Mahkemece, yeniden keşif icra edilerek meskeniyet şikayetine konu taşınmazın içerisine de girilmek suretiyle evin gerçek değerinin tespiti için bilirkişiden ikinci bir rapor alınmasına, borçlunun bulunduğu yerden daha mütevazi koşullara sahip yerlerde haline münasip evi alabileceği değer belirlendikten sonra, borçlunun haline münasip ev alabileceği miktar, mahcuzun değerinden az ise mahcuzun satılarak, borçlunun haline münasip ev alması için gerekli bedelin kendisine, artanın alacaklıya ödenmesine, satışın, borçlunun haline münasip ev alabileceği miktardan az olmamak üzere yapılmasına karar verilmesi gerekeceği-
Üst yapı hakkına ilişkin ruhsat Hazine’ye intikal edeceğinden haczi mümkün değil ise de, söz konusu hakkın, ekonomik değer karşılığı devrinin, yönetmelik kapsamında mümkün olması nedeniyle devir hakkının haczinin de mümkün olacağı- Mahkemece, şikayet konusu serbest bölge üst yapı hakkının kurulmasına ilişkin olarak, borçlu ile Serbest Bölge arasındaki sözleşme kapsamında, borçlunun söz konusu hakkının, üçüncü kişilere devrini yasaklayan hüküm bulunup bulunmadığı, şayet üst yapı kullanım hakkının devredilmesi imkanı tanınmış ise, ekonomik değer karşılığında devredilip devredilemeyeceğinin araştırılarak haczin kaldırılması başvurusuna ilişkin karar verilmesi gerektiği-
Borçlunun haline münasip ev alabileceği değer 70.000 TL olarak tespit edilmiş olmakla bu değer, takipten ve takibe dayanak borçtan dahi evvel kurulan intifa hakkı ile yükümlü taşınmazının kuru mülkiyet değerinden fazla olduğuna göre şikayetin kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesi gerekeceği-
Tutuklu olarak bulunan borçluya İİK’nun 103.maddesi uyarınca çıkartılan davetiyenin, İİK’nun 54/1.maddesi dikkate alınmadan Tebligat Kanunu’nun 16. maddesi uyarınca usulsüz tebliğ edilmesi halinde, kıymet takdiri tebliği üzerine borçlunun şikayetinin süresinde olduğu- Borçlu şikayet dilekçesi ile birlikte 120 TL gider avansını yatırmış, mahkemece duruşmada keşif yapılmasına karar verilerek, gider avansından karşılanmayan kısmın tamamlanması için borçluya iki haftalık kesin süre verilmesine ilişkin karar, duruşmada hazır olan borçluya ihtar edilmiş ise de, bilirkişilerin sayısı ve dosyadaki mevcut avans dikkate alınmadan keşif için eksik kalan avans miktarı net olarak belirlenmediğinden söz konusu ihtarın usule uygun kabul edilemeyeceği- Mahkemece sonraki duruşmada "eksik avansın 250 TL olarak tespiti" ile duruşmada hazır olmayan borçluya, avansı tamamlaması için iki haftalık kesin süre verilmiş ve yatırılmamasının sonuçları yazılmış ise de, söz konusu muhtıranın da borçlunun “hapiste hükümlü” olduğundan bahisle Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesi uyarınca yapıldığı, bu hali ile de muhtıraya ilişkin tebligatın usulsüz olduğu, gelinen aşamada ise bir yıldan fazla hapis cezası ile mahkum edilen borçlunun kısıtlanarak kendisine vasi atandığı anlaşıldığından, mahkemece, hükümlü olan borçlunun vasisine, eksik avansı tamamlaması için usulüne uygun ihtar yapılması gerekiği; usulsüz ihtar tebliği dikkate alınarak meskeniyete ilişkin şikayetin usulden reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-
Borçlu belediyeye ait taşınır ya da taşınmaz bir malın haczedilmezliği için o malın fiilen kamu hizmetinde kullanılmasının gerektiği- Haczedilen hesapların, fiilen kamu hizmetinde kullanılıp kullanılmadığı tespit edilmemiş olduğundan, mahkemece, hesaptaki paranın mahiyeti konusunda yöntemince bilirkişi incelemesi yaptırılarak karar verilmesi gerektiği-
Borçlunun ölümü halinde, İİK. mad. 53 uyarınca; alacaklı tarafından takibin mirasçılara yöneltilmesi ve bu konuda muhtıra tebliğinden sonra, mirasçılar haczin kendilerine tebliğ tarihinden ya da öğrenmeleri halinde bu tarihten itibaren yedi günlük sürede kendi adlarına haczedilmezlik şikayetinde bulunabileceği- Borçlunun vefatı nedeniyle muris yönünden haczedilmezlik şikayetinin konusu kalmadığından, mahkemece istemin reddi gerektiği-
Borçlunun daha önce ipotek ettiği taşınmazı hakkında sonradan haczedilmezlik şikayetinde bulunabilmesi için ipoteğin mesken kredisi, esnaf kredisi, zirai kredi gibi zorunlu olarak kurulmuş ipoteklerden olması gerektiği- Zorunlu olarak kurulan ipoteğin meskeniyet şikayetine engel teşkil etmeyeceği, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipoteklerin, adı geçenin, daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunmasını engelleyeceği- Şikayete konu taşınmaz üzerinde ipotek tesis edildiği anlaşıldığından, icra mahkemesince ipoteğin niteliği araştırılarak, zorunlu olarak kurulan ipotek olduğunun anlaşılması halinde, bilirkişiden ek rapor alınmak suretiyle borçlunun ikamet ettiği yerden daha mütevazi koşullara sahip yerlerde haline münasip evi alabileceği değerin saptanması, bu tespitlerden sonra borçlunun alabileceği evin değeri, mahcuzun değerinden az ise mahcuzun satılarak borçlunun haline münasip evi alması için gerekli bedelin kendisine, artanın alacaklıya ödenmesine karar verilmesi gerektiği-
Haczedilmezlik şikayetinin, İİK.nun 16/1.maddesi uyarınca yedi günlük süreye tabi olduğu, bu sürenin öğrenme tarihinden başlayacağı-
Katkı payı alacağına konu taşınmaz için meskeniyet şikayetinde bulunulamayacağı-
Borçlunun daha önce ipotek ettiği taşınmazı hakkında sonradan haczedilmezlik şikayetinde bulunabilmesi için ipoteğin mesken kredisi, esnaf kredisi, zirai kredi gibi zorunlu olarak kurulmuş ipoteklerden olması gerektiği- Zorunlu olarak kurulan ipoteğin meskeniyet şikayetine engel teşkil etmeyeceği, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipoteklerin, adı geçenin, daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunmasını engelleyeceği- Şikayete konu taşınmaz üzerinde tesis edilen ipoteğin banka aracılığıyla kooperatife üye esnaflara kooperatifçe kullandırılan kredi sözleşmesi gereğince kooperatif lehine kurulan ipotek olduğunun bildirildiğinden, ipoteğin zorunlu ipoteklerden olması ve sosyal amaçlı kredinin teminatını teşkil etmesi karşısında, borçlunun, meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetinde bulunmasında herhangi bir engel bulunmadığı-