İcra ve İflas Kanunu ve takip hukuku ilkelerine göre asıl olanın alacaklının alacağına kavuşmasını sağlamak olduğundan, kural olarak borçluların tüm mallarının haczinin mümkün olduğu, bir malın haczedilememesi için yasal düzenlemenin bulunmasının zorunlu olduğu, haczedilmezlik istisnai bir durum olduğundan, bu yöndeki düzenlemelerin de dar yorumlanması gerekeceği- 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 15/son maddesinin dar yorumlanması gerektiği, maddede açıkça haczedilmezlik için vergi, resim, harç geliri olma ya da "fiilen kamu hizmetinde kullanılma" koşullarının kabul edilmesi karşısında, belediyeye ait bir aracın haczedilmezliği ancak fiili durumunun tespiti ile belirlenmesi gerektiği, bu konuda ispat yükünün ise borçluya düştüğü, bir diğer anlatımla, haczedilen aracın fiilen kamu hizmetinde kullanıldığını borçlu belediyenin ispatlaması gerektiği, aksi halde şikayetin reddi gerekeceği-
7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun bilinen adrese tebligatı düzenleyen 10. maddesinin 1. fıkrasına göre; tebligatın, muhatabın bilinen en son adresinde yapılacağı, 6099 Sayılı Yasa'nın 3. maddesi ile eklenen aynı maddenin 2. fıkrasına göre ise, bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edileceği ve tebligatın bu adrese yapılacağı-
Belediyenin haczedilmezlik şikayetinin kabul edilebilmesi için mahcuzların kamu hizmetinde fiilen kullanılmasının zorunlu olduğu- Haczedilmezlik şikayetine konu edilenin şeyin, belediyenin banka hesabı olması durumunda hesaptaki paraların niteliği belirlenmesi gerektiği- Hesapta kira bedeli tahsilatı, POS cihazı tahsilatı gibi vergi, resim, harç niteliği taşımayan tahsilatlar bulunduğu ve hesaba karşılıklı para aktarımlarının bulunduğu ve bu iki hesap arasında sürekli işlem gördüğü anlaşıldığından, bu hesapların havuz hesabı niteliğinde olduğu ve üzerindeki haczin kaldırılmasının hatalı olduğu-
Somut olayda; İcra Müdürlüğü tarafından 10.03.2015 tarihinde borçlunun taşınmazlarına haciz konulduğunun anlaşıldığı, borçlunun 5393 sayılı Yasa'nın 15. maddesine göre "haczin mümkün olmadığı" hususundaki talebi hakkında değerlendirme yapılarak sonuca gidilmesi yerine, 5393 sayılı Yasa'nın 15/son. maddesine eklenen ek fıkra hükümlerine göre inceleme yapılarak eksik inceleme ile hüküm tesisinin doğru olmadığı-
6552 sayılı Yasa'nın yürürlük tarihinden önce başlatılan icra takiplerinde, 6552 sayılı Yasa ile 5393 sayılı Yasa'nın 15/son maddesine eklenen ek fıkra hükümlerinin uygulanamayacağının kabulü gerektiği- Bir mahkemenin Yargıtay Dairesi'nce verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğacağı (usuli kazanılmış hak)-
İİK'nun 82/1-12. maddesi gereğince, borçlunun “haline münasip” evinin haczedilemeyeceği, bir meskenin, borçlunun haline uygun olup olmadığı, adı geçenin haciz anındaki sosyal durumuna ve borçlu ile ailesinin ihtiyaçlarına göre belirleneceği, buradaki “aile” teriminin, borçlu ile birlikte aynı çatı altında yaşayan, bakmakla yükümlü olduğu kişileri kapsadığı- İcra Mahkemesi'nce, borçlunun, sözü edilenlerle birlikte barınması için, zorunlu olan haline münasip meskeni temin etmesi için gerekli bedel bilirkişilere tespit ettirildikten sonra, haczedilen yerin kıymeti bundan fazla ise, satılmasına karar verilmeli ve satış bedelinden yukarıda nitelikleri belirlenen mesken için gerekli olan miktarın borçluya bırakılıp kalanının alacaklıya ödenmesi gerekeceği-
Hacizde tertip ilkesi ve usul ekonomisi gereğince, borçlunun malları haczedilirken, muhafazası ve satılması en kolay ve yokluğu borçluya en az yük teşkil edecek mallardan hacze başlanılması, haciz yapılırken alacaklı ve borçlunun menfaatlerinin mümkün olduğu kadar dengelenmeye çalışılması gerektiği- 6552 sayılı Kanun'un 121. maddesi ile 5393 sayılı Belediye Kanunu 15. maddesine eklenen fıkranın birinci cümlesinin; ''... ve haciz işlemi sadece gösterilen bu mal üzerine uygulanır'' ibaresi ile ''...veya kamu hizmetlerini aksatacak...'' ibaresi, Anayasa Mahkemesi’nin 17/6/2015 tarihli ve E.: 2014/194, K.: 2015/55 sayılı Kararı ile iptal edilmiş olduğu-
Borçlu belediyece haczi kabil olmayan paralar ile haczi mümkün olan paraların aynı hesapta toplanmasının ve birbirine karıştırılmasının, haczedilmezlik hakkından feragat olarak kabul edilmesi gerekeceği, bilirkişi aracılığı ile gerektiğinde yerinde inceleme yapılarak, hesabın vergi, resim, harç hesabı olup olmadığı açıkça ortaya konulması gerekeceği-
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu mad. 26'nın "Hakim tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır..." hükmünü, "Hükmün Kapsamı" başlıklı 297/2. maddesinin ise ''Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.'' hükmünü içerdiği-
Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği-