca göre şikayet hakkında karar verilmesi gerektiği-
Bir ticari işletme dolayısıyla teşebbüs olan sanayi sitesindeki oto tamirhanesinde haczedilen eşyaların, sermaye ağırlıklı olduklarından, borçlunun tamircilik mesleğini yürütmesi için zorunlu alet ve edevattan kabul edilemeyeceği, bu durumda borçlunun ekonomik faaliyeti, bedeni çalışmasından ziyade, sermayesine dayandığından, mahcuz malların haczedilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, o halde mahkemece, haczedilen eşyalara ilişkin şikayetin reddi gerekeceği- Her ne kadar İİK'nun 18/3. maddesi gereğince aksine hüküm bulunmayan hallerde duruşma yapılmasına gerek olup olmadığı icra mahkemesinin takdirine bırakılmış ise de, anılan takdir yetkisi mutlak bir seçimlik hak olmayıp halin icabına göre işin duruşmalı olarak incelenmesi gerektiği durumlarda mahkemenin takdir yetkisini duruşma yapmaktan yana kullanması gerekeceği-
Blirkişi tarafından düzenlenen raporlarda, haczedilen taşınmazın kıymetinin borçlunun haline münasip meskeni temin etmesi için gerekli bedelden fazla olduğunun tespit edildiği hususu göz önünde bulundurularak, mahcuzun satılarak, borçlunun haline münasip ev alması için gerekli bedelin kendisine, artanın alacaklıya ödenmesine, satışın borçlunun haline münasip ev alabileceği bedelden az olmamak üzere yapılmasına karar verilmesi gerektiği-
İcra takibinin 6552 sayılı Yasa'nın yürürlük tarihi olan 11.09.2014 tarihinden sonra başlatılmış olması halinde; 5393 sayılı Kanunun 15/son fıkrasına eklenen ve iptal edilmeyen "icra dairesince haciz kararı alınmadan önce belediyeden borca yeter miktarda haczedilebilecek mal gösterilmesi istenir" hükmü gereğince öncelikle İcra Dairesi'nce bu işlemin yerine getirilmesi, 10 gün içinde mal beyanında bulunulmaması halinde ise diğer mallar üzerinde haciz uygulanması talebinin, yerine getirileceğinin, icra takibinin 6552 sayılı Yasa'nın yürürlük tarihi olan 11.09.2014 tarihinden önce olması halinde ise; 6552 sayılı Yasa ile 15/son maddesine eklenen yukarıdaki fıkra hükmünün uygulanamayacağının kabulü gerektiği-
Hükme esas alınan raporda; taşınmazın değeri 400.000,00 TL, borçlunun daha mütevazi niteliklere sahip yerlerde haline münasip meskeni edinebileceği miktar 250.000,00 TL olarak belirlendiğine göre, mahkemece, "meskeniyet şikayetinin kısmen kabulü ile taşınmazın 250.000,00 TL'den az olmamak üzere satılarak haline münasip ev alması için gerekli 250.000,00 TL'nin borçluya, kalanının ise alacaklıya ödenmesine" şeklinde hüküm kurulması gerektiği-
İcra müdürlüğünce borçlu belediyeye mal beyanında bulunmak üzere muhtıra çıkarıldığı, borçlu belediyenin mal beyanında bulunduğu, alacaklının borçlu belediyenin mal beyanında bildirdiği taşınmazlar ile borçlunun bankalar nezdinde bulunan hak ve alacaklarına haciz konulmasını talep ettiği ve belediye şikayetinde Belediye Kanunu'nun 15. maddesi gereğince mal ve alacaklarının haczedilemez olduğunun ileri sürdüğü görüldüğünden, mahkemece, 5393 sayılı Kanun'un 15/son maddesi uyarınca haciz konulan paraların niteliği gereği haczinin kabil olup olmadığının veya kamu hizmetinde fiilen kullanılıp kullanılmadığının, haciz konulan banka hesapları üzerinde yaptırılacak bilirkişi incelemesi ile tespit edilerek haczedilmezlik şikayeti hakkında karar verilmesi gerektiği-
İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibinde haciz safhası olmadığından bir diğer anlatımla haciz bulunmadığından haczedilmezlik (meskeniyet) şikayetinde bulunma olanağının bulunmadığı-